Açıköğretim Ders Notları

Sanayi Ekonomisi Dersi 8. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Sanayi Ekonomisi Dersi 8. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Regülasyon Ekonomisi

İktisadi Regülasyon

Regülasyon, genel anlamıyla devlet tarafından iktisadi aktörlerin davranışlarını ya da kararlarını kısıtlamak amacıyla yürürlüğe konulan her türlü politika ve uygulamalardır.

Serbest girişim genel olarak iktisadi aktörlerin kendi kararlarını vermesi anlamına gelmektedir. İşçiler ve tüketiciler gibi iktisadi aktörler ne kadar harcama yapacakları ve ne kadar saat çalışacakları konusunda karar alırken, firmalar ise her bir malın ne kadar üretileceği ve hangi fiyattan satılacağı konusunda karar vermektedir. Bu aktörlerin yanı sıra verdiği kararlar ile yukarıda bahsedilen iktisadi aktörlerin davranışlarını etkileyebilen diğer bir aktör ise devlet olarak adlandırdığımız kurumdur. Devlet vergi oranları ya da eğitim, savunma ve sağlık gibi harcamaların miktarlarını değiştirerek tüketici, işçi ve firmaların davranışlarını etkileyebilmektedir.

Regülasyonların Ardındaki İktisadi Rasyonalite

Tam rekabet piyasaları, tam bilgiye sahip çok sayıda alıcı ve satıcının homojen bir mal için bir araya geldiği idealize edilmiş bir piyasa türünü tanımlamaktadır. Ancak gerçek dünyada piyasa işleyişi tam rekabet piyasası modelinde anlatılanlardan çok farklı olabilir. Piyasalar herhangi bir müdahaleye maruz kalmaksızın işlediğinde bir takım sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Regülasyonların ardında piyasa başarısızlıkları dışında sosyal amaçlı başka gerekçeler de olabilir.

Regülasyon için İktisadi Gerekçeler:

  • Monopol ve Doğal Monopol
  • Beklenmeyen Kârlar
  • Dışsallıklar
  • Eksik Bilgi
  • Hizmetlerin Sürekliliği ve Ulaşılabilirliği
  • Rekabetçi Olmayan Davranışlar ve Yıkıcı Fiyatlama Stratejisi
  • Kamusal Mallar ve Ahlaki Tehlike
  • Eşit Olmayan Pazarlık Gücü
  • Kıtlık ve Tayınlama
  • Rasyonelleştirme ve Koordinasyon
  • Planlama

Regülasyon için Sosyal Gerekçeler

  • İnsan Hakları
  • Sosyal Koruma

Regülasyonların Ardındaki Sosyal Rasyonalite

Yukarıda anlattığımız regülasyonların piyasa başarısızlıklarına dayalı gerekçeleri iktisadi regülasyonların temel nedenlerini oluşturmaktadır ancak regülasyonların gerekçelerini açıklamada yeterli değildir. Bu nedenler dışında regülasyonların ardında sosyal nedenler de bulunabilir. Piyasalar genellikle mal ve hizmetlerin tahsisi konusunda en iyi çözümü sunmaktadır. Bu çözüm sunulamadığında ise regülasyonlar aracılığıyla piyasaları düzenlemek çok zor değildir. Ancak piyasa dışı alanlardaki başarısızlıkları düzenlemek esasen keyfidir.

Regülasyon Türleri

Regülasyon uygulamasının temel amacı piyasa başarısızlıklarını gidermek, etkinlik ve verimliliği arttırarak refah seviyesini üst düzeye taşımaktır. Bu amaç doğrultusunda kullanılan iktisadi regülasyonlar temelde dört başlık altında toplanabilmektedir:

1. Fiyat regülasyonu
2. Miktar regülasyonu
3. Giriş-çıkış regülasyonu
4. Diğer regülasyonlar (kalite ve yatırım regülasyonu)

Regülasyon Yöntemleri

Genel hatlarıyla regülasyon yöntemleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Getiri Oranı Regülasyonu
  • Fiyat Tavanı Regülasyonu
  • Göreli Rekabet Yöntemi

Averch-Johnson Etkisi: Getiri oranı regülasyonunda firmaların sermayeye aşırı yatırım yapması nedeniyle maliyetlerinin artması durumu olarak tanımlanır.

İyi Bir Regülasyon Nasıl Tanımlanmalıdır?

“İyi bir regülasyon nasıl olmalıdır?” sorusuna yanıt arayan iktisatçılara göre cevaplar elbette ki farklılaşmaktadır. Bazı iktisatçılar durumu tamamen refah üzerinden değerlendirerek, refahı maksimum yapabilen etkin regülasyonların iyi olduğunu iddia etmektedir .Diğer yandan bu görüşe karşı çıkanlar refahı maksimize etmenin tek koşul olmadığını, refahı arttırmaya çalışırken etik olmayan davranışların ortaya çıkması durumunda bu regülasyonun kabul edilebilir olmayacağını belirtmektedir. Regülasyonda teklif edilen fiyatın, refah ne olursa olsun ortaya çıkarabileceği olumsuz durumlar göz ardı edilmemeli ve söz konusu olumsuzluklardan bireylerin zarar görmesi engellenmelidir.

Uygulanacak regülasyonların ihtiyaca yönelik ya da uygulamaya değer olup olmadığı yönündeki sorularına cevap aranırken birden fazla argümanın değerlendirilmesi gereklidir. Bu argümanlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

a. Uygulanacak faaliyet veya rejim yasama organı tarafından destekleniyor mu?
b. Uygun bir sorumluluk planı var mı?
c. Süreç adil, ulaşılabilir ve açık mı?
d. Düzenleyici kurum yeterince uzmanlığa sahip mi?
e. Uygulanacak faaliyet veya rejim etkin mi?

Deregülasyon

Deregülasyon: Regülasyonun tersi bir işlem olarak düşünülebilir; uygulanan regülasyonların kaldırılması veya ihtiyaca göre minimize edilmesidir.

Regülasyonun etkin olmadığına inanılan durumlarda yetkililerce deregülasyon uygulamasının gündeme getirilmesi söz konusu olacaktır. Regülasyonun etkinsizliğine işaret eden başlıca durumlar şöyle özetlenebilir:

  • Etkin olmayan büyük firmaların korunmasından kaynaklanan teknik yetersizlikler,
  • Piyasada rekabetçi baskının eksikliğinden kaynaklanan iç veya dış etkinsizliğin ortaya çıkması,
  • Regülasyondan kaynaklı maliyetlere paralel fiyat yapısının bozulması,
  • Rekabetin zayıf olması ya da hiç olmaması veya sık sık getirilen regülasyonlar nedeniyle endüstriler arası ilişkiler kurulamamasından kaynaklanan yenilik yetersizlikleri.

Regülasyon Teorileri

İktisadi regülasyon teorilerini genel olarak iki grup altında toplayabiliriz. İlk gruptaki teoriler düzenleyicilerin kamu yararını etkin bir şekilde yükseltmek için yeterli bilgiye ve uygulama gücüne sahip olduğunu varsaymaktadır. İlave olarak düzenleyicilerin iyiliksever olduğu ve kamu çıkarını takip etmeyi amaçladığı varsayılmaktadır. Bu varsayımlardan hareket eden teoriler, kamu çıkarı teorileri olarak adlandırılmaktadır. İktisadi regülasyon teorilerini içeren diğer bir grup ise farklı varsayımlardan hareket etmektedir.Bu teoriler özel çıkar teorileri olarak adlandırılmaktadır. Kamu çıkarı teorilerinin aksine bu gruptaki teoriler düzenleyicilerin firma maliyeti, talebi, kalitesi ve firma davranışlarının diğer boyutları hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını varsaymaktadır. Dolayısıyla firmalar ve toplumsal aktiviteler kontrol edildiğinde kamu yararı yine de tam olarak artmayabilir.

Kamu Çıkarı Teorileri
Regülasyonlara ilişkin devletin piyasaya müdahalesinin, piyasa başarısızlıklarına ve piyasa kusurlarına cevap olarak yapıldığını açıklamaktadır.

Özel Çıkar Teorileri
Regülasyonları, kendi ekonomik çıkarlarını korumayı amaçlayan özel çıkar gruplarının davranışları üzerinden açıklamaktadır.

İktisadi Regülasyon

Regülasyon, genel anlamıyla devlet tarafından iktisadi aktörlerin davranışlarını ya da kararlarını kısıtlamak amacıyla yürürlüğe konulan her türlü politika ve uygulamalardır.

Serbest girişim genel olarak iktisadi aktörlerin kendi kararlarını vermesi anlamına gelmektedir. İşçiler ve tüketiciler gibi iktisadi aktörler ne kadar harcama yapacakları ve ne kadar saat çalışacakları konusunda karar alırken, firmalar ise her bir malın ne kadar üretileceği ve hangi fiyattan satılacağı konusunda karar vermektedir. Bu aktörlerin yanı sıra verdiği kararlar ile yukarıda bahsedilen iktisadi aktörlerin davranışlarını etkileyebilen diğer bir aktör ise devlet olarak adlandırdığımız kurumdur. Devlet vergi oranları ya da eğitim, savunma ve sağlık gibi harcamaların miktarlarını değiştirerek tüketici, işçi ve firmaların davranışlarını etkileyebilmektedir.

Regülasyonların Ardındaki İktisadi Rasyonalite

Tam rekabet piyasaları, tam bilgiye sahip çok sayıda alıcı ve satıcının homojen bir mal için bir araya geldiği idealize edilmiş bir piyasa türünü tanımlamaktadır. Ancak gerçek dünyada piyasa işleyişi tam rekabet piyasası modelinde anlatılanlardan çok farklı olabilir. Piyasalar herhangi bir müdahaleye maruz kalmaksızın işlediğinde bir takım sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Regülasyonların ardında piyasa başarısızlıkları dışında sosyal amaçlı başka gerekçeler de olabilir.

Regülasyon için İktisadi Gerekçeler:

  • Monopol ve Doğal Monopol
  • Beklenmeyen Kârlar
  • Dışsallıklar
  • Eksik Bilgi
  • Hizmetlerin Sürekliliği ve Ulaşılabilirliği
  • Rekabetçi Olmayan Davranışlar ve Yıkıcı Fiyatlama Stratejisi
  • Kamusal Mallar ve Ahlaki Tehlike
  • Eşit Olmayan Pazarlık Gücü
  • Kıtlık ve Tayınlama
  • Rasyonelleştirme ve Koordinasyon
  • Planlama

Regülasyon için Sosyal Gerekçeler

  • İnsan Hakları
  • Sosyal Koruma

Regülasyonların Ardındaki Sosyal Rasyonalite

Yukarıda anlattığımız regülasyonların piyasa başarısızlıklarına dayalı gerekçeleri iktisadi regülasyonların temel nedenlerini oluşturmaktadır ancak regülasyonların gerekçelerini açıklamada yeterli değildir. Bu nedenler dışında regülasyonların ardında sosyal nedenler de bulunabilir. Piyasalar genellikle mal ve hizmetlerin tahsisi konusunda en iyi çözümü sunmaktadır. Bu çözüm sunulamadığında ise regülasyonlar aracılığıyla piyasaları düzenlemek çok zor değildir. Ancak piyasa dışı alanlardaki başarısızlıkları düzenlemek esasen keyfidir.

Regülasyon Türleri

Regülasyon uygulamasının temel amacı piyasa başarısızlıklarını gidermek, etkinlik ve verimliliği arttırarak refah seviyesini üst düzeye taşımaktır. Bu amaç doğrultusunda kullanılan iktisadi regülasyonlar temelde dört başlık altında toplanabilmektedir:

1. Fiyat regülasyonu
2. Miktar regülasyonu
3. Giriş-çıkış regülasyonu
4. Diğer regülasyonlar (kalite ve yatırım regülasyonu)

Regülasyon Yöntemleri

Genel hatlarıyla regülasyon yöntemleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Getiri Oranı Regülasyonu
  • Fiyat Tavanı Regülasyonu
  • Göreli Rekabet Yöntemi

Averch-Johnson Etkisi: Getiri oranı regülasyonunda firmaların sermayeye aşırı yatırım yapması nedeniyle maliyetlerinin artması durumu olarak tanımlanır.

İyi Bir Regülasyon Nasıl Tanımlanmalıdır?

“İyi bir regülasyon nasıl olmalıdır?” sorusuna yanıt arayan iktisatçılara göre cevaplar elbette ki farklılaşmaktadır. Bazı iktisatçılar durumu tamamen refah üzerinden değerlendirerek, refahı maksimum yapabilen etkin regülasyonların iyi olduğunu iddia etmektedir .Diğer yandan bu görüşe karşı çıkanlar refahı maksimize etmenin tek koşul olmadığını, refahı arttırmaya çalışırken etik olmayan davranışların ortaya çıkması durumunda bu regülasyonun kabul edilebilir olmayacağını belirtmektedir. Regülasyonda teklif edilen fiyatın, refah ne olursa olsun ortaya çıkarabileceği olumsuz durumlar göz ardı edilmemeli ve söz konusu olumsuzluklardan bireylerin zarar görmesi engellenmelidir.

Uygulanacak regülasyonların ihtiyaca yönelik ya da uygulamaya değer olup olmadığı yönündeki sorularına cevap aranırken birden fazla argümanın değerlendirilmesi gereklidir. Bu argümanlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

a. Uygulanacak faaliyet veya rejim yasama organı tarafından destekleniyor mu?
b. Uygun bir sorumluluk planı var mı?
c. Süreç adil, ulaşılabilir ve açık mı?
d. Düzenleyici kurum yeterince uzmanlığa sahip mi?
e. Uygulanacak faaliyet veya rejim etkin mi?

Deregülasyon

Deregülasyon: Regülasyonun tersi bir işlem olarak düşünülebilir; uygulanan regülasyonların kaldırılması veya ihtiyaca göre minimize edilmesidir.

Regülasyonun etkin olmadığına inanılan durumlarda yetkililerce deregülasyon uygulamasının gündeme getirilmesi söz konusu olacaktır. Regülasyonun etkinsizliğine işaret eden başlıca durumlar şöyle özetlenebilir:

  • Etkin olmayan büyük firmaların korunmasından kaynaklanan teknik yetersizlikler,
  • Piyasada rekabetçi baskının eksikliğinden kaynaklanan iç veya dış etkinsizliğin ortaya çıkması,
  • Regülasyondan kaynaklı maliyetlere paralel fiyat yapısının bozulması,
  • Rekabetin zayıf olması ya da hiç olmaması veya sık sık getirilen regülasyonlar nedeniyle endüstriler arası ilişkiler kurulamamasından kaynaklanan yenilik yetersizlikleri.

Regülasyon Teorileri

İktisadi regülasyon teorilerini genel olarak iki grup altında toplayabiliriz. İlk gruptaki teoriler düzenleyicilerin kamu yararını etkin bir şekilde yükseltmek için yeterli bilgiye ve uygulama gücüne sahip olduğunu varsaymaktadır. İlave olarak düzenleyicilerin iyiliksever olduğu ve kamu çıkarını takip etmeyi amaçladığı varsayılmaktadır. Bu varsayımlardan hareket eden teoriler, kamu çıkarı teorileri olarak adlandırılmaktadır. İktisadi regülasyon teorilerini içeren diğer bir grup ise farklı varsayımlardan hareket etmektedir.Bu teoriler özel çıkar teorileri olarak adlandırılmaktadır. Kamu çıkarı teorilerinin aksine bu gruptaki teoriler düzenleyicilerin firma maliyeti, talebi, kalitesi ve firma davranışlarının diğer boyutları hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını varsaymaktadır. Dolayısıyla firmalar ve toplumsal aktiviteler kontrol edildiğinde kamu yararı yine de tam olarak artmayabilir.

Kamu Çıkarı Teorileri
Regülasyonlara ilişkin devletin piyasaya müdahalesinin, piyasa başarısızlıklarına ve piyasa kusurlarına cevap olarak yapıldığını açıklamaktadır.

Özel Çıkar Teorileri
Regülasyonları, kendi ekonomik çıkarlarını korumayı amaçlayan özel çıkar gruplarının davranışları üzerinden açıklamaktadır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.