Açıköğretim Ders Notları

Osmanlı Yenileşme Hareketleri (1703-1876) Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Osmanlı Yenileşme Hareketleri (1703-1876) Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

İdari Reformlar (1808-1876)

1. Soru

Osmanlı Devleti’nde bürokrasinin kapsamı neydi? 

Cevap

Osmanlı Devleti açısından değerlendirildiğinde bürokrasi, padişah ve saray görevlilerinden (mabeyn), askeri (seyfiye), dini (ilmiye) ve sivil bürokrasiye (kalemiye) kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. 


2. Soru

Osmanlı Devleti bürokrasisinde bir saltanat makamı olarak mabeyn ne anlama gelmekteydi ve ne zaman önem kazandı? 

Cevap

Mabeyn sözcüğü, iki şeyin arası demek olup haremle selâmlığı birbirine bağlayan sofa, daire veya oda için kullanılırdı. Saray teşkilâtında ise, padişahın resmi bürolarının bulunduğu, elçi, sadrazam ve diğer ziyaretçileri kabul ettiği, eğlendiği ve dinlenip yemek yediği daireyi nitelerdi. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren önem kazanmaya başladı


3. Soru

Osmanlı bürokrasisindeki enderun terimi ne anlama gelir? 

Cevap

Enderun, sarayın iç hizmetlerini ifade için kullanılan bir terim olup Topkapı Sarayı’nın üçüncü kapısı olan Bâbüssaade (Akağalar Kapısı)’den sonra başlardı. Bayramlarda, Ayak Divanı ve cülûslarda taht burada kurulur; padişah kabullerini buradaki Arz Odası’nda yapardı. Enderun’da içoğlanlarına mahsus altı oda vardı; bunlar önemlerine göre, Büyük ve Küçük Odalar, Doğancı Koğuşu, Seferli Koğuşu, Kiler Odası, Hazine Odası ve mukaddes emanetlerin bulunduğu Has Oda şeklinde sıralanırdı. Burada teorik ve pratik ciddi bir eğitimden geçirilen içoğlanları, kabiliyetlerine göre Has Oda’ya yükselir ve buradan da ülkenin değişik yerlerinde görevlendirilirdi. Enderun, devlet ricali yetiştiren bir mektepti.


4. Soru

Sarayın üç ana bölümünden biri olan Birun neresidir ve ne amaçla kullanılmıştır?

Cevap

Birun, Topkapı Sarayı’nın dış hizmetlere mahsus olan Bâb-ı Hümayun ile Bâbüssaade arasındaki kısmı. Padişah hocası, hekimbaşı, cerrahbaşı, müneccimbaşı, hünkâr imamı, şehremini, arpa emini, matbah emini, Darphane emini, kapıcıbaşı, yeniçeri ağası, cebecibaşı, topçubaşı, arabacıbaşı gibi devletin merkez görevlileri ve büroları burada bulunurdu. Sarayın devlet işlerinin merkezi olmaktan uzaklaşıp işlerin sadrazamların ikindi divanlarına kayması üzerine Bâbıâli ön plana çıktı.


5. Soru

Telhis ve Hattı-ı Hümayün ne demektir? 

Cevap

Sadrazamın padişahın emrini almak istediği konuyu kısaca özetlediği yazısına telhis; padişahın özeti okuyup üzerine yine kısa cümlelerle ve kendi el yazısıyla görüşlerini belirttiği yazıya da hatt-ı hümayun denirdi.


6. Soru

II. Mahmut’tan sonra mabeyn makamının gelişimi nasıl olmuştur?

Cevap

II. Mahmud’dan sonra tahta geçen Sultan Abdülmecid, Abdülaziz ve V. Murad’ın, yükselen Bâbıâli bürokrasisi karşısında sarayı güçlü tutmak adına -Sultan Abdülaziz’in son dönemleri istisna edilirse- aşırı bir talepleri olmadı. Ancak, II. Abdülhamid’in tahta çıkmasıyla beraber tam tersine, mabeyn, iş hacmi ve bunun sonucu olarak da personel açısından büyük bir gelişme gösterdi.


7. Soru

19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde memuriyette tevcihat usülü ne anlama gelmekteydi? 

Cevap

Tevcihat, tayin ve atama anlamında kullanılır. Osmanlı bürokrasisinde görev alabilecek memur sayısı memuriyetten fazla olduğu için 16. yüzyılın sonlarına doğru devlet pratik bir çözüm buldu ve her sene Şevval ayında vezir, beylerbeyi, sancakbeyi, rical, ocak ağaları ve Divan-ı Hümayun hocaları gibi, askeri, ilmi, mali ve sivil bürokrasinin üst düzey memuriyetlerine atamaları birer yıllığına yapmaya başladı. Bu sisteme tevcihat usulü denir ve atama dönemleri memurlar için sıkıntı kaynağı olurdu. Zira, tevcihatta görevinde bırakılabilir (ibka), başka bir göreve atanabilir (tahvil) veya bir sonraki tevcihata kadar boş da kalabilirdi (azil). 1826’da yeniçeriliğin kaldırılmasından sonra tevcihat Şevval yerine Şaban ayında yapılmaya başlandı. Memurların korkulu rüyası olan tevcihat usulü 4 Nisan 1838’de II. Mahmud tarafından ortadan kaldırılarak memurların sebepsiz yere azledilmelerine son verildi.


8. Soru

II. Mahmut döneminde sadaret nasıl bir değişim geçirdi?

Cevap

II. Mahmud döneminde sadrazamın yetkilerinin önemli bir kısmı kurulan yeni nezaretlerce üstlenildi. Hâl böyle olunca, II. Mahmud, 30 Mart 1838’de yaptığı bir düzenlemeyle bütün vekillerin başı olmak üzere sadareti başvekâlete dönüştürdü; müstakil bir makam olma konumuna da son vererek duruma göre hangi nezaret uygun olursa ona eklenmek suretiyle idare edilmesini kararlaştırdı. Yani, padişahın hükümet başkanlığına lâyık gördüğü nazır, aynı zamanda başvekil olacaktı. 


9. Soru

II. Mahmut döneminde hangi nezaretler kurulmuş ve bunun hükümet yapısına etkisi ne olmuştur?

Cevap

II. Mahmud, Evkaf-ı Hümayun, Divan-ı Deavi, Dahiliye, Hariciye, Maliye ve Ticaret Nezaretlerini kurarak sadrazamın yetkilerini bunlar arasında paylaştırdı. Merkez teşkilâtının önemli iş alanlarının Avrupa’da olduğu gibi nezaretlerce üstlenilmesi üzerine hükümet yapısı da ister istemez farklılaştı ve sadrazamın/ başvekilin başkanlığında nazırlardan oluşan hükümet (Meclis-i Vükelâ, Meclis-i Mahsus) devletin en yüksek icra organı oldu.


10. Soru

II. Mahmut, Evkaf-ı Hümayun Nezareti’ni ne zaman ve hangi amaçla kurmuştur?

Cevap

II. Mahmud, 15 Haziran 1826’da yeniçeriliği ortadan kaldırarak muhalif güçlerin önde geleni olan askeri bürokrasiyi etkisizleştirdi. 1826 Ekiminin başında yaptığı diğer bir düzenlemeyle, daha önce bağımsız olan ve mütevellilerin elinde bulunan vakıf­ların idaresini merkezîleştirmek amacıyla Evkaf-ı Hümayun Nezareti’ni kurarak vakıf­ları yavaş yavaş nezaretin denetimine aldı. Böylece bir diğer alternatif güç olan ulemayı da devlete bağlayarak etkisizleştirmeyi düşündü.


11. Soru

Hariciye Nezareti ile Tanzimat dönemi reformları arasındaki ilişki nedir? 

Cevap

Hariciye Nezareti, dil bilen ve Avrupa’yı iyi tanıyan bürokratların yoğunlaştığı bir birim olduğu için pek çok reform kurumu nezarete bağlı olarak kurulmuştu. Tanzimat döneminde yapılan reformların hemen tamamı Hariciye Nezareti ile Meclis-i Vâlâ’nın öncülüğünde gerçekleştirildi. Reform döneminde nezaretin ön plana çıkması, doğal olarak hariciye nazırını da sadrazamdan sonra hükümetin ikinci adamı yaptı.


12. Soru

Meclis-i Vükela kim tarafından, ne zaman ve ne amaçla kurulmuştur?

Cevap

II. Mahmud döneminde gerçekleştirilen bir yenilik de daimi meclislerin kurulup yaygınlaştırılmasıydı. Padişahın, nezaretleri kurup sadareti başvekâlete dönüştürmesi, şeklen de olsa Avrupa kabine sistemine doğru atılmış bir adımdı. Bu amaçla, muhtemelen 1838’de Meşveret Meclisi’nden yumuşak bir geçişle, nazır ve yüksek rütbeli memurlardan Meclis-i Hâss-ı Vükelâ veya Meclis-i Mahsus-i Vükelâ’yı, yani, hükümeti oluşturdu. Devletin en yüksek yürütme organı olan bu meclis, sadrazamın başkanlığında haf­tada iki gün toplanır ve nezaretler arasında koordinasyonu sağlardı.


13. Soru

II. Mahmud’un, 24 Mart 1838’de Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye ve Bâbıâli’de de Dâr-ı Şûra-yı Bâbıâli adıyla iki daimi meclis kurmasının nedeni nedir? 

Cevap

II. Mahmud, 24 Mart 1838’de, yapmayı düşündüğü ve Tanzimat-ı Hayriyye olarak adlandırdığı reformları görüşmek ve gerekli kanun ve tüzükleri hazırlamak amacıyla Topkapı Sarayı’nda Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye ve Bâbıâli’de de Dâr-ı Şûra-yı Bâbıâli adıyla iki daimi meclis kurdu.


14. Soru

Meclis-i Maarif ’in, Meclis-i Vâlâ ile Hariciye Nezareti’nin denetimi altında olması ne açıdan önem taşımaktadır?

Cevap

Meclis-i Maarif ’in, Meclis-i Vâlâ ile Hariciye Nezareti’nin denetimi altında olması, eğitimin lâikleşmesi açısından son derece önemlidir; zira, o ana kadar şeyhülislâmlığın kontrolü altında bulunan eğitim işleri, artık hükümetin denetimine giriyordu.


15. Soru

Şüra-yı Devlet’in Osmanlı bürokrasisindeki yeri ve görevi ne olmuştur? 

Cevap

Meclis-i Vâlâ ile başlayıp Meclis-i Tanzimat ve Meclis-i Ahkâm-ı Adliyye ile devam eden gelenek üzerine oturan Şûra-yı Devlet, Danıştay’ın temelini oluşturur.

Şûra-yı Devlet’in görevi, kanun ve tüzük tasarılarını hazırlamak, mahkeme veya meclislerin verdiği kararların temyizinde adliye ve idare memurları arasında çıkan anlaşmazlıkları çözmek, hükümetle şahıslar arasındaki davalara bakmak ve kanun metinlerini yorumlamaktı. Asıl amaç ise, yasama, yürütme ve yargının birbirinden ayrılmasıydı.


16. Soru

Taşra teşkilatında yapılan yeniliklerin gerekçesi neydi? 

Cevap

Merkez yönetiminde yapılan reformlardan hedef­lenen başarı, bunların taşrada uygulanmasına bağlı olduğu için Tanzimat’la beraber taşra idaresinde de önemli düzenlemeler yapıldı.


17. Soru

Osmanlı Devleti’nde muhtarlık teşkilatının kurulma nedeni ve görevleri neydi?

Cevap

II. Mahmud, Yeniçeriliği kaldırdıktan sonra İstanbul’un güvenliğini sağlamak için taşradan gelip işsiz-güçsüz bir şekilde hırsızlık, yolsuzluk ve uygunsuzluklarla şehrin huzurunu bozan kişilere karşı bazı önlemler aldı. Soruna köklü bir çare bulmak için 1829’da yapılan bir düzenlemeyle İstanbul mahallelerinde muhtarlık örgütünü kurdu. Görevleri bulundukları yerin güvenliğini sağlamak, doğum ve ölüm hadiseleriyle mahalleye gelen, giden, göç edenlerle ilgili kayıtları tutmak, kısaca halkla devlet arasındaki ilişkiyi sağlamaktı. 


18. Soru

Osmanlı Devleti’nde kaza yönetiminin kuruluş süreci nasıl olmuştur? 

Cevap

1842’de muhassıllık sisteminin ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanan düzenlemenin ardından taşra teşkilâtında yeni bir organizasyona gidildi; Tanzimat’ın uygulandığı bölgelerde birkaç köyün idaresi birleştirilerek ilk defa idari bir birim olarak kazalar oluşturuldu. Kaza idare meclisi, idari davalar, beledi hizmetler, kazanın gelir ve giderleri gibi işleri görüşürdü.


19. Soru

Osmanlı Devleti’nde sancak meclisi kimlerden oluşmaktaydı ve görevleri nelerdi? 

Cevap

Sancak meclisi; malmüdürü, hakim, tahrirat başkâtibi, mal başkâtibi, müslim ve gayrimüslim halkın temsilcilerinden oluşmaktaydı. Meclis, haf­tanın belirli günlerinde toplanıp sancağın güvenlik, maliye, yönetim, eğitim-öğretim ve beledî işleriyle ilgili çalışmaları yürütür; başedemediği büyük sorunları eyalet meclisine havale ederdi. 


20. Soru

Eyaletlerdeki en yetkili kişi kimdi ve görevleri nelerdi?

Cevap

Eyaletteki en yetkili kişi valiydi. Vali, kanunların uygulanması, güvenliğin sağlanması, eyaletin imar edilmesi, özetle her şeyden sorumluydu. Kendisine yardımcı olmak üzere def­terdar, kadı, müf­tü, Müslümanları temsilen dört kişi ve gayrimüslimleri temsilen de iki kişiden oluşan bir büyük meclis vardı. Bu meclis sancak meclislerinin gönderdiği raporları değerlendirmek, eyaletin idare, maliye, güvenlik, imar, adli bütün sorunlarını görüşmek ve çözüm bulmakla görevliydi. Ayrıca, suç işleyenlerle Tanzimat’a aykırı davranan görevlileri yargılayan bir mahkeme konumundaydı.


1. Soru

Osmanlı Devleti’nde bürokrasinin kapsamı neydi? 

Cevap

Osmanlı Devleti açısından değerlendirildiğinde bürokrasi, padişah ve saray görevlilerinden (mabeyn), askeri (seyfiye), dini (ilmiye) ve sivil bürokrasiye (kalemiye) kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. 

2. Soru

Osmanlı Devleti bürokrasisinde bir saltanat makamı olarak mabeyn ne anlama gelmekteydi ve ne zaman önem kazandı? 

Cevap

Mabeyn sözcüğü, iki şeyin arası demek olup haremle selâmlığı birbirine bağlayan sofa, daire veya oda için kullanılırdı. Saray teşkilâtında ise, padişahın resmi bürolarının bulunduğu, elçi, sadrazam ve diğer ziyaretçileri kabul ettiği, eğlendiği ve dinlenip yemek yediği daireyi nitelerdi. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren önem kazanmaya başladı

3. Soru

Osmanlı bürokrasisindeki enderun terimi ne anlama gelir? 

Cevap

Enderun, sarayın iç hizmetlerini ifade için kullanılan bir terim olup Topkapı Sarayı’nın üçüncü kapısı olan Bâbüssaade (Akağalar Kapısı)’den sonra başlardı. Bayramlarda, Ayak Divanı ve cülûslarda taht burada kurulur; padişah kabullerini buradaki Arz Odası’nda yapardı. Enderun’da içoğlanlarına mahsus altı oda vardı; bunlar önemlerine göre, Büyük ve Küçük Odalar, Doğancı Koğuşu, Seferli Koğuşu, Kiler Odası, Hazine Odası ve mukaddes emanetlerin bulunduğu Has Oda şeklinde sıralanırdı. Burada teorik ve pratik ciddi bir eğitimden geçirilen içoğlanları, kabiliyetlerine göre Has Oda’ya yükselir ve buradan da ülkenin değişik yerlerinde görevlendirilirdi. Enderun, devlet ricali yetiştiren bir mektepti.

4. Soru

Sarayın üç ana bölümünden biri olan Birun neresidir ve ne amaçla kullanılmıştır?

Cevap

Birun, Topkapı Sarayı’nın dış hizmetlere mahsus olan Bâb-ı Hümayun ile Bâbüssaade arasındaki kısmı. Padişah hocası, hekimbaşı, cerrahbaşı, müneccimbaşı, hünkâr imamı, şehremini, arpa emini, matbah emini, Darphane emini, kapıcıbaşı, yeniçeri ağası, cebecibaşı, topçubaşı, arabacıbaşı gibi devletin merkez görevlileri ve büroları burada bulunurdu. Sarayın devlet işlerinin merkezi olmaktan uzaklaşıp işlerin sadrazamların ikindi divanlarına kayması üzerine Bâbıâli ön plana çıktı.

5. Soru

Telhis ve Hattı-ı Hümayün ne demektir? 

Cevap

Sadrazamın padişahın emrini almak istediği konuyu kısaca özetlediği yazısına telhis; padişahın özeti okuyup üzerine yine kısa cümlelerle ve kendi el yazısıyla görüşlerini belirttiği yazıya da hatt-ı hümayun denirdi.

6. Soru

II. Mahmut’tan sonra mabeyn makamının gelişimi nasıl olmuştur?

Cevap

II. Mahmud’dan sonra tahta geçen Sultan Abdülmecid, Abdülaziz ve V. Murad’ın, yükselen Bâbıâli bürokrasisi karşısında sarayı güçlü tutmak adına -Sultan Abdülaziz’in son dönemleri istisna edilirse- aşırı bir talepleri olmadı. Ancak, II. Abdülhamid’in tahta çıkmasıyla beraber tam tersine, mabeyn, iş hacmi ve bunun sonucu olarak da personel açısından büyük bir gelişme gösterdi.

7. Soru

19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde memuriyette tevcihat usülü ne anlama gelmekteydi? 

Cevap

Tevcihat, tayin ve atama anlamında kullanılır. Osmanlı bürokrasisinde görev alabilecek memur sayısı memuriyetten fazla olduğu için 16. yüzyılın sonlarına doğru devlet pratik bir çözüm buldu ve her sene Şevval ayında vezir, beylerbeyi, sancakbeyi, rical, ocak ağaları ve Divan-ı Hümayun hocaları gibi, askeri, ilmi, mali ve sivil bürokrasinin üst düzey memuriyetlerine atamaları birer yıllığına yapmaya başladı. Bu sisteme tevcihat usulü denir ve atama dönemleri memurlar için sıkıntı kaynağı olurdu. Zira, tevcihatta görevinde bırakılabilir (ibka), başka bir göreve atanabilir (tahvil) veya bir sonraki tevcihata kadar boş da kalabilirdi (azil). 1826’da yeniçeriliğin kaldırılmasından sonra tevcihat Şevval yerine Şaban ayında yapılmaya başlandı. Memurların korkulu rüyası olan tevcihat usulü 4 Nisan 1838’de II. Mahmud tarafından ortadan kaldırılarak memurların sebepsiz yere azledilmelerine son verildi.

8. Soru

II. Mahmut döneminde sadaret nasıl bir değişim geçirdi?

Cevap

II. Mahmud döneminde sadrazamın yetkilerinin önemli bir kısmı kurulan yeni nezaretlerce üstlenildi. Hâl böyle olunca, II. Mahmud, 30 Mart 1838’de yaptığı bir düzenlemeyle bütün vekillerin başı olmak üzere sadareti başvekâlete dönüştürdü; müstakil bir makam olma konumuna da son vererek duruma göre hangi nezaret uygun olursa ona eklenmek suretiyle idare edilmesini kararlaştırdı. Yani, padişahın hükümet başkanlığına lâyık gördüğü nazır, aynı zamanda başvekil olacaktı. 

9. Soru

II. Mahmut döneminde hangi nezaretler kurulmuş ve bunun hükümet yapısına etkisi ne olmuştur?

Cevap

II. Mahmud, Evkaf-ı Hümayun, Divan-ı Deavi, Dahiliye, Hariciye, Maliye ve Ticaret Nezaretlerini kurarak sadrazamın yetkilerini bunlar arasında paylaştırdı. Merkez teşkilâtının önemli iş alanlarının Avrupa’da olduğu gibi nezaretlerce üstlenilmesi üzerine hükümet yapısı da ister istemez farklılaştı ve sadrazamın/ başvekilin başkanlığında nazırlardan oluşan hükümet (Meclis-i Vükelâ, Meclis-i Mahsus) devletin en yüksek icra organı oldu.

10. Soru

II. Mahmut, Evkaf-ı Hümayun Nezareti’ni ne zaman ve hangi amaçla kurmuştur?

Cevap

II. Mahmud, 15 Haziran 1826’da yeniçeriliği ortadan kaldırarak muhalif güçlerin önde geleni olan askeri bürokrasiyi etkisizleştirdi. 1826 Ekiminin başında yaptığı diğer bir düzenlemeyle, daha önce bağımsız olan ve mütevellilerin elinde bulunan vakıf­ların idaresini merkezîleştirmek amacıyla Evkaf-ı Hümayun Nezareti’ni kurarak vakıf­ları yavaş yavaş nezaretin denetimine aldı. Böylece bir diğer alternatif güç olan ulemayı da devlete bağlayarak etkisizleştirmeyi düşündü.

11. Soru

Hariciye Nezareti ile Tanzimat dönemi reformları arasındaki ilişki nedir? 

Cevap

Hariciye Nezareti, dil bilen ve Avrupa’yı iyi tanıyan bürokratların yoğunlaştığı bir birim olduğu için pek çok reform kurumu nezarete bağlı olarak kurulmuştu. Tanzimat döneminde yapılan reformların hemen tamamı Hariciye Nezareti ile Meclis-i Vâlâ’nın öncülüğünde gerçekleştirildi. Reform döneminde nezaretin ön plana çıkması, doğal olarak hariciye nazırını da sadrazamdan sonra hükümetin ikinci adamı yaptı.

12. Soru

Meclis-i Vükela kim tarafından, ne zaman ve ne amaçla kurulmuştur?

Cevap

II. Mahmud döneminde gerçekleştirilen bir yenilik de daimi meclislerin kurulup yaygınlaştırılmasıydı. Padişahın, nezaretleri kurup sadareti başvekâlete dönüştürmesi, şeklen de olsa Avrupa kabine sistemine doğru atılmış bir adımdı. Bu amaçla, muhtemelen 1838’de Meşveret Meclisi’nden yumuşak bir geçişle, nazır ve yüksek rütbeli memurlardan Meclis-i Hâss-ı Vükelâ veya Meclis-i Mahsus-i Vükelâ’yı, yani, hükümeti oluşturdu. Devletin en yüksek yürütme organı olan bu meclis, sadrazamın başkanlığında haf­tada iki gün toplanır ve nezaretler arasında koordinasyonu sağlardı.

13. Soru

II. Mahmud’un, 24 Mart 1838’de Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye ve Bâbıâli’de de Dâr-ı Şûra-yı Bâbıâli adıyla iki daimi meclis kurmasının nedeni nedir? 

Cevap

II. Mahmud, 24 Mart 1838’de, yapmayı düşündüğü ve Tanzimat-ı Hayriyye olarak adlandırdığı reformları görüşmek ve gerekli kanun ve tüzükleri hazırlamak amacıyla Topkapı Sarayı’nda Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye ve Bâbıâli’de de Dâr-ı Şûra-yı Bâbıâli adıyla iki daimi meclis kurdu.

14. Soru

Meclis-i Maarif ’in, Meclis-i Vâlâ ile Hariciye Nezareti’nin denetimi altında olması ne açıdan önem taşımaktadır?

Cevap

Meclis-i Maarif ’in, Meclis-i Vâlâ ile Hariciye Nezareti’nin denetimi altında olması, eğitimin lâikleşmesi açısından son derece önemlidir; zira, o ana kadar şeyhülislâmlığın kontrolü altında bulunan eğitim işleri, artık hükümetin denetimine giriyordu.

15. Soru

Şüra-yı Devlet’in Osmanlı bürokrasisindeki yeri ve görevi ne olmuştur? 

Cevap

Meclis-i Vâlâ ile başlayıp Meclis-i Tanzimat ve Meclis-i Ahkâm-ı Adliyye ile devam eden gelenek üzerine oturan Şûra-yı Devlet, Danıştay’ın temelini oluşturur.

Şûra-yı Devlet’in görevi, kanun ve tüzük tasarılarını hazırlamak, mahkeme veya meclislerin verdiği kararların temyizinde adliye ve idare memurları arasında çıkan anlaşmazlıkları çözmek, hükümetle şahıslar arasındaki davalara bakmak ve kanun metinlerini yorumlamaktı. Asıl amaç ise, yasama, yürütme ve yargının birbirinden ayrılmasıydı.

16. Soru

Taşra teşkilatında yapılan yeniliklerin gerekçesi neydi? 

Cevap

Merkez yönetiminde yapılan reformlardan hedef­lenen başarı, bunların taşrada uygulanmasına bağlı olduğu için Tanzimat’la beraber taşra idaresinde de önemli düzenlemeler yapıldı.

17. Soru

Osmanlı Devleti’nde muhtarlık teşkilatının kurulma nedeni ve görevleri neydi?

Cevap

II. Mahmud, Yeniçeriliği kaldırdıktan sonra İstanbul’un güvenliğini sağlamak için taşradan gelip işsiz-güçsüz bir şekilde hırsızlık, yolsuzluk ve uygunsuzluklarla şehrin huzurunu bozan kişilere karşı bazı önlemler aldı. Soruna köklü bir çare bulmak için 1829’da yapılan bir düzenlemeyle İstanbul mahallelerinde muhtarlık örgütünü kurdu. Görevleri bulundukları yerin güvenliğini sağlamak, doğum ve ölüm hadiseleriyle mahalleye gelen, giden, göç edenlerle ilgili kayıtları tutmak, kısaca halkla devlet arasındaki ilişkiyi sağlamaktı. 

18. Soru

Osmanlı Devleti’nde kaza yönetiminin kuruluş süreci nasıl olmuştur? 

Cevap

1842’de muhassıllık sisteminin ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanan düzenlemenin ardından taşra teşkilâtında yeni bir organizasyona gidildi; Tanzimat’ın uygulandığı bölgelerde birkaç köyün idaresi birleştirilerek ilk defa idari bir birim olarak kazalar oluşturuldu. Kaza idare meclisi, idari davalar, beledi hizmetler, kazanın gelir ve giderleri gibi işleri görüşürdü.

19. Soru

Osmanlı Devleti’nde sancak meclisi kimlerden oluşmaktaydı ve görevleri nelerdi? 

Cevap

Sancak meclisi; malmüdürü, hakim, tahrirat başkâtibi, mal başkâtibi, müslim ve gayrimüslim halkın temsilcilerinden oluşmaktaydı. Meclis, haf­tanın belirli günlerinde toplanıp sancağın güvenlik, maliye, yönetim, eğitim-öğretim ve beledî işleriyle ilgili çalışmaları yürütür; başedemediği büyük sorunları eyalet meclisine havale ederdi. 

20. Soru

Eyaletlerdeki en yetkili kişi kimdi ve görevleri nelerdi?

Cevap

Eyaletteki en yetkili kişi valiydi. Vali, kanunların uygulanması, güvenliğin sağlanması, eyaletin imar edilmesi, özetle her şeyden sorumluydu. Kendisine yardımcı olmak üzere def­terdar, kadı, müf­tü, Müslümanları temsilen dört kişi ve gayrimüslimleri temsilen de iki kişiden oluşan bir büyük meclis vardı. Bu meclis sancak meclislerinin gönderdiği raporları değerlendirmek, eyaletin idare, maliye, güvenlik, imar, adli bütün sorunlarını görüşmek ve çözüm bulmakla görevliydi. Ayrıca, suç işleyenlerle Tanzimat’a aykırı davranan görevlileri yargılayan bir mahkeme konumundaydı.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.