Orta Asya Türk Tarihi Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.
Açıköğretim derslerinden Orta Asya Türk Tarihi Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim için hazırlanan ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.
Timur-Timurlular, Babür Ve Babürlüler Devleti
Timur ve soyundan gelenler Orta Asya ile İran’da kaç yıl hüküm sürdüler?
Timur ve soyundan gelenler Orta Asya ile İran’da yaklaşık 150 yıl hüküm sürdüler.
Çağatay Hanlığı hangi sınırlar içinde oluşmuştur?
Çağatay Han’a verilen bölgenin sınırları doğuda Beşbalık bölgesini içine alacak şekilde başlıyor, batıda Ceyhun Irmağı’na kadar uzanıyordu. Kuzeyde İli Nehri havzası ve Yedisu bölgesi de onun hanlık bölgesine dahil idi. Bu duruma göre Doğu Türkistan tümüyle Batı Türkistan ise kısmen Çağatay Hanlığı sahasına dahil idi. Çağatay Ulusu bu saha içinde oluşmuştur.
Çağatay Hanlığı ne zaman bölünmüştür ve bölündükten sonra hanlık nasıl bir hale gelmiştir?
Çağatay Hanı Alaadin Tarmaşirin’in ölümünden (1334) sonra hanlık parçalandı. Batı bölümü (Maveraünnehir kısmı) Çağatay Ulusu olarak bilinmeye başladı; doğu bölümü Cengiz yasasına, konargöçer hayata daha fazla bağlı idi ve Moğolistan olarak anıldı. Çağatay hanı Alaaddin Tarmaşirin Han’dan sonra idare tamamen ‘ulus emîrleri’ olarak bilinen, hem askerî, hem de kabilelerin irsî liderleri durumunda olan şahısların eline geçti. Cengiz soyundan gelen hanlar ise kukla durumuna düştü.
Timur’un faaliyete başladığı XIV. yüzyılda Çağatay ulusu hangi alanları kaplıyordu?
Timur’un faaliyete başladığı XIV. asır ortalarında Çağatay ulusu geniş alanları kaplıyordu. Bu alanlar Maveraünnehir, bugünkü Afganistan olarak bilinen yerin kuzey ve doğu kesimlerini içine alıyordu.
Timur döneminde etkili olan ve isimlerinden sıkça söz edilen boylar hangileridir?
Timur döneminde etkili olan ve isimlerinden sıkça söz edilen boylardan bazıları şunlardır:
• Apardi
• Arlat
• Barlas
• Besüid
• Borulday
• Celayir
• Karaunas
• Kavçin
• Kıpçak
• Sulduz
• Yasavuri
Emîr Timur Güregen kaç yılında ve nerede doğmuştur?
Emîr Timur Güregen, 1336 yılında Keş şehri yakınındaki Hoca Ilgar köyünde doğdu.
Timur’un soyu hangi boya ve kime dayanmaktadır?
Timur’un mensub olduğu Barlaslar Çağatay Han’a verilen dört boydan oluşturulan dört binlikten biri olan Barulas binliği idi. Çağatay Han (ö.1241) ile Batı Türkistan’a gelen Barlas binliği bünyelerine aldıkları (bogol ile) bozkırlı Türk nüfus ile büyüdü. Boy, adını muhafaza etti ancak Müslüman ve Türkçe konuşan bir boy halini aldı. Timur’un soyu, Çağatay Han’ın yanına verilen bu Barlas binliğinin komutanı Karaçar Noyan’a dayanmaktadır.
Emîr Timur kurduğu devleti nasıl şekillendirmiştir?
Emîr Timur, Kurduğu devleti kendi karizması, askerî ve idari başarısı ile Türk ve Müslüman hâkimiyet anlayışına uygun olarak tesis etmiştir.
Emîr Timur, devletin genişlemesi için nelere önem vermiştir?
Emîr Timur, büyük bir hanedana mensup değildi ve soyundan kendisine miras olarak kalan bir ordu ya da devlete sahip değildi. Barlas boyunun beyi idi. Kendisi bozkır kültürüne mensup olmasına rağmen yerleşik hayatın önemini biliyordu. Tarım ile ticaretin gelişmesi için çaba sarf etti. Esas gücünü boylardan alan ordusunu uzun, kârlı seferlerle meşgul ederek bu nüfusu ve liderlerini iç mücadeleler yaratmaktan alıkoymuş, hâkimiyet alanını genişleterek idare ettiği yerlerde ticaretin rahatça yapılmasını sağlamıştır.
Timur’da sonra gelen hanedanın temel politikası ne olmuştur?
Tarım ve ticaretin himayesi Timur’dan sonra hanedanın genel politikası olmuştur.
Timur, Maveraünnehir’e ne zaman hakim olmuştur?
Timur, 1360- 70 arasında Maveraünnehir’e hâkim olmayı başardı. Buradaki emîrlerin kendi arasında ve emîrlerle hanlar arasında cereyan eden mücadelelerden başarıyla çıkmayı başardı.
Timur’un Harezm seferleri nasıl başlamıştır ve ne zaman sona ermiştir?
Timur, Maveraünnehir’e hâkim olduktan sonraki on yılda Harezm üzerine dört sefer düzenleyerek burayı ele geçirdi. Kuzey ülkelerinden gelen kürk, bal, balmumu, İskandinav ülkelerinden balık dişi, tutkal, zırh ve kılıçlar, Deşt-i Kıpçaktan at ve sığır sürüleri gibi emtialar Harezm pazarlarında satışa sunuluyordu. Bu şekilde başlayan Harezm Seferleri Timur’un 1370-1379 arasında dört defa bölgeye yürümesi ve nihayet burayı ele geçirmesiyle sona erer.
Timur’un yaptığı Harezm seferleri ile Çet seferlerinin sonuçları nelerdir?
Timur, Harezm Seferleri ile Harezm’deki Kongratlar’ın, ve Çet üzerine seferler ile de Doğu Türkistan’daki Duğlatlar’ın güçlerini nispeten kırdı ve buralardan Maveranünnehr’e yapılacak taarruzları önledikten sonra Horasan’a yöneldi.
Timur döneminde Kertler, Serbedarlılar, Celayirliler, Muzafferîler nerelerde hüküm sürüyorlardı?
Bu dönemde Ceyhun’dan batıya doğru Herat merkez olmak üzere Horasan da Kertler (1245-1383) hâkim idi. Merkezi Sebzvar olmak üzere Horasan’ın batı tarafında Serbedarlılar; merkezi Şiraz olmak üzere Fars ve Kirman taraflarında Muzafferîler (1294- 1393); merkezi Bağdat olmak üzere Irak-ı Arab, Irak-ı Acem ve Azerbaycan bölgelerinde ise Celayirliler (1336-1432) hüküm sürüyordu.
Toktamış Oğlan Altın Orda Devleti’nin tamamına nasıl hâkim olmuştur?
Timur 1376’da kendisine sığınan Toktamış Oğlan’ı Altın Orda’da saltanat mücadelesine girmesi için desteklemiş ve defalarca yenilip tekrar geldiğinde desteklemeye devam etmişti. Toktamış bu destekler sayesinde önce Altın Orda’nın doğu kısmında, daha sonra batı kanadında Emîr Mamay’ı yenerek (1381) Altın Orda’nın tamamına hâkim oldu.
Timur, Deşt-i Kıpçak’a neden iki sefer düzenlemiştir ve bu seferler nasıl sonuçlanmıştır?
Timur 1376’da kendisine sığınan Toktamış Oğlan’ı Altın Orda’da saltanat mücadelesine girmesi için desteklemiş ve defalarca yenilip tekrar geldiğinde desteklemeye devam etmişti. Toktamış bu destekler sayesinde önce Altın Orda’nın doğu kısmında, daha sonra batı kanadında Emîr Mamay’ı yenerek (1381) Altın Orda’nın tamamına hâkim oldu. Toktamış Han Altın Orda’da idaresini tesis edince güneye yöneldi. Timur’un idaresindeki Tebriz ve Harezm’e saldırdı. Timur ile Toktamış arasında hâkimiyet mücadelesine sahne olan bu bölgeler (Azerbaycan ve Harezm) Deşt-i Kıpçak’a hâkim olan güçler ile İran ve Maveraünnehr’e hâkim olan devletler arasında her zaman ihtilaflı bölgeler olmuşlardır. Zira bu iki bölge kuzey ülkelerinin güney ülkeleri ile veya sıcak iklim kuşağı ile bağlantısının yapıldığı yerler idi. Timur 1376’da kendisine sığınan Toktamış Oğlan’ı Altın Orda’da saltanat mücadelesine girmesi için desteklemiş ve defalarca yenilip tekrar geldiğinde desteklemeye devam etmişti. Toktamış bu destekler sayesinde önce Altın Orda’nın doğu kısmında, daha sonra batı kanadında Emîr Mamay’ı yenerek (1381) Altın Orda’nın tamamına hâkim oldu. Toktamış Han Altın Orda’da idaresini tesis edince güneye yöneldi. Timur’un idaresindeki Tebriz ve Harezm’e saldırdı. Timur ile Toktamış arasında hâkimiyet mücadelesine sahne olan bu bölgeler (Azerbaycan ve Harezm) Deşt-i Kıpçak’a hâkim olan güçler ile İran ve Maveraünnehr’e hâkim olan devletler arasında her zaman ihtilaflı bölgeler olmuşlardır. Zira bu iki bölge kuzey ülkelerinin güney ülkeleri ile veya sıcak iklim kuşağı ile bağlantısının yapıldığı yerler idi. Asya’nın ürünleri Harezm üzerinden kuzeye pazarlanıyordu. Akdeniz ve İran bölgeleri ile Kuzey ülkelerinin bağlantısı ise kara yolundan Kafkaslar’dan deniz yoluyla ise Karadeniz limanlarından sağlanıyordu. Timur ve Toktamış’ı bu jeopolitik yapıdan soyutlamak ve bunun dışında hareket etmelerini beklemek pek sağlıklı olmasa gerektir. 1391 ve 1395 yıllarında iki defa Deşt-i Kıpçak’a yürüyen Timur ilk sefer ile Doğu Deşt-i Kıpçak’ı ikinci seferde ise Altın Orda’nın batı kanadını vurarak Toktamış’ın gücünü kırmış ancak onu ele geçirememiştir.
Timur 1391 – 1393 yılları arasında nerelere ilerlemiştir?
Timur, Toktamış’ı yendikten sonra (1391) kışı Semerkant’ta geçirdi ve ertesi yıl Irak ve Fars’a doğru ilerledi. Şiraz, Kazerun, İsfahan, Hemedan’dan ilerleyerek Bağdat önlerine geldi (1393). Timur Bağdat’a yöneldiği sırada aslında Orta Doğu’da Timur’a karşı koyacak büyük devletler yoktu. Bağdat’tan sonra Tekrit’i ele geçirdi.
Timur Bağdat ve Tekrit’i ele geçirdikten sonra hangi devletlere ve hâkimlere mektuplar ve elçiler göndermiştir?
• Erzincan Emîri Taharten
• Erzincan Emîri Taharten
• Karamanoğlu
• Dulkadiroğlu
• Karakoyunlu
• Akkoyunlu beyleri
• Sivas-Kayseri hâkimi Kadı Burhaneddin
• Memluk Sultanı Berkuk
Ön Asya’da Moğol tehlikesi gibi algılanan Timur’a karşı nasıl bir ittifak kurulmuştur ve bu ittifak nasıl ortadan kalkmıştır?
Timur, Bağdat ve Tekrit’i ele geçirdikten sonra Erzincan Emîri Taharten, Karamanoğlu, Dulkadiroğlu, Kara Koyunlu, Ak Koyunlu beyleri, Sivas-Kayseri hâkimi Kadı Burhaneddin’e haber ve mektup göndermişti. Memluk Sultanı Berkuk’a kalabalık bir elçi heyeti gönderdi. Bunların cevaplarını beklemeden ileri harekatına devam etti. Aslında Timur’un Bağdat kapılarına dayanması Ön Asya’da yeni bir Moğol tehlikesi gibi algılanmış ve tedirginlik yaratmıştır. Hatta Timur’a karşı Kadı Burhaneddin’in ciddi çabalarıyla bir ittifak oluşturulmuştu. Mısır, Altın Orda, Osmanlı ve Kadı Burhaneddin devleti arasında kurulmaya çalışılan bu ittifak fazla uzun ömürlü olmamış, Kadı Burhaneddin’in ölümü, Timur’un ikinci kez (1395) Toktamış üzerine yürümesi ve onu bertaraf etmesi, Osmanlı Devletinin de Memluk nüfuzundaki yerleri ele geçirmesiyle ittifak Timur’a karşı ciddi bir tavır sergileyemeden sona ermiştir.
Timur’un Tekrit’ten gönderdiği mesaja kimler olumlu cevap vermişlerdir?
Timur’un Tekrit’ten gönderdiği mesaja bölgedeki devlet ve beyliklerin hepsi olumsuz cevap vermedi. Timur’un mektubuna Sivas-Kayseri hâkimi Kadı Burhaneddin olumsuz cevap vermiş, Mısır Sultanı Berkuk Timur’un elçisini öldürtmüştü. Ancak Timur’un bölgeye gelmesine memnun olanlar da vardı. Erzincan hâkimi Taharten, Karamanoğlu Alaaddin Bey ve Dulkadiroğlu Sevli Bey’ler Timur’un davetine olumlu cevap vermişlerdi. Bunlardan Alaadin Bey, Anadolu veya Suriye’ye yapacağı seferde kendisine katılmayı vaad ediyor, Dulkadiroğlu ise Timur’u Suriye üzerine sefere teşvik ediyordu.
Timur, Bağdat ve Tikrit’ten sonra 1395 yılına kadar nerelere sefer düzenlemiştir ve nereleri almıştır?
Timur Bağdat’tan sonra asker sevk ederek Basra, Vasıt’a ulaştı, kuzeye yöneldi, Musul, Mardin, Diyarbekir’i ele geçirdi. Ahlat, Avnik, Tiflis, Şeki, Timur’un akınına maruz kaldı. Kışı Mahmudabad’da geçiren Timur, Toktamış üzerine ikinci kez yönelmiş ve onu yendikten sonra (1395) Semerkant’a dönmüştür.
Yıldırım Bayezid ile Timur arasında cereyan eden ve Ankara Savaşı ile sonuçlanan mücadelenin başlıca sebepleri nelerdir?
1. Erzincan Emîrliği Meselesi
2. Anadolu Beylerinin Şikâyeti
3. Sivas’ın Timur Tarafından Alınışı
4. Mülteciler Meselesi (Karakoyunlu Kara Yusuf ve Sultan Ahmet Celayiri’nin Bayazid’a sığınması)
5. Her İki Tarafın Hâkimiyet Anlayışı
Timur’un Ön Asya’daki seferinin özellikle de Ankara Savaşı’nın Osmanlı ve bölge tarihi sonuçları nelerdir?
Timur’un Ön Asya seferinin özellikle Ankara Savaşı’nın sonuçları Osmanlı ve bölge tarihi bakımından önemlidir. Osmanlılar, Anadolu’nun siyasi birliğini sağlamayı başarmışlardı. Timur’un seferi sonunda bu siyasi birlik bozuldu ve başta Karamanoğlu Beyliği olmak üzere Anadolu beylikleri topraklarını genişleterek yeniden canlandılar. Bizans, Osmanlılar karşısında zor durumda idi. Kostantinopolis Osmanlı kuşatması altında iken bundan kurtulduğu gibi, Bizanslılar Osmanlılara kaptırdıkları bazı yerleri geri aldılar ve hatta Osmanlı ailesinden rehin alır duruma geldiler. Bizans İmparatorluğu’nun ömrü elli yıl uzadı. Osmanlı Devleti, Fetret dönemine girdi ve bunun izlerini uzunca bir süre hissetti.
Timur, Anadolu’daki fetih hareketlerinden sonra, Miranşah’ın oğlu Mirza Ömer’e nerelerin idaresini vermiştir?
Ön Asya Seferi sonrasında Timur, Anadolu’da yaklaşık bir yıl kadar kaldıktan sonra geri dönerken al tamgalı yarlık ile Hülagu Han tahtını bütün Azerbaycan, İstanbul’a kadar Rum diyarı, Irak-ı Acem, Arran, Mugan, Ermenistan ve Gürcistan bölgeleri, İskenderiye ve Nil’e kadar Şam diyarını Miranşah’ın oğlu Mirza Ömer’in idaresine verdi (Temmuz 1404).
Ön Asya Seferin’den sonra Timur, iki yüz bin kişilik süvari ve piyade ordusunu kimlerden ve nerelerden toplamıştır?
Ön Asya Seferi’nden sonra Timur, Ön Asya Seferi’nden sonra Timur, Maveraünnehir, Türkistan, Harezm, Belh, Bedehşan, Horasan, Sistan, Mazenderan, bölgelerinden ve Anadolu’dan göçürülen Tatarlar ile Azerbaycan ve Iraktan getirilen İran’ın göçer hanelerinden iki yüz bin kişilik süvari ve piyade topladı.
Timur ne zaman ölmüştür ve öldüğünde kurduğu devletin sınırları nerelere uzanıyordu?
Timur, 19 Şubat 1405 tarihinde, Çin Seferi sırasında ölmüştür. Onun devletinin merkezî toprakları Batı Türkistan olmasına rağmen nüfuz alanı Moskova’dan
Delhi’ye Doğu Türkistan’dan İstanbul’a kadar uzanıyordu.
Timur öldüğünde hayatta kalan iki oğlu kimlerdir?
• Miranşah
• Şahruh
Timur, hangi sebepten ötürü Miranşah’ın idaresindeki yerleri torunu Ömer Mirza’ya vermiştir?
Timur, Miranşah’ın akli dengesindeki bozukluk nedeniyle onun idaresindeki yerleri (Azerbaycan ve buna bağlı yerler) bu oğlundan torunu olan Ömer Mirza’ya vermişti.
Timur’un ölümünden sonra yaşanan taht mücadeleleri hangi bölgelerde gerçekleşmiştir?
1. Maveraünnehir-Horasan bölgesi
2. Azerbaycan ve Irak-ı Acem ve Arap bölgeleri
3. Fars, Kirman, Huzistan bölgeleri
Timur’un ölümünden sonraki taht mücadelesi ne zaman ve nasıl sonra ermiştir?
Timur’un başkenti Semerkand’ın Şahruh’un eline geçmesiyle Timur’un mirası için Horasan ve Maveraünnehir’de yapılan mücadele 1409’da sona ermiş ve Timur’un yerini Şahruh almış oldu.
Şahruh’un oğullarından Uluğ Bey nasıl bir devlet adamıydı?
Uluğ Bey’in Maveraünnehir bölgesinde babasının yüksek himayesindeki uzun yöneticilik süresi siyasi tarihten çok ilim tarihi bakımından önemlidir. Zira o burada ilim adamlarını himaye ederek matematik ve astronomi ilimleri bakımından çok parlak bir devir yaşanmasını sağlamış ve âlim hükümdar olarak tanınmıştır. Bizzat kendisinin bir ilim adamı olarak yer aldığı ilmi faaliyetler neticesinde Zic-i Uluğ Bey olarak da tanınan zic hazırlanmıştır.
Sultan Ebu Said (1451 – 1469) kimdir ve nasıl bir devlet adamıdır?
Ebu Said, Şahruh’un oğul ve torunları gibi herhangi bir bölgenin idarecisi değildi. O Şahruh’un oğlu olan kuzeni Uluğ Bey’in himayesinde yetişmişti. O sarhoşluk verici şeylerden uzak duran, ıyş ü işret meclislerinde yer almayan bir mirza idi. Ebu Said, Şahruh kolundan gelen mirzaların sahip olduğu gibi asker toplamak ve ordu kurmak için kullanabileceği vârisi olduğu bir hazinesi yoktu. O, saltanat mücadelesine atılmak için Timur’un soyundan gelmekten başka bir ayrıcalığı olmayan biriydi.
Hüseyin Baykara (1469 – 1505), tahtta oturduğu sürece kimlerle mücadele etmiştir?
• Akkoyunlu Hasan Bey’in desteğini alan Mirza Yadigar
• Sultan Ebu Said’in oğlu Sultan Mahmut Mirza
• Uluğ Bey
• Oğulları, Bediüzzaman, Muhammed Kasım ve Muhammed Hüseyin
Timurlu mirzaları ve emîrleri arasındaki çekişme kimlere yaramıştır?
Timurlu mirzaları ve emîrleri arasındaki çekişme Özbeklerin ve Moğolların işine yaradı.
Timurlu Hanedanı nasıl sona ermiştir?
Özbek lideri Şeybani Han 1506 yılında Belh’i kuşatmıştır. Bu olay sonrasında, Hüseyin Baykara, Bediüzzaman Mirza, Merv’den gelen Ebü’l-Muhsin Mirza, babalarının yanında yer aldı ancak Meşhed’de padişahlık yapan Muhammed Muhsin hiç yardım göndermedi. Hüseyin Baykara ve Bediüzzaman Mirza, Muhammed Muhsin Mirza’nın kendileri Belh’e yöneldiklerinde gelip Herat’ı almasından korktular ve bu endişe ile Özbeklere karşı gidemediler. Belh Şeybani Han’ın eline geçti. Özbeklerin Belh, Andahud, Şuburgan ve Faryabı ele geçirerek Herat’a yöneldikleri haberinin gelmesi üzerine harekete geçen hükümdar yolda hastalandı ve vefat etti ( 5 Mayıs 1506) . Hüseyin Baykara’nın vefatı Timurlu hanedanının da sonu oldu.
Timurluların son dönem tarihine ve edebiyatına damgasını vuran Ali Şir Nevai kimdir?
Hüseyin Baykara’nın çocukluk arkadaşı, saltanatı ele geçirmesinde en cesur destekçisi, mühürdar ve emîr olarak da resmen devlet işlerinde görev alan Ali Şir Nevai Timurluların son demlerinde yaşamıştır. Dönemin tarihine ve Türk edebiyatına damgasını vuran bu büyük kültür adamı, Hüseyin Baykara’dan kısa süre sonra vefat etmiştir.
Timurlularda maliye teşkilatı nasıl bir yapıya sahipti?
Maliye teşkilatının en başında vezirler vardı. Cizye, bac, haraç, avarız, Pay-i gavane dükkan başına dört ayda bir bir çeşit vergi bazı vergi türleridir. Yıllık olarak tespit edilen vergiler üç taksit halinde para ve mal olarak tahsil edilebiliyordu. Vergiler ayni olarak da tahsil edilebiliyordu. Vergi kayıtları defterler halinde tutuluyordu. Bunlar iki suret olarak tertip ediliyordu. Biri hükümdarın merkezinde biri de vilayetlerde idi.
Mirza Şahruh’un saltanatı döneminde Timurlularda kültürel gelişme nasıldır?
Mirza Şahruh’un saltanatı dönemi, kültürel gelişme için her şeyin (bilimden, sanattan edebiyattan anlayan iyi eğitimli hanedan üyeleri; maddî birikim ve nihayet bu iki unsurun kullanılabileceği siyasi istikrar) mevcut olduğu bir dönemdir. Bu dönemde Herat, Şiraz, Meşhed, Semerkand, Buhara Şiraz mamur şehirler oldular. Şahruh’un oğlu Mirza Baysungur konutunu âdetâ bir güzel sanatlar akademisine dönüştürmüştü. Burada hat, tezhip, ciltcilik gibi dönemin en yaygın sanat dallarında mahir şahıslara çalışma ortamı sağlamıştı.
Uluğ Bey döneminde hangi bilim adamları, hangi alanlarda çalışmalar yapmışlardır?
Uluğ Bey döneminde rasathane ve medreselerde 70 kadar matematikçi vardı. Uluğ Bey, Kadızade-i Rumi ve Gıyasüddin Kaşi ve Ali Kuşcu gibi bilim adamları ile rasathanede gözlem yapmış ve bir yıldız kataloğu (Zic-i Uluğ Bey) hazırlatmıştı. Onlar burada bir ekol oluşturdular ve İslam dünyasında Nasırüddin Tusî’den sonraki dönemin doruk noktasını teşkil ettiler.
Hüseyin Baykara döneminde devlette önemli bir yere sahip olan Ali Şir Nevai hangi türlerde eserler meydana getirmiştir?
Dönemin belki hükümdar kadar önemli siması Ali Şir Nevai, kültür hayatının baş hamisi olarak, hatta hükümdarı gölgede bırakacak kadar önde görünmektedir. Politik küçülmenin aksine edebiyat alanında zengin bir dönem yaşanmıştır. Çağatay edebiyatında klasik devreyi oluşturan; Dîvân, mesnevi, tezkire, tarih gibi türlerde otuza yakın eser veren Nevai, devrinin olduğu kadar Türk Edebiyatının da en mühim şahsiyetlerinden biridir.
Gâzî Zahîrüddîn Muhammed Babür, kaç yılında, nerede doğmuştur ve hangi soydan gelmektedir?
Gâzî Zahîrüddîn Muhammed Babür, 15 Şubat 1583 tarihinde Fergana’da doğmuştur. Baba tarafından soyu Timur’a dayanıp, Timur’un dördüncü kuşaktan, anne tarafından ise Cengiz Han’ın on beşinci kuşaktan torunudur. Babası Ömer Şeyh Mirza, annesi Kutluğ Nigâr Hanım’dır (Yunus Han’ın kızı).
Babür’ün siyasi mücadeleleri kaç ana kısımda incelenmektedir ve bunlar nelerdir?
Babür’ün siyasi mücadelelerini üç ana kısımda ele alınmaktadır. Bunlar:
1. Fergana hâkimiyeti (1494–1504)
2. Kabil hâkimiyeti (1504–1526)
3. Hindistan hâkimiyeti (1526–1530).
Babür’ün en tehlikeli rakipleri kimlerdi?
• Özbek hükümdarı Muhammed Şeybâni Han (1500–1510)
• İran Safevi Devleti hükümdarı Şah İsmail
Ser-i Pûl Meydan Savaşı kimler arasında, kaç yılında gerçekleşmiş ve nasıl sonuçlanmıştır?
Ser-i Pûl Meydan Savaşı, 1501 yılında Özbekler ve Babür arasında gerçekleşmiştir. Bu mücadelede yenilen Babür, Taşkent’teki dayısının yanına sığınmıştır.
Babür, kimlerin yardımıyla Semerkant ve Buhara’yı ele geçirmiştir?
Babür, 1511’de Safevilerin yardımıyla Babür, 1511’de Safevilerin yardımıyla Semerkant ile Buhara’yı ele geçirmiştir.
Babür, 1519-1526 yıllarında Hindistan’a kaç sefer düzenlemiştir ve bu seferler nasıl sonuçlanmıştır?
Babür, 1519–1526 yılları arasında Hindistan’a beş büyük sefer düzenledi ve böylece Hindistan’ın kuzeyini de ülkesinin sınırları içerisine almış oldu.
Babür, Hindistan’da Babür Hanedanı’nı nasıl kurmuştur?
Babür’ün kesin ve en büyük Hindistan seferi 1525 senesinde gerçekleşti. Evvela Pencap’ı istila etti ve hemen ardından Delhi üzerine yürüdü. Bu sırada Kuzey Hindistan’ın hâkimiyeti Lûdîler’in elinde ve başlarında İbrahim Lûdî bulunmaktaydı. Babür İbrahim’in üzerine yürümek için Panipat Ovası’na geldi ve karargâhını kurdu. Lûdî’nin ordusu çok kalabalıktı ve üstelik bin kadar da fil bulunmaktaydı. Buna karşılık Babür’ün askerlerinin sayısı 12.000 civarındaydı. 21 Nisan 1526 günü iki ordu şiddetli bir savaşa tutuştular. Ateşli silah kullanan Babür karşısında İbrahim Lûdî ağır hezimete uğradı ve hayatını kaybetti. Böylece Lûdîler’in hâkimiyeti sona ererken Babür Delhi ve Agra’yı ele geçirerek Kuzey Hindistan’da Babürlüler Hanedanı’nı kurdu.
Babür öldükten sonra arkasında kaç çocuk bırakmıştır ve bu çocuklar kimlerdir?
Babür arkasında dört oğul ve üç kız çocuğu bırakmıştır. Oğulları; Hümâyun, Askerî, Hindal ve Kamran’dır. Kızları ise; Gülrenk, Gülçehre ve Gülbeden Begimler’dir.
Babür’ün bıraktığı yazılı eserler nelerdir?
• Vekâyi (Babür’ün Hâtıratı, Babürnâme)
• Aruz Risâlesi
• Mübeyyen
• Risâle-i Vâlidiyye Tercümesi
• Dîvân
Babür’ün 1530 yılındaki ölümünden sonra tahta kim çıkmıştır?
Kurucusunun 1530 yılında ölümü üzerine Kurucusunun 1530 yılında ölümü üzerine Nâsıreddin unvanıyla oğlu Hümayun tahta çıktı.
Hümayun, saltanatı boyunca hangi mücadelelerde bulunmuştur?
Hümayun, başa geçtikten sonra pek çok güçlükle karşılaştı. İlk yıllarda kardeşi Kamran Mirza ile uğraşmak zorunda kaldı. Babür’e yenilip Bengul’e kaçan Muhammed Lûdî, taht değişikliğinden istifade ederek Babürlerin topraklarına saldırdı. Bunun üzerine Hümayun ordusuyla harekete geçerek onu bozguna uğrattı (1531). Afganistanlı bir sülaleye mensup Şir Şah’ın isyanı karşısında çaresiz kalan Hümayun, Şir Şah karşısında 1539-1540 yıllarında iki kez mağlup oldu. Kuzey Hindistan’a hâkim olan Şir Şah tehlikesi sebebiyle Safevilere sığındı ve 1540-1555 yılları arasında Hindistan hâkimiyetini kaybetti. 1554 Şir Şah’ın ölümü üzerine harekete geçen Hümayun önce Afganistan’ı tamamen sükûnete kavuşturdu.
Ekber Şah döneminde Babürlüler’in dini yapısı nasıldır?
Ekber Şah, sünni olan devletin inancı ile bağdaşmayan Dîn-i İlâhî adı ile derleme bir din kurmakla, İslâmiyet’e olan düşmanlığını açıkça ortaya koydu. Bu uydurma din sayesinde bütün tebaası üzerinde manevî ve ruhanî hükümdarlığını tesis etmek istedi. Mecûsî, Brehmen ve Hıristiyanlara istedikleri hürriyeti tanırken, Müslümanlara zulüm ve işkence etti. Ekber’in din düşmanlığını, zamanının büyük âlimlerinden İmâm-ı Rabbâni hazretleri Mektubât adlı eserinde uzun anlatmaktadır.
Ekber Şah, Babürlüler’e teşkilatlanma anlamında neler kazandırmıştır?
Babürlüler Devleti’nde ilk teşkilatlanmayı Ekber gerçekleştirmiştir. Bu dönemde toprak dağıtımı, damgalama düzeni ve malî alanda önemli reformlar uygulamaya konulmuştur.
Babür hükümdarlarından biri olan Şah Cihan’ın yaptırdığı en önemli mimari eser hangisidir?
Şah Cihan’ın ilk eserlerinden en meşhuru eşi Banu Begim için 1630 senesinde inşa ettirdiği, yirmi iki senede tamamlanan ve bir benzeri bulunmayan Tac Mahal’dir.
Babürlüler Devleti kimin ölümünden sonra büyük devlet olma vasfını kaybetmeye başlamıştır ve hangi dönemde çökme sürecine girmiştir?
Ebü’l-Muzaffer, Muhyiddîn Evrengzîb ve Gâzî unvanlarına sahip olan Âlemgir Evrengzib Şah, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak 3 Mart 1707’de Ahmednagar’da vefat etti. Babürlüler Devleti, Evrengzib’den sonra büyük devlet olma vasfını kaybetmeye başladı. Çökme alâmetleri on sekizinci asırda iyice hissedildi.
Babürlüler Devleti nasıl İngiliz hâkimiyetine girmiştir?
Babürlüler Devleti, Evrengzib’den sonra büyük devlet olma vasfını kaybetmeye başladı. Evrengzib’den sonra tahta geçen oğlu Birinci Şâh-ı Âlem Bahadır Şah, devlet işlerini düzene koyduktan sonra Rajput meselesini halletmek istedi. Fakat bu arada ayaklanan kardeşi ile mücadele edip onu bertaraf etti. Bir müddet asilerle uğraştı ve 1712 senesinde Lahor’da vefat etti. Yerine geçen oğlu Cihândâr Şah’ın saltanatı bir sene sürdü. Yerine kardeşi Ferruh geçti. Ferruh’un zamanında devlet büyük iç mücadelelere sahne oldu. Bu yüzden parçalanmalar meydana geldi. 1722 senesinde Safevilerin yıkılması ile yeni bir birlik teşkil edip İran tahtına çıkan Nadir Şah, 1738 senesinde sefere çıkıp, Kabil’i işgal ederek Pencab ve Delhi’yi aldı. Nadir Şah’ın ölümünden sonra bağımsızlığını ilan eden Ahmed Şah Dürrânî, 1757’de Delhi ve Agra’yı yağmaladı. Hindistan’ı işgal etti. Kuzeybatı Hindistan’da büyük bir devlet kurdu. Babürlüler Hükümdarı II. Âlemgir Şah veziri Gazleddin tarafından öldürülünce, 1760 senesinde İkinci Şâh-ı âlem tahta geçti. İngilizlerin çıkardığı fitnelerle devlet iyice zayıflamıştı. Zor durumda kalan Şâh-ı Âlem, İngiliz idaresine giren ilk Babürlü hükümdarı oldu. 1837 senesinde Babürlülerin son hükümdarı II. Bahadır Şah hükümdar ilan edildi. 1857 senesinde II. Bahadır Şah, büyük bir ayaklanma ile Delhi ve çevresini aldı. Adına para bastırmaya ve hutbe okutmaya muvaffak oldu. İngilizler buna şiddetle tepki gösterdiler. Hindistan’daki İslam düşmanları, Hindular ve hain vezir Ahsenullah Han’ın yardımı ile İngiliz askeri Delhi şehrine girdi. Evleri, dükkânları basıp, malları ve paraları yağma ettiler. Zulümlerle kadın ve çocukları kılıçtan geçirdiler. Hümayun’un türbesine sığınan çok yaşlı Bahadır Şah’ı, çoluk çocukları ile elleri bağlı olarak Kale tarafına götürdüler. Sonra Sultanı, zevcesini ve diğer yakınlarını Rangon şehrine sürerek hapis ettiler. İngilizler Delhi’de üç bin Müslüman’ı kurşunlayarak, yirmi yedi bin kişiyi de keserek şehid ettiler. Eşi bulunmayan ve kıymet biçilemeyen ziynet eşyalarını gemilere doldurup, Londra’ya götürdüler. 1862 senesi Kasım ayında bu son Babürlü temsilcisi öldü. II. Bahadır Şah’ın vefatıyla Babür hanedanı Hindistan’ın tarih sahnesinden çekildi. İngilizler, siyasi iktidarı ele geçirip, hemen her yerde yaptıkları gibi Hindistan’ı da bir isyanlar diyarı hâline getirdiler.
Bozkır kültürüne mensup olmasına rağmen yerleşik hayatın önemini iyi bilen Timür, hangi ekonomik alanların gelişmesi için büyük çaba göstermiştir?
Tarım ile ticaretin gelişmesi için çaba sarf etmiştir.
Timur ile Toktamış arasında hâkimiyet mücadelesine sahne olan Azerbaycan ve Harezm bölgeleri neden önemliydi?
Çünkü bu iki bölge kuzey ülkelerinin güney ülkeleri ile veya sıcak iklim kuşağı ile bağlantısının yapıldığı yerler idi. Asya’nın ürünleri Harezm üzerinden kuzeye pazarlanıyordu. Akdeniz ve İran bölgeleri ile Kuzey ülkelerinin bağlantısı ise kara yolundan ve Karadeniz limanlarından sağlanıyordu.
Karamanoğlu Alaaddin Bey ve Dulkadiroğlu Sevli Bey’ler neden Timur’un Anadolu üzerine yürümesini teşvik etmiş ve Timur’un yanında yer almışlardır?
Anadolu da ki Osmanlı devletinin bu beylikleri ortadan kaldırıp topraklarını Osmanlı devletine katmış olmaları ve beyliklerini yeniden kurmak istemeleri.
Yıldırım Bayezid ile Timur arasında cereyan eden ve Ankara Savaşı ile sonuçlanan mücadelenin görünürde ki nedenleri nelerdi?
- Erzincan Emîrliği Meselesi
- Anadolu Beylerinin Şikâyeti
- Sivas’ın Timur Tarafından Alınışı
- Mülteciler Meselesi (Karakoyunlu Kara Yusuf ve Sultan Ahmet Celayiri’nin Bayazid’a sığınması)
Ankara Savaşın’nın Osmanlı ve bölge tarihi bakımından önemli sonuçları nelerdir?
Osmanlıların sağladığı, Anadolu’nun siyasi birliği bozuldu , Bizanslılar Osmanlılara kaptırdıkları bazı yerleri geri aldılar ve hatta Bizans İmparatorluğu’nun ömrü elli yıl uzadı. Osmanlı Devleti, Fetret dönemine girdi ve bunun izlerini uzunca bir süre hissetti.
Fetret dönemi nedir?
Ankara savaşından sonra, Anadolu Türk birliğinin bozulduğu ve Osmanlı da kardeşler arası taht kavgalarının sürdürüldüğü 13 yıllık buhran dönemine verilen isimdir.
Devletinin merkezî toprakları Batı Türkistan olmasına rağmen nüfuz alanını Moskova’dan Delhi’ye Doğu Türkistan’dan İstanbul’a kadar uzatan ve söz konusu coğrafyayı bir idare altında toplamayı başaran ilk ve tek Müslüman hükümdar kimdir?
Timür
Timur’un Türk mü yoksa Moğol mu olduğu hususunda ki en önemli kanıt nedir?
Toktamış Han üzerine giderken diktirdiği Arap ve Uygur harfleriyle Türkçe yazdırdığı, Besmele ile başlayan kitabesinde kendini Turan Sultanı olarak göstermektedir. Moğolluğa ya da Cengiz han’a herhangi bir gönderme yoktur.
Timurlular ın hükümdarı Şahruh’un oğlu olan,valiliği süresince ilim adamlarını himaye ederek matematik ve astronomi ilimleri bakımından çok parlak bir devir yaşanmasını sağlayan , âlim hükümdar olarak tanınan, bizzat kendisinin bir ilim adamı olarak yer aldığı ilmi faaliyetler gösteren devlet adamı kimdir?
Uluğ Bey,
Timur hükümdarı Şahruh’un oğlu Uluğ Bey in Semerkan’da kurduğu rasathanede birlikte çalıştığı dönemin ilim tarihinde ayrıcalıklı yerleri olan alimler kimlerdi?
Ali Kuşcu, Gıyasüddin Kaşi, Kadızade-i Rumi gibi alimlerdi
Timur’un saltanatında,Divan-ı ala üyesi olan emîrler kimlerdi?
Tavacı, Nüvisendegan-ı Türk, Nüvisendegan-ı tacik, Yarguci, Yurtci, Sudur, Mühürdar, Yasavul, Bahadır, Bakavul, Suci, Barscı, Kuşci, Ahtacı,
Timurlular da Divan üyeleri dışında şehirlerin idaresinde etkili olan göreliler kimlerdi?
Daruga, Kadı, Muhtesip, Tahsildar,
Timurlular da Çahurgan denilen ve özellikle muhasaralarda görev yaptığı anlaşılan istihkamcıların görevleri neydi?
Bunların görevi:Delik delmek, kuyu kazmak, lağım kazmak gibi işlerle uğraşıyorlardı.
Timurlular da Maliyenin önemli gelir kaynakları nelerdi?
Cizye, bac, haraç, avarız, Pay-i gavane dükkan başına dört ayda bir bir çeşit vergi alınırdı.
Eserleri,İstanbul, Bursa Malatya, Diyarbekir, Sivas, Erzurum, Kahire, Bağdat medreselerinde ders kitabı olarak okutulmuş olan ve Timurlular döneminde yetişmiş olup, Osmanlı bilim dünyasını da etkilemiş olan önemli bilim adamları kimlerdir?
Kadızade ve Ali Kuşcu,
Çağatay edebiyatında klasik devreyi oluşturan; Dîvân, mesnevi, tezkire, tarih gibi türlerde otuza yakın eser veren ,Türk Edebiyatının da en mühim şahsiyetlerinden biri olan, Müzikten hatta, tarihten şiire kadar hattat, nakkaş, musikişinas ve şairleri himaye etmekle kalmamış imar faaliyetlerine de ciddi katkıda bulunmuş olup,ondört köprü, dokuz hamam, elli iki ribat, on dokuz su deposu, bir darü’l-huffaz, bir hastahane, beş imaret, yedi hankah, dört medrese, ve yirmi mescit yaptırmış olan devlet adamı kimdir?
Ali Şir Nevai,
En büyük tutkusu çokça okumak ve devamlı olarak yazmak olan , Türk dili ve edebiyatına eserleriyle önemli katkılar sağlayan, sahip olduğu bir şeyler yapma ruhu ve sanat-estetik merakıyla Uygur harfleri ve stili ile Arap harflerini kaynaştırarak yeni bir yazı çeşidi icat etmiş olan Türk hükümdarı kimdir?
Babür Han,
Babür’ün; aşk, tabiat, güzellik gibi kavramları işlediği şiirleri ile içtimai, ahlakî ve tasavvufî şiirleri de bulunan eseri hangisidir?
Dîvân,
Babür’ün Hanefî fıkhıyla ilgili bazı konuları (sefer, misafirlik, zekât, öşür, haraç…) mesnevî tarzında ve failün vezniyle yazdığı risâle hangisidir?
Mübeyyen,
Eşi Banu Begim için 1630 senesinde inşa ettirdiği, yirmi iki senede tamamlanan ve bir benzeri bulunmayan Tac Mahal’i yaptıran Cihan Şah hangi devletin hükümdarıydı?
Babür Devleti,
Timur ve soyundan gelenler Orta Asya ile İran’da kaç yıl hüküm sürdüler?
Timur ve soyundan gelenler Orta Asya ile İran’da yaklaşık 150 yıl hüküm sürdüler.
Çağatay Hanlığı hangi sınırlar içinde oluşmuştur?
Çağatay Han’a verilen bölgenin sınırları doğuda Beşbalık bölgesini içine alacak şekilde başlıyor, batıda Ceyhun Irmağı’na kadar uzanıyordu. Kuzeyde İli Nehri havzası ve Yedisu bölgesi de onun hanlık bölgesine dahil idi. Bu duruma göre Doğu Türkistan tümüyle Batı Türkistan ise kısmen Çağatay Hanlığı sahasına dahil idi. Çağatay Ulusu bu saha içinde oluşmuştur.
Çağatay Hanlığı ne zaman bölünmüştür ve bölündükten sonra hanlık nasıl bir hale gelmiştir?
Çağatay Hanı Alaadin Tarmaşirin’in ölümünden (1334) sonra hanlık parçalandı. Batı bölümü (Maveraünnehir kısmı) Çağatay Ulusu olarak bilinmeye başladı; doğu bölümü Cengiz yasasına, konargöçer hayata daha fazla bağlı idi ve Moğolistan olarak anıldı. Çağatay hanı Alaaddin Tarmaşirin Han’dan sonra idare tamamen ‘ulus emîrleri’ olarak bilinen, hem askerî, hem de kabilelerin irsî liderleri durumunda olan şahısların eline geçti. Cengiz soyundan gelen hanlar ise kukla durumuna düştü.
Timur’un faaliyete başladığı XIV. yüzyılda Çağatay ulusu hangi alanları kaplıyordu?
Timur’un faaliyete başladığı XIV. asır ortalarında Çağatay ulusu geniş alanları kaplıyordu. Bu alanlar Maveraünnehir, bugünkü Afganistan olarak bilinen yerin kuzey ve doğu kesimlerini içine alıyordu.
Timur döneminde etkili olan ve isimlerinden sıkça söz edilen boylar hangileridir?
Timur döneminde etkili olan ve isimlerinden sıkça söz edilen boylardan bazıları şunlardır:
• Apardi
• Arlat
• Barlas
• Besüid
• Borulday
• Celayir
• Karaunas
• Kavçin
• Kıpçak
• Sulduz
• Yasavuri
Emîr Timur Güregen kaç yılında ve nerede doğmuştur?
Emîr Timur Güregen, 1336 yılında Keş şehri yakınındaki Hoca Ilgar köyünde doğdu.
Timur’un soyu hangi boya ve kime dayanmaktadır?
Timur’un mensub olduğu Barlaslar Çağatay Han’a verilen dört boydan oluşturulan dört binlikten biri olan Barulas binliği idi. Çağatay Han (ö.1241) ile Batı Türkistan’a gelen Barlas binliği bünyelerine aldıkları (bogol ile) bozkırlı Türk nüfus ile büyüdü. Boy, adını muhafaza etti ancak Müslüman ve Türkçe konuşan bir boy halini aldı. Timur’un soyu, Çağatay Han’ın yanına verilen bu Barlas binliğinin komutanı Karaçar Noyan’a dayanmaktadır.
Emîr Timur kurduğu devleti nasıl şekillendirmiştir?
Emîr Timur, Kurduğu devleti kendi karizması, askerî ve idari başarısı ile Türk ve Müslüman hâkimiyet anlayışına uygun olarak tesis etmiştir.
Emîr Timur, devletin genişlemesi için nelere önem vermiştir?
Emîr Timur, büyük bir hanedana mensup değildi ve soyundan kendisine miras olarak kalan bir ordu ya da devlete sahip değildi. Barlas boyunun beyi idi. Kendisi bozkır kültürüne mensup olmasına rağmen yerleşik hayatın önemini biliyordu. Tarım ile ticaretin gelişmesi için çaba sarf etti. Esas gücünü boylardan alan ordusunu uzun, kârlı seferlerle meşgul ederek bu nüfusu ve liderlerini iç mücadeleler yaratmaktan alıkoymuş, hâkimiyet alanını genişleterek idare ettiği yerlerde ticaretin rahatça yapılmasını sağlamıştır.
Timur’da sonra gelen hanedanın temel politikası ne olmuştur?
Tarım ve ticaretin himayesi Timur’dan sonra hanedanın genel politikası olmuştur.
Timur, Maveraünnehir’e ne zaman hakim olmuştur?
Timur, 1360- 70 arasında Maveraünnehir’e hâkim olmayı başardı. Buradaki emîrlerin kendi arasında ve emîrlerle hanlar arasında cereyan eden mücadelelerden başarıyla çıkmayı başardı.
Timur’un Harezm seferleri nasıl başlamıştır ve ne zaman sona ermiştir?
Timur, Maveraünnehir’e hâkim olduktan sonraki on yılda Harezm üzerine dört sefer düzenleyerek burayı ele geçirdi. Kuzey ülkelerinden gelen kürk, bal, balmumu, İskandinav ülkelerinden balık dişi, tutkal, zırh ve kılıçlar, Deşt-i Kıpçaktan at ve sığır sürüleri gibi emtialar Harezm pazarlarında satışa sunuluyordu. Bu şekilde başlayan Harezm Seferleri Timur’un 1370-1379 arasında dört defa bölgeye yürümesi ve nihayet burayı ele geçirmesiyle sona erer.
Timur’un yaptığı Harezm seferleri ile Çet seferlerinin sonuçları nelerdir?
Timur, Harezm Seferleri ile Harezm’deki Kongratlar’ın, ve Çet üzerine seferler ile de Doğu Türkistan’daki Duğlatlar’ın güçlerini nispeten kırdı ve buralardan Maveranünnehr’e yapılacak taarruzları önledikten sonra Horasan’a yöneldi.
Timur döneminde Kertler, Serbedarlılar, Celayirliler, Muzafferîler nerelerde hüküm sürüyorlardı?
Bu dönemde Ceyhun’dan batıya doğru Herat merkez olmak üzere Horasan da Kertler (1245-1383) hâkim idi. Merkezi Sebzvar olmak üzere Horasan’ın batı tarafında Serbedarlılar; merkezi Şiraz olmak üzere Fars ve Kirman taraflarında Muzafferîler (1294- 1393); merkezi Bağdat olmak üzere Irak-ı Arab, Irak-ı Acem ve Azerbaycan bölgelerinde ise Celayirliler (1336-1432) hüküm sürüyordu.
Toktamış Oğlan Altın Orda Devleti’nin tamamına nasıl hâkim olmuştur?
Timur 1376’da kendisine sığınan Toktamış Oğlan’ı Altın Orda’da saltanat mücadelesine girmesi için desteklemiş ve defalarca yenilip tekrar geldiğinde desteklemeye devam etmişti. Toktamış bu destekler sayesinde önce Altın Orda’nın doğu kısmında, daha sonra batı kanadında Emîr Mamay’ı yenerek (1381) Altın Orda’nın tamamına hâkim oldu.
Timur, Deşt-i Kıpçak’a neden iki sefer düzenlemiştir ve bu seferler nasıl sonuçlanmıştır?
Timur 1376’da kendisine sığınan Toktamış Oğlan’ı Altın Orda’da saltanat mücadelesine girmesi için desteklemiş ve defalarca yenilip tekrar geldiğinde desteklemeye devam etmişti. Toktamış bu destekler sayesinde önce Altın Orda’nın doğu kısmında, daha sonra batı kanadında Emîr Mamay’ı yenerek (1381) Altın Orda’nın tamamına hâkim oldu. Toktamış Han Altın Orda’da idaresini tesis edince güneye yöneldi. Timur’un idaresindeki Tebriz ve Harezm’e saldırdı. Timur ile Toktamış arasında hâkimiyet mücadelesine sahne olan bu bölgeler (Azerbaycan ve Harezm) Deşt-i Kıpçak’a hâkim olan güçler ile İran ve Maveraünnehr’e hâkim olan devletler arasında her zaman ihtilaflı bölgeler olmuşlardır. Zira bu iki bölge kuzey ülkelerinin güney ülkeleri ile veya sıcak iklim kuşağı ile bağlantısının yapıldığı yerler idi. Timur 1376’da kendisine sığınan Toktamış Oğlan’ı Altın Orda’da saltanat mücadelesine girmesi için desteklemiş ve defalarca yenilip tekrar geldiğinde desteklemeye devam etmişti. Toktamış bu destekler sayesinde önce Altın Orda’nın doğu kısmında, daha sonra batı kanadında Emîr Mamay’ı yenerek (1381) Altın Orda’nın tamamına hâkim oldu. Toktamış Han Altın Orda’da idaresini tesis edince güneye yöneldi. Timur’un idaresindeki Tebriz ve Harezm’e saldırdı. Timur ile Toktamış arasında hâkimiyet mücadelesine sahne olan bu bölgeler (Azerbaycan ve Harezm) Deşt-i Kıpçak’a hâkim olan güçler ile İran ve Maveraünnehr’e hâkim olan devletler arasında her zaman ihtilaflı bölgeler olmuşlardır. Zira bu iki bölge kuzey ülkelerinin güney ülkeleri ile veya sıcak iklim kuşağı ile bağlantısının yapıldığı yerler idi. Asya’nın ürünleri Harezm üzerinden kuzeye pazarlanıyordu. Akdeniz ve İran bölgeleri ile Kuzey ülkelerinin bağlantısı ise kara yolundan Kafkaslar’dan deniz yoluyla ise Karadeniz limanlarından sağlanıyordu. Timur ve Toktamış’ı bu jeopolitik yapıdan soyutlamak ve bunun dışında hareket etmelerini beklemek pek sağlıklı olmasa gerektir. 1391 ve 1395 yıllarında iki defa Deşt-i Kıpçak’a yürüyen Timur ilk sefer ile Doğu Deşt-i Kıpçak’ı ikinci seferde ise Altın Orda’nın batı kanadını vurarak Toktamış’ın gücünü kırmış ancak onu ele geçirememiştir.
Timur 1391 – 1393 yılları arasında nerelere ilerlemiştir?
Timur, Toktamış’ı yendikten sonra (1391) kışı Semerkant’ta geçirdi ve ertesi yıl Irak ve Fars’a doğru ilerledi. Şiraz, Kazerun, İsfahan, Hemedan’dan ilerleyerek Bağdat önlerine geldi (1393). Timur Bağdat’a yöneldiği sırada aslında Orta Doğu’da Timur’a karşı koyacak büyük devletler yoktu. Bağdat’tan sonra Tekrit’i ele geçirdi.
Timur Bağdat ve Tekrit’i ele geçirdikten sonra hangi devletlere ve hâkimlere mektuplar ve elçiler göndermiştir?
• Erzincan Emîri Taharten
• Erzincan Emîri Taharten
• Karamanoğlu
• Dulkadiroğlu
• Karakoyunlu
• Akkoyunlu beyleri
• Sivas-Kayseri hâkimi Kadı Burhaneddin
• Memluk Sultanı Berkuk
Ön Asya’da Moğol tehlikesi gibi algılanan Timur’a karşı nasıl bir ittifak kurulmuştur ve bu ittifak nasıl ortadan kalkmıştır?
Timur, Bağdat ve Tekrit’i ele geçirdikten sonra Erzincan Emîri Taharten, Karamanoğlu, Dulkadiroğlu, Kara Koyunlu, Ak Koyunlu beyleri, Sivas-Kayseri hâkimi Kadı Burhaneddin’e haber ve mektup göndermişti. Memluk Sultanı Berkuk’a kalabalık bir elçi heyeti gönderdi. Bunların cevaplarını beklemeden ileri harekatına devam etti. Aslında Timur’un Bağdat kapılarına dayanması Ön Asya’da yeni bir Moğol tehlikesi gibi algılanmış ve tedirginlik yaratmıştır. Hatta Timur’a karşı Kadı Burhaneddin’in ciddi çabalarıyla bir ittifak oluşturulmuştu. Mısır, Altın Orda, Osmanlı ve Kadı Burhaneddin devleti arasında kurulmaya çalışılan bu ittifak fazla uzun ömürlü olmamış, Kadı Burhaneddin’in ölümü, Timur’un ikinci kez (1395) Toktamış üzerine yürümesi ve onu bertaraf etmesi, Osmanlı Devletinin de Memluk nüfuzundaki yerleri ele geçirmesiyle ittifak Timur’a karşı ciddi bir tavır sergileyemeden sona ermiştir.
Timur’un Tekrit’ten gönderdiği mesaja kimler olumlu cevap vermişlerdir?
Timur’un Tekrit’ten gönderdiği mesaja bölgedeki devlet ve beyliklerin hepsi olumsuz cevap vermedi. Timur’un mektubuna Sivas-Kayseri hâkimi Kadı Burhaneddin olumsuz cevap vermiş, Mısır Sultanı Berkuk Timur’un elçisini öldürtmüştü. Ancak Timur’un bölgeye gelmesine memnun olanlar da vardı. Erzincan hâkimi Taharten, Karamanoğlu Alaaddin Bey ve Dulkadiroğlu Sevli Bey’ler Timur’un davetine olumlu cevap vermişlerdi. Bunlardan Alaadin Bey, Anadolu veya Suriye’ye yapacağı seferde kendisine katılmayı vaad ediyor, Dulkadiroğlu ise Timur’u Suriye üzerine sefere teşvik ediyordu.
Timur, Bağdat ve Tikrit’ten sonra 1395 yılına kadar nerelere sefer düzenlemiştir ve nereleri almıştır?
Timur Bağdat’tan sonra asker sevk ederek Basra, Vasıt’a ulaştı, kuzeye yöneldi, Musul, Mardin, Diyarbekir’i ele geçirdi. Ahlat, Avnik, Tiflis, Şeki, Timur’un akınına maruz kaldı. Kışı Mahmudabad’da geçiren Timur, Toktamış üzerine ikinci kez yönelmiş ve onu yendikten sonra (1395) Semerkant’a dönmüştür.
Yıldırım Bayezid ile Timur arasında cereyan eden ve Ankara Savaşı ile sonuçlanan mücadelenin başlıca sebepleri nelerdir?
1. Erzincan Emîrliği Meselesi
2. Anadolu Beylerinin Şikâyeti
3. Sivas’ın Timur Tarafından Alınışı
4. Mülteciler Meselesi (Karakoyunlu Kara Yusuf ve Sultan Ahmet Celayiri’nin Bayazid’a sığınması)
5. Her İki Tarafın Hâkimiyet Anlayışı
Timur’un Ön Asya’daki seferinin özellikle de Ankara Savaşı’nın Osmanlı ve bölge tarihi sonuçları nelerdir?
Timur’un Ön Asya seferinin özellikle Ankara Savaşı’nın sonuçları Osmanlı ve bölge tarihi bakımından önemlidir. Osmanlılar, Anadolu’nun siyasi birliğini sağlamayı başarmışlardı. Timur’un seferi sonunda bu siyasi birlik bozuldu ve başta Karamanoğlu Beyliği olmak üzere Anadolu beylikleri topraklarını genişleterek yeniden canlandılar. Bizans, Osmanlılar karşısında zor durumda idi. Kostantinopolis Osmanlı kuşatması altında iken bundan kurtulduğu gibi, Bizanslılar Osmanlılara kaptırdıkları bazı yerleri geri aldılar ve hatta Osmanlı ailesinden rehin alır duruma geldiler. Bizans İmparatorluğu’nun ömrü elli yıl uzadı. Osmanlı Devleti, Fetret dönemine girdi ve bunun izlerini uzunca bir süre hissetti.
Timur, Anadolu’daki fetih hareketlerinden sonra, Miranşah’ın oğlu Mirza Ömer’e nerelerin idaresini vermiştir?
Ön Asya Seferi sonrasında Timur, Anadolu’da yaklaşık bir yıl kadar kaldıktan sonra geri dönerken al tamgalı yarlık ile Hülagu Han tahtını bütün Azerbaycan, İstanbul’a kadar Rum diyarı, Irak-ı Acem, Arran, Mugan, Ermenistan ve Gürcistan bölgeleri, İskenderiye ve Nil’e kadar Şam diyarını Miranşah’ın oğlu Mirza Ömer’in idaresine verdi (Temmuz 1404).
Ön Asya Seferin’den sonra Timur, iki yüz bin kişilik süvari ve piyade ordusunu kimlerden ve nerelerden toplamıştır?
Ön Asya Seferi’nden sonra Timur, Ön Asya Seferi’nden sonra Timur, Maveraünnehir, Türkistan, Harezm, Belh, Bedehşan, Horasan, Sistan, Mazenderan, bölgelerinden ve Anadolu’dan göçürülen Tatarlar ile Azerbaycan ve Iraktan getirilen İran’ın göçer hanelerinden iki yüz bin kişilik süvari ve piyade topladı.
Timur ne zaman ölmüştür ve öldüğünde kurduğu devletin sınırları nerelere uzanıyordu?
Timur, 19 Şubat 1405 tarihinde, Çin Seferi sırasında ölmüştür. Onun devletinin merkezî toprakları Batı Türkistan olmasına rağmen nüfuz alanı Moskova’dan
Delhi’ye Doğu Türkistan’dan İstanbul’a kadar uzanıyordu.
Timur öldüğünde hayatta kalan iki oğlu kimlerdir?
• Miranşah
• Şahruh
Timur, hangi sebepten ötürü Miranşah’ın idaresindeki yerleri torunu Ömer Mirza’ya vermiştir?
Timur, Miranşah’ın akli dengesindeki bozukluk nedeniyle onun idaresindeki yerleri (Azerbaycan ve buna bağlı yerler) bu oğlundan torunu olan Ömer Mirza’ya vermişti.
Timur’un ölümünden sonra yaşanan taht mücadeleleri hangi bölgelerde gerçekleşmiştir?
1. Maveraünnehir-Horasan bölgesi
2. Azerbaycan ve Irak-ı Acem ve Arap bölgeleri
3. Fars, Kirman, Huzistan bölgeleri
Timur’un ölümünden sonraki taht mücadelesi ne zaman ve nasıl sonra ermiştir?
Timur’un başkenti Semerkand’ın Şahruh’un eline geçmesiyle Timur’un mirası için Horasan ve Maveraünnehir’de yapılan mücadele 1409’da sona ermiş ve Timur’un yerini Şahruh almış oldu.
Şahruh’un oğullarından Uluğ Bey nasıl bir devlet adamıydı?
Uluğ Bey’in Maveraünnehir bölgesinde babasının yüksek himayesindeki uzun yöneticilik süresi siyasi tarihten çok ilim tarihi bakımından önemlidir. Zira o burada ilim adamlarını himaye ederek matematik ve astronomi ilimleri bakımından çok parlak bir devir yaşanmasını sağlamış ve âlim hükümdar olarak tanınmıştır. Bizzat kendisinin bir ilim adamı olarak yer aldığı ilmi faaliyetler neticesinde Zic-i Uluğ Bey olarak da tanınan zic hazırlanmıştır.
Sultan Ebu Said (1451 – 1469) kimdir ve nasıl bir devlet adamıdır?
Ebu Said, Şahruh’un oğul ve torunları gibi herhangi bir bölgenin idarecisi değildi. O Şahruh’un oğlu olan kuzeni Uluğ Bey’in himayesinde yetişmişti. O sarhoşluk verici şeylerden uzak duran, ıyş ü işret meclislerinde yer almayan bir mirza idi. Ebu Said, Şahruh kolundan gelen mirzaların sahip olduğu gibi asker toplamak ve ordu kurmak için kullanabileceği vârisi olduğu bir hazinesi yoktu. O, saltanat mücadelesine atılmak için Timur’un soyundan gelmekten başka bir ayrıcalığı olmayan biriydi.
Hüseyin Baykara (1469 – 1505), tahtta oturduğu sürece kimlerle mücadele etmiştir?
• Akkoyunlu Hasan Bey’in desteğini alan Mirza Yadigar
• Sultan Ebu Said’in oğlu Sultan Mahmut Mirza
• Uluğ Bey
• Oğulları, Bediüzzaman, Muhammed Kasım ve Muhammed Hüseyin
Timurlu mirzaları ve emîrleri arasındaki çekişme kimlere yaramıştır?
Timurlu mirzaları ve emîrleri arasındaki çekişme Özbeklerin ve Moğolların işine yaradı.
Timurlu Hanedanı nasıl sona ermiştir?
Özbek lideri Şeybani Han 1506 yılında Belh’i kuşatmıştır. Bu olay sonrasında, Hüseyin Baykara, Bediüzzaman Mirza, Merv’den gelen Ebü’l-Muhsin Mirza, babalarının yanında yer aldı ancak Meşhed’de padişahlık yapan Muhammed Muhsin hiç yardım göndermedi. Hüseyin Baykara ve Bediüzzaman Mirza, Muhammed Muhsin Mirza’nın kendileri Belh’e yöneldiklerinde gelip Herat’ı almasından korktular ve bu endişe ile Özbeklere karşı gidemediler. Belh Şeybani Han’ın eline geçti. Özbeklerin Belh, Andahud, Şuburgan ve Faryabı ele geçirerek Herat’a yöneldikleri haberinin gelmesi üzerine harekete geçen hükümdar yolda hastalandı ve vefat etti ( 5 Mayıs 1506) . Hüseyin Baykara’nın vefatı Timurlu hanedanının da sonu oldu.
Timurluların son dönem tarihine ve edebiyatına damgasını vuran Ali Şir Nevai kimdir?
Hüseyin Baykara’nın çocukluk arkadaşı, saltanatı ele geçirmesinde en cesur destekçisi, mühürdar ve emîr olarak da resmen devlet işlerinde görev alan Ali Şir Nevai Timurluların son demlerinde yaşamıştır. Dönemin tarihine ve Türk edebiyatına damgasını vuran bu büyük kültür adamı, Hüseyin Baykara’dan kısa süre sonra vefat etmiştir.
Timurlularda maliye teşkilatı nasıl bir yapıya sahipti?
Maliye teşkilatının en başında vezirler vardı. Cizye, bac, haraç, avarız, Pay-i gavane dükkan başına dört ayda bir bir çeşit vergi bazı vergi türleridir. Yıllık olarak tespit edilen vergiler üç taksit halinde para ve mal olarak tahsil edilebiliyordu. Vergiler ayni olarak da tahsil edilebiliyordu. Vergi kayıtları defterler halinde tutuluyordu. Bunlar iki suret olarak tertip ediliyordu. Biri hükümdarın merkezinde biri de vilayetlerde idi.
Mirza Şahruh’un saltanatı döneminde Timurlularda kültürel gelişme nasıldır?
Mirza Şahruh’un saltanatı dönemi, kültürel gelişme için her şeyin (bilimden, sanattan edebiyattan anlayan iyi eğitimli hanedan üyeleri; maddî birikim ve nihayet bu iki unsurun kullanılabileceği siyasi istikrar) mevcut olduğu bir dönemdir. Bu dönemde Herat, Şiraz, Meşhed, Semerkand, Buhara Şiraz mamur şehirler oldular. Şahruh’un oğlu Mirza Baysungur konutunu âdetâ bir güzel sanatlar akademisine dönüştürmüştü. Burada hat, tezhip, ciltcilik gibi dönemin en yaygın sanat dallarında mahir şahıslara çalışma ortamı sağlamıştı.
Uluğ Bey döneminde hangi bilim adamları, hangi alanlarda çalışmalar yapmışlardır?
Uluğ Bey döneminde rasathane ve medreselerde 70 kadar matematikçi vardı. Uluğ Bey, Kadızade-i Rumi ve Gıyasüddin Kaşi ve Ali Kuşcu gibi bilim adamları ile rasathanede gözlem yapmış ve bir yıldız kataloğu (Zic-i Uluğ Bey) hazırlatmıştı. Onlar burada bir ekol oluşturdular ve İslam dünyasında Nasırüddin Tusî’den sonraki dönemin doruk noktasını teşkil ettiler.
Hüseyin Baykara döneminde devlette önemli bir yere sahip olan Ali Şir Nevai hangi türlerde eserler meydana getirmiştir?
Dönemin belki hükümdar kadar önemli siması Ali Şir Nevai, kültür hayatının baş hamisi olarak, hatta hükümdarı gölgede bırakacak kadar önde görünmektedir. Politik küçülmenin aksine edebiyat alanında zengin bir dönem yaşanmıştır. Çağatay edebiyatında klasik devreyi oluşturan; Dîvân, mesnevi, tezkire, tarih gibi türlerde otuza yakın eser veren Nevai, devrinin olduğu kadar Türk Edebiyatının da en mühim şahsiyetlerinden biridir.
Gâzî Zahîrüddîn Muhammed Babür, kaç yılında, nerede doğmuştur ve hangi soydan gelmektedir?
Gâzî Zahîrüddîn Muhammed Babür, 15 Şubat 1583 tarihinde Fergana’da doğmuştur. Baba tarafından soyu Timur’a dayanıp, Timur’un dördüncü kuşaktan, anne tarafından ise Cengiz Han’ın on beşinci kuşaktan torunudur. Babası Ömer Şeyh Mirza, annesi Kutluğ Nigâr Hanım’dır (Yunus Han’ın kızı).
Babür’ün siyasi mücadeleleri kaç ana kısımda incelenmektedir ve bunlar nelerdir?
Babür’ün siyasi mücadelelerini üç ana kısımda ele alınmaktadır. Bunlar:
1. Fergana hâkimiyeti (1494–1504)
2. Kabil hâkimiyeti (1504–1526)
3. Hindistan hâkimiyeti (1526–1530).
Babür’ün en tehlikeli rakipleri kimlerdi?
• Özbek hükümdarı Muhammed Şeybâni Han (1500–1510)
• İran Safevi Devleti hükümdarı Şah İsmail
Ser-i Pûl Meydan Savaşı kimler arasında, kaç yılında gerçekleşmiş ve nasıl sonuçlanmıştır?
Ser-i Pûl Meydan Savaşı, 1501 yılında Özbekler ve Babür arasında gerçekleşmiştir. Bu mücadelede yenilen Babür, Taşkent’teki dayısının yanına sığınmıştır.
Babür, kimlerin yardımıyla Semerkant ve Buhara’yı ele geçirmiştir?
Babür, 1511’de Safevilerin yardımıyla Babür, 1511’de Safevilerin yardımıyla Semerkant ile Buhara’yı ele geçirmiştir.
Babür, 1519-1526 yıllarında Hindistan’a kaç sefer düzenlemiştir ve bu seferler nasıl sonuçlanmıştır?
Babür, 1519–1526 yılları arasında Hindistan’a beş büyük sefer düzenledi ve böylece Hindistan’ın kuzeyini de ülkesinin sınırları içerisine almış oldu.
Babür, Hindistan’da Babür Hanedanı’nı nasıl kurmuştur?
Babür’ün kesin ve en büyük Hindistan seferi 1525 senesinde gerçekleşti. Evvela Pencap’ı istila etti ve hemen ardından Delhi üzerine yürüdü. Bu sırada Kuzey Hindistan’ın hâkimiyeti Lûdîler’in elinde ve başlarında İbrahim Lûdî bulunmaktaydı. Babür İbrahim’in üzerine yürümek için Panipat Ovası’na geldi ve karargâhını kurdu. Lûdî’nin ordusu çok kalabalıktı ve üstelik bin kadar da fil bulunmaktaydı. Buna karşılık Babür’ün askerlerinin sayısı 12.000 civarındaydı. 21 Nisan 1526 günü iki ordu şiddetli bir savaşa tutuştular. Ateşli silah kullanan Babür karşısında İbrahim Lûdî ağır hezimete uğradı ve hayatını kaybetti. Böylece Lûdîler’in hâkimiyeti sona ererken Babür Delhi ve Agra’yı ele geçirerek Kuzey Hindistan’da Babürlüler Hanedanı’nı kurdu.
Babür öldükten sonra arkasında kaç çocuk bırakmıştır ve bu çocuklar kimlerdir?
Babür arkasında dört oğul ve üç kız çocuğu bırakmıştır. Oğulları; Hümâyun, Askerî, Hindal ve Kamran’dır. Kızları ise; Gülrenk, Gülçehre ve Gülbeden Begimler’dir.
Babür’ün bıraktığı yazılı eserler nelerdir?
• Vekâyi (Babür’ün Hâtıratı, Babürnâme)
• Aruz Risâlesi
• Mübeyyen
• Risâle-i Vâlidiyye Tercümesi
• Dîvân
Babür’ün 1530 yılındaki ölümünden sonra tahta kim çıkmıştır?
Kurucusunun 1530 yılında ölümü üzerine Kurucusunun 1530 yılında ölümü üzerine Nâsıreddin unvanıyla oğlu Hümayun tahta çıktı.
Hümayun, saltanatı boyunca hangi mücadelelerde bulunmuştur?
Hümayun, başa geçtikten sonra pek çok güçlükle karşılaştı. İlk yıllarda kardeşi Kamran Mirza ile uğraşmak zorunda kaldı. Babür’e yenilip Bengul’e kaçan Muhammed Lûdî, taht değişikliğinden istifade ederek Babürlerin topraklarına saldırdı. Bunun üzerine Hümayun ordusuyla harekete geçerek onu bozguna uğrattı (1531). Afganistanlı bir sülaleye mensup Şir Şah’ın isyanı karşısında çaresiz kalan Hümayun, Şir Şah karşısında 1539-1540 yıllarında iki kez mağlup oldu. Kuzey Hindistan’a hâkim olan Şir Şah tehlikesi sebebiyle Safevilere sığındı ve 1540-1555 yılları arasında Hindistan hâkimiyetini kaybetti. 1554 Şir Şah’ın ölümü üzerine harekete geçen Hümayun önce Afganistan’ı tamamen sükûnete kavuşturdu.
Ekber Şah döneminde Babürlüler’in dini yapısı nasıldır?
Ekber Şah, sünni olan devletin inancı ile bağdaşmayan Dîn-i İlâhî adı ile derleme bir din kurmakla, İslâmiyet’e olan düşmanlığını açıkça ortaya koydu. Bu uydurma din sayesinde bütün tebaası üzerinde manevî ve ruhanî hükümdarlığını tesis etmek istedi. Mecûsî, Brehmen ve Hıristiyanlara istedikleri hürriyeti tanırken, Müslümanlara zulüm ve işkence etti. Ekber’in din düşmanlığını, zamanının büyük âlimlerinden İmâm-ı Rabbâni hazretleri Mektubât adlı eserinde uzun anlatmaktadır.
Ekber Şah, Babürlüler’e teşkilatlanma anlamında neler kazandırmıştır?
Babürlüler Devleti’nde ilk teşkilatlanmayı Ekber gerçekleştirmiştir. Bu dönemde toprak dağıtımı, damgalama düzeni ve malî alanda önemli reformlar uygulamaya konulmuştur.
Babür hükümdarlarından biri olan Şah Cihan’ın yaptırdığı en önemli mimari eser hangisidir?
Şah Cihan’ın ilk eserlerinden en meşhuru eşi Banu Begim için 1630 senesinde inşa ettirdiği, yirmi iki senede tamamlanan ve bir benzeri bulunmayan Tac Mahal’dir.
Babürlüler Devleti kimin ölümünden sonra büyük devlet olma vasfını kaybetmeye başlamıştır ve hangi dönemde çökme sürecine girmiştir?
Ebü’l-Muzaffer, Muhyiddîn Evrengzîb ve Gâzî unvanlarına sahip olan Âlemgir Evrengzib Şah, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak 3 Mart 1707’de Ahmednagar’da vefat etti. Babürlüler Devleti, Evrengzib’den sonra büyük devlet olma vasfını kaybetmeye başladı. Çökme alâmetleri on sekizinci asırda iyice hissedildi.
Babürlüler Devleti nasıl İngiliz hâkimiyetine girmiştir?
Babürlüler Devleti, Evrengzib’den sonra büyük devlet olma vasfını kaybetmeye başladı. Evrengzib’den sonra tahta geçen oğlu Birinci Şâh-ı Âlem Bahadır Şah, devlet işlerini düzene koyduktan sonra Rajput meselesini halletmek istedi. Fakat bu arada ayaklanan kardeşi ile mücadele edip onu bertaraf etti. Bir müddet asilerle uğraştı ve 1712 senesinde Lahor’da vefat etti. Yerine geçen oğlu Cihândâr Şah’ın saltanatı bir sene sürdü. Yerine kardeşi Ferruh geçti. Ferruh’un zamanında devlet büyük iç mücadelelere sahne oldu. Bu yüzden parçalanmalar meydana geldi. 1722 senesinde Safevilerin yıkılması ile yeni bir birlik teşkil edip İran tahtına çıkan Nadir Şah, 1738 senesinde sefere çıkıp, Kabil’i işgal ederek Pencab ve Delhi’yi aldı. Nadir Şah’ın ölümünden sonra bağımsızlığını ilan eden Ahmed Şah Dürrânî, 1757’de Delhi ve Agra’yı yağmaladı. Hindistan’ı işgal etti. Kuzeybatı Hindistan’da büyük bir devlet kurdu. Babürlüler Hükümdarı II. Âlemgir Şah veziri Gazleddin tarafından öldürülünce, 1760 senesinde İkinci Şâh-ı âlem tahta geçti. İngilizlerin çıkardığı fitnelerle devlet iyice zayıflamıştı. Zor durumda kalan Şâh-ı Âlem, İngiliz idaresine giren ilk Babürlü hükümdarı oldu. 1837 senesinde Babürlülerin son hükümdarı II. Bahadır Şah hükümdar ilan edildi. 1857 senesinde II. Bahadır Şah, büyük bir ayaklanma ile Delhi ve çevresini aldı. Adına para bastırmaya ve hutbe okutmaya muvaffak oldu. İngilizler buna şiddetle tepki gösterdiler. Hindistan’daki İslam düşmanları, Hindular ve hain vezir Ahsenullah Han’ın yardımı ile İngiliz askeri Delhi şehrine girdi. Evleri, dükkânları basıp, malları ve paraları yağma ettiler. Zulümlerle kadın ve çocukları kılıçtan geçirdiler. Hümayun’un türbesine sığınan çok yaşlı Bahadır Şah’ı, çoluk çocukları ile elleri bağlı olarak Kale tarafına götürdüler. Sonra Sultanı, zevcesini ve diğer yakınlarını Rangon şehrine sürerek hapis ettiler. İngilizler Delhi’de üç bin Müslüman’ı kurşunlayarak, yirmi yedi bin kişiyi de keserek şehid ettiler. Eşi bulunmayan ve kıymet biçilemeyen ziynet eşyalarını gemilere doldurup, Londra’ya götürdüler. 1862 senesi Kasım ayında bu son Babürlü temsilcisi öldü. II. Bahadır Şah’ın vefatıyla Babür hanedanı Hindistan’ın tarih sahnesinden çekildi. İngilizler, siyasi iktidarı ele geçirip, hemen her yerde yaptıkları gibi Hindistan’ı da bir isyanlar diyarı hâline getirdiler.
Bozkır kültürüne mensup olmasına rağmen yerleşik hayatın önemini iyi bilen Timür, hangi ekonomik alanların gelişmesi için büyük çaba göstermiştir?
Tarım ile ticaretin gelişmesi için çaba sarf etmiştir.
Timur ile Toktamış arasında hâkimiyet mücadelesine sahne olan Azerbaycan ve Harezm bölgeleri neden önemliydi?
Çünkü bu iki bölge kuzey ülkelerinin güney ülkeleri ile veya sıcak iklim kuşağı ile bağlantısının yapıldığı yerler idi. Asya’nın ürünleri Harezm üzerinden kuzeye pazarlanıyordu. Akdeniz ve İran bölgeleri ile Kuzey ülkelerinin bağlantısı ise kara yolundan ve Karadeniz limanlarından sağlanıyordu.
Karamanoğlu Alaaddin Bey ve Dulkadiroğlu Sevli Bey’ler neden Timur’un Anadolu üzerine yürümesini teşvik etmiş ve Timur’un yanında yer almışlardır?
Anadolu da ki Osmanlı devletinin bu beylikleri ortadan kaldırıp topraklarını Osmanlı devletine katmış olmaları ve beyliklerini yeniden kurmak istemeleri.
Yıldırım Bayezid ile Timur arasında cereyan eden ve Ankara Savaşı ile sonuçlanan mücadelenin görünürde ki nedenleri nelerdi?
- Erzincan Emîrliği Meselesi
- Anadolu Beylerinin Şikâyeti
- Sivas’ın Timur Tarafından Alınışı
- Mülteciler Meselesi (Karakoyunlu Kara Yusuf ve Sultan Ahmet Celayiri’nin Bayazid’a sığınması)
Ankara Savaşın’nın Osmanlı ve bölge tarihi bakımından önemli sonuçları nelerdir?
Osmanlıların sağladığı, Anadolu’nun siyasi birliği bozuldu , Bizanslılar Osmanlılara kaptırdıkları bazı yerleri geri aldılar ve hatta Bizans İmparatorluğu’nun ömrü elli yıl uzadı. Osmanlı Devleti, Fetret dönemine girdi ve bunun izlerini uzunca bir süre hissetti.
Fetret dönemi nedir?
Ankara savaşından sonra, Anadolu Türk birliğinin bozulduğu ve Osmanlı da kardeşler arası taht kavgalarının sürdürüldüğü 13 yıllık buhran dönemine verilen isimdir.
Devletinin merkezî toprakları Batı Türkistan olmasına rağmen nüfuz alanını Moskova’dan Delhi’ye Doğu Türkistan’dan İstanbul’a kadar uzatan ve söz konusu coğrafyayı bir idare altında toplamayı başaran ilk ve tek Müslüman hükümdar kimdir?
Timür
Timur’un Türk mü yoksa Moğol mu olduğu hususunda ki en önemli kanıt nedir?
Toktamış Han üzerine giderken diktirdiği Arap ve Uygur harfleriyle Türkçe yazdırdığı, Besmele ile başlayan kitabesinde kendini Turan Sultanı olarak göstermektedir. Moğolluğa ya da Cengiz han’a herhangi bir gönderme yoktur.
Timurlular ın hükümdarı Şahruh’un oğlu olan,valiliği süresince ilim adamlarını himaye ederek matematik ve astronomi ilimleri bakımından çok parlak bir devir yaşanmasını sağlayan , âlim hükümdar olarak tanınan, bizzat kendisinin bir ilim adamı olarak yer aldığı ilmi faaliyetler gösteren devlet adamı kimdir?
Uluğ Bey,
Timur hükümdarı Şahruh’un oğlu Uluğ Bey in Semerkan’da kurduğu rasathanede birlikte çalıştığı dönemin ilim tarihinde ayrıcalıklı yerleri olan alimler kimlerdi?
Ali Kuşcu, Gıyasüddin Kaşi, Kadızade-i Rumi gibi alimlerdi
Timur’un saltanatında,Divan-ı ala üyesi olan emîrler kimlerdi?
Tavacı, Nüvisendegan-ı Türk, Nüvisendegan-ı tacik, Yarguci, Yurtci, Sudur, Mühürdar, Yasavul, Bahadır, Bakavul, Suci, Barscı, Kuşci, Ahtacı,
Timurlular da Divan üyeleri dışında şehirlerin idaresinde etkili olan göreliler kimlerdi?
Daruga, Kadı, Muhtesip, Tahsildar,
Timurlular da Çahurgan denilen ve özellikle muhasaralarda görev yaptığı anlaşılan istihkamcıların görevleri neydi?
Bunların görevi:Delik delmek, kuyu kazmak, lağım kazmak gibi işlerle uğraşıyorlardı.
Timurlular da Maliyenin önemli gelir kaynakları nelerdi?
Cizye, bac, haraç, avarız, Pay-i gavane dükkan başına dört ayda bir bir çeşit vergi alınırdı.
Eserleri,İstanbul, Bursa Malatya, Diyarbekir, Sivas, Erzurum, Kahire, Bağdat medreselerinde ders kitabı olarak okutulmuş olan ve Timurlular döneminde yetişmiş olup, Osmanlı bilim dünyasını da etkilemiş olan önemli bilim adamları kimlerdir?
Kadızade ve Ali Kuşcu,
Çağatay edebiyatında klasik devreyi oluşturan; Dîvân, mesnevi, tezkire, tarih gibi türlerde otuza yakın eser veren ,Türk Edebiyatının da en mühim şahsiyetlerinden biri olan, Müzikten hatta, tarihten şiire kadar hattat, nakkaş, musikişinas ve şairleri himaye etmekle kalmamış imar faaliyetlerine de ciddi katkıda bulunmuş olup,ondört köprü, dokuz hamam, elli iki ribat, on dokuz su deposu, bir darü’l-huffaz, bir hastahane, beş imaret, yedi hankah, dört medrese, ve yirmi mescit yaptırmış olan devlet adamı kimdir?
Ali Şir Nevai,
En büyük tutkusu çokça okumak ve devamlı olarak yazmak olan , Türk dili ve edebiyatına eserleriyle önemli katkılar sağlayan, sahip olduğu bir şeyler yapma ruhu ve sanat-estetik merakıyla Uygur harfleri ve stili ile Arap harflerini kaynaştırarak yeni bir yazı çeşidi icat etmiş olan Türk hükümdarı kimdir?
Babür Han,
Babür’ün; aşk, tabiat, güzellik gibi kavramları işlediği şiirleri ile içtimai, ahlakî ve tasavvufî şiirleri de bulunan eseri hangisidir?
Dîvân,
Babür’ün Hanefî fıkhıyla ilgili bazı konuları (sefer, misafirlik, zekât, öşür, haraç…) mesnevî tarzında ve failün vezniyle yazdığı risâle hangisidir?
Mübeyyen,
Eşi Banu Begim için 1630 senesinde inşa ettirdiği, yirmi iki senede tamamlanan ve bir benzeri bulunmayan Tac Mahal’i yaptıran Cihan Şah hangi devletin hükümdarıydı?
Babür Devleti,