Sosyal Hizmet Mevzuatı Dersi 1. Ünite Özet
Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.
Açıköğretim derslerinden Sosyal Hizmet Mevzuatı Dersi 1. Ünite Özet için hazırlanan ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.
Önce Genel Giriş Ve Temel Kavramlar
Hukukun Temel Kavramları
Hukuk, toplumun ortak iyiliğini ve çıkarlarını gözetme kaygısıyla toplum yaşamının ve devlet aygıtının olduğu kadar birey-birey, birey-toplum, birey-devlet, toplumtoplum, devlet-toplum ve devlet-devlet ilişkilerinin sağlıklı, sorunsuz, etkin ancak adalet ve eşitlik içinde sürdürülmesi ve işletilmesi için örgütlenme, ilişkiler ve işletim düzeninin nasıl olması ya da olmaması gerektiği konularında yetkili organlar tarafından önceden konulmuş yöntemlerle eşitlik, adalet, vicdan, gelenek ve toplumsal normlar çerçevesinde gerekli kuralların konulduğu ve bu kuralların kamu gücüyle desteklendiği bir toplumsal kurum, bilim dalı ve kurallar bütünüdür.
Toplumsal Düzen Kuralları
Toplumsal düzen kuralları bir toplumda düzeni sağlayan kurallardır. Bu kurallar olmasa toplum toplum olmaz, içinde kaostan, karmaşadan geçilmez. Her toplumda bir düzen vardır. Düzensiz topluluk da olmaz, toplum da olmaz. Kendi içinde düzenini kuramayan ve bunda süreklilik sağlayamayan insan kalabalıkları topluluk ya da toplum hâline gelemez. İnsan kalabalıklarının toplum hâline gelebilmesi için kendi içinde genel kabul gören bir düzeni oluşturmuş ve bunda sürekliliği sağlamış olması gerekir. Toplumsal düzen kuralları tekdüze değildir. Farklı toplumsal düzen kuralları vardır. Tarihsel süreç içinde ilk ortaya çıkan düzen kuralları otorite tarafından konulan kurallardır.
İnsanların korkularından kaynaklı dinsel inanç gereksinimleri ile karışmaya başlamış ve dinsel kurallar toplumsal düzenin oluşturulmasında etkin olmaya başlamışlardır. Ailede, klanda, kabilede otorite topluluklar büyüdükçe yetersiz kalmaya başlamış, bunun yarattığı boşluğu din kuralları hem daha sağlam hem daha yaygın ve hem de daha uzun süreli, hatta kalıcı olarak doldurmaya başlamıştır.
Din kurallarından sonra ahlak kuralları gelir. Ahlak kuralları da dinsel kurallara ya da toplumsal otoritelerin getirdiği kalıcılaşmış düzen sağlayan kurallardır. Din ve ahlaktan sonra toplumsal düzen kurallarını oluşturan üçüncü bir öge de görgü kurallarıdır. Görgü kuralları insanlar arasındaki gündelik düzenin karşılıklı saygı çerçevesinde sağlanması için gereklidir.
Tarihte ortaya çıkan bu üç toplumsal düzen kuralından sonra en son ve en gelişmiş toplumsal düzen kuralları yazılı hukuk kurallarıdır. Buna sadece hukuk demememizin nedeni din ve töre kurallarının da insanlarla ilgili hak ve yükümlülükleri düzenlemesi ve onların da hukuk kuralı olarak anılabilmeleri ile ilgilidir.
Türkiye’de Başkanlık Rejiminden Önce Var Olan Mevzuat Çeşitleri
Anayasa
Anayasa; bir devletin bağımsızlığı, bayrağı, milli marşı vb. gibi ulusal değerleriyle ve genel siyasal yapısıyla ilgili temel ilkelerinden, krallık, monarşi, cumhuriyet gibi yönetim sistemine; yasama, yürütme, yargı arasındaki ilişkilerden yurttaşlık hakları ile kişi hak ve ödevlerine dair temel hukuksal kurallara kadar genel ve temel kuralların belirlendiği yazılı metindir. Anayasalar da parlamentolarda oylanır ve kabul edilir.
Uluslararası Antlaşma ya da Sözleşmeler
Uluslararası antlaşma, iki ya da daha fazla devletin birbirlerine saldırmama, savaşta iş birliği, ortak davranma, belirledikleri temel ve büyük ilkelere karşılıklı uyma gibi iradelerini yazıya geçirip buna uyacaklarını üstlenmeleri ve onaylamalarıdır. Bu karşılıklı üstlenmelerin yazılı belgesine de uluslararası antlaşma denir.
Sözleşme, genel anlamda iki ya da daha fazla kişinin özel ilişkileri, iş ya da mal ilişkileri konusunda aralarında kabul ettikleri ortak ilkelere uyacaklarına dair yaptıkları irade açıklamalarıdır; ortak bir konuda uzlaştıklarının beyanıdır. Bu irade beyanları sözleşmenin sağlanabilmesi için birbirine uygun olmalıdır. Sözleşme sözel de olabilir ancak sözleşmenin de yazılı olması hukuksal bağlayıcılığı sağlar.
Yasa (Kanun)
Yasa, anayasaya uygun olarak çıkarılan, bir devletin ya da toplumsal düzenin esenlik içinde yönetilmesi ve sürdürülmesi için her konuda genel kuralları belirleyen, yasama organı tarafından kabulü ve onu izleyen hukuksal süreçlerle geçerli olan yazılı hukuk kurallarıdır. Devlet aygıtlarının çalıştırılması ile toplumsal düzenin sağlanması için her konuda yasa çıkarılır.
Yasa ile kanun aynı anlamda iki sözcüktür. Kanun Arapça hak sözcüğünün çoğuludur ve giderek bir toplumsal sistemi anlatan daha genel bir anlam kazanmıştır. Yasa ise kanun sözcüğünün Türkçe karşılığıdır. Aralarında anlam olarak hiçbir fark yoktur. Yasalar anayasaya aykırı ya da onunla çelişir olamaz.
Yasa Gücünde Kararname (Kanun Hükmünde Kararname)
Yasa gücünde kararname (kanun hükmünde kararname) hükûmetin Bakanlar Kurulu eliyle çıkardığı bir kararnamesinin yasa gücünde olması ve yasa yerine geçmesidir. Bunun için çıkarılan kararname TBMM’ye getirilir ve oylanır. Yasa gücünde kararname çıkarılması zaman kaybına tahammülü olmayan ya da açıkça tartışılmasında ulusal sakınca bulunan konularda Bakanlar Kurulu tarafından kararların hızlıca alınması ve parlamentoda oylanarak kısa sürede çıkarılması amaçlandığı zaman başvurulan bir yoldur.
İçtihat
İçtihat (ictihâd) Arapça kökenli bir sözcük olup anlayış, kanı, kanaat demektir. Hukukta içtihat, yargıcın karşısına çıkan bir hukuk sorununda dayanacağı yasal hükmü bulamaması ya da bulunan hükümden doyum sağlayamaması, kararsız kalması durumunda eski kararlara, gelenek ve vicdanına dayanarak anlayış ve kanısına uygun olarak bir hüküm geliştirmesiyle oluşur. Hüküm olarak vereceği bu karar Yargıtay tarafından onanırsa o karar yazılı olarak yayınlanır ve benzer olaylarda geçerli bir yasa hükmü gibi ele alınabilir. Dolayısıyla bunlara yargı kararları da denir. İçtihatlar yargıçlarca oluşturulur ancak hukukçular tarafında tartışılarak görüş geliştirilir. O içtihat kararı ilerde bir yasa ile düzenlenene kadar benzer olaylarda kullanılabilir. Yani tek karar olarak kalamaz, süreklilik taşır.
Tüzük (Nizamname)
Tüzüğün eski dildeki karşılığı nizamnamedir. Yasalarda kurallar bütün ayrıntılarıyla yer almaz. Eğer böyle olsaydı yasalar hem çok uzun olurdu hem de ayrıntı kuralların değiştirilmesi gerektiğinde değiştirilmesi çok daha zor olurdu. Bu nedenle tüzükler çıkartılır. Tüzük, yasaların bazı maddelerini ya da hükümlerini daha ayrıntılı olarak belirtmek amacıyla bir yasanın bir maddesine ya da diğer ilgili maddelerine bağlı olarak düzenlenen ve uygulamaya dönük konularda yasaya girmesinin gerekli görülmediği ya da zaman içinde değiştirilebilir olan ayrıntı kuralların yer aldığı bir hukuk belgesidir. Tüzükler, çıkarılmalarına dayanak olan yasaya aykırı ya da onunla çelişir olamaz.
Yönetmelik (Talimatname)
Yine bir yasaya göre konulan kuralların daha çok işleyişiyle ilgili daha ayrıntılı kuralların yazılı olduğu hukuk belgesidir. Tüzüğün de bir altında yer alır. Ancak yönetmelik de ilgili bir yasanın bir maddesine dayalı olarak çıkarılır. Diyelim ki bir yasa bir maddesinde çocuklar için kreş, yaşlılar için huzurevi kurulmasını öngörmüş ve kurallaştırmıştır. Bu kreşin ya da huzurevinin hangi yöntemlere göre ve nasıl kurulup, nasıl işletileceği, hangi hizmetlerin hangi saatlerde kaç personelle verileceği gibi ayrıntılı ama önemli kurallar yönetmelikte yer alır. Yönetmelikler, ilgili yasa ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak amacıyla hazırlanan düzenleyici kuralların yer aldığı, yasa ve tüzüklerin uygulanmasında görevlilere yol gösteren yazılı hukuk belgesidir. Kamu kurumları (bakanlıklar, belediyeler) tarafından hazırlanır ve çıkarılır. Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girer.
Yönerge (Talimat, Direktif)
Üst makamlardan alt makamdakilere yönelik olarak belirlenmiş herhangi bir konuda tutulacak yolu ve uyulacak kuralları belirten yazılı belgedir. Buyruk, Arapça talimat ve İngilizce direktif kelimesinin Türkçe karşılığıdır. Yönetmeliklerde değinilmesi ayrıntı sayılabilecek konularda net ve açıklayıcı bir belge olarak madde madde hazırlanır. Örneğin bir kamu kurumunda, üniversitede, belediyede ya da bir işletmede temizlik kurallarına uymak için yönerge, bilgisayar laboratuvarının nasıl kullanılacağına dair yönerge çıkarılır. Üst makam ya da yönetim kurulu tarafından onaylanınca yürürlüğe girer. İlgili kuruluşun ilgili bir duvarında görünür bir yere asılarak duyurulması ve uyulması sağlanır. Tüm tüzel düzenlemeler gibi (tüm mevzuat gibi) yaptırımları vardır. Kurallara uyulmaması durumunda ceza uygulamasından yönetim görevli ve sorumludur.
Kararname (Karar)
Bakanlar Kurulunun kararını taşıyan metne kararname denir. Belli bir işin nasıl yapılacağına dair Bakanlar Kurulunun kararını içeren yazılı metindir. Hepsi değil ancak, atama kararnameleri dışında kalan ve yasaların Bakanlar Kuruluna verdiği yetki ve sorumlulukla belli konularda yapılan düzenlemeleri içeren Bakanlar Kurulu kararnameleri mevzuat hükmündedir.
Genelge (Tamim, sirküler)
Örneğin vergi gibi seçilmiş bir konuda o konuyla ilgili herkese yönelik olarak uygulamanın nasıl olması gerektiğine dair açık olmayan ve anlaşılamayan noktaları açıklayan, ilgili kamu kurumu tarafından o kamu kurumunun görüşlerini uymalarını sağlamak için alt makam ve memurlara iletilmek üzere hazırlanan, uygulanması zorunlu yazılı belgedir. Hukuksal değer ve ağırlık taşırlar. Genellikle ilgili yasa, tüzük ve yönetmeliklerin uygulanmasına açıklık getirmek üzere kaleme alınırlar.
Özelge (Mukteza)
Belirli bir konudaki doğru görüşü ya da olması gereken uygulamayı bildirmek amacıyla başvuran bir hedef kitle ya da makama yazılan yazı, yazılı olarak açıklanan görüştür. Özelgeler genellikle tam anlaşılamayan, tam anlamıyla nasıl yapılması gerektiğine dair kuşkuların olduğu bir konuda ilgili kamu makamından talep edilir ve bu tür istek sahipleri hedef alınarak açıklama yazılır. Genelgenin daha dar bir gereksinim grubuna yönelik olarak ve daha çok bir talep üzerine kaleme alınanıdır. Yine, örnek olarak genelgede verdiğimiz gibi vergi konusundan örnek verebiliriz. Uygulamada tereddüte düşen örneğin bir engelli yükümlü grubuna durumu açıklayan bir özelge yazılabilir.
Türkiye’de Başkanlık Rejiminden Sonra Ortaya Çıkan Mevzuat Çeşitleri
Cumhurbaşkanlığınca Çıkarılan Mevzuat
Mevzuat kategorisi içinde yeni üç mevzuat türü oluşturulmuştur. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri, Cumhurbaşkanı Kararları ve Cumhurbaşkanlığı Genelgeleri. Parlamento tarafından çıkarılan yasa ve daha altındaki diğer yazılı hukuk kurallarında da değişikliğe gidilmiştir. Örneğin, tüzük çıkarılması ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan kanun hükmünde kararnameler de artık mevzuat kapsamında bulunmamaktadır. KHK’lerin yeri Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle, tüzüklerin yeri yönetmeliklerle doldurulmaktadır. Bakanlar Kurulu Kararları da zaten kendiliğinden ortadan kalkmış olmaktadır. Bunun yerini de Cumhurbaşkanlığı kararları almıştır.
Mevzuatın Derlenmesi
Mevzuat hukukça zenginleşmiş ülkelerde dağlar denizler gibidir. Çok çeşitli mevzuat vardır. Bunların arasından ilgili mevzuatı bularak ona ulaşmak bilenler için kolay ama arayanlar için giderek çok zahmetlidir. Bu nedenle binlerce mevzuatı kolay ulaşılabilir kılabilmek için çeşitli gereksinim boyutlarına göre farklı derlemeler yapılır. Bu farklı derlemeler kitaplaştırılır ya da internet sayfalarında istenilen yasalar, tüzükler, yönetmelikler vb. buna göre aranır.
Günümüzde Türkiye’de Mevzuatın Derlenmesi
Mevzuat Bilgi Sistemi
Bakanlıkların sayfalarındaki mevzuat bölümlerinin dışında tam güvenerek mevzuat çalışması yapılabilecek tek yer Mevzuat Bilgi Sistemi” (MBS) adlı sayfadır. MBS 10 Ekim 1984 gün ve 3056 sayılı Kanunun 10. maddesiyle yeni yönetim düzenlemesinden önce Başbakanlığa bağlı olan Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğüne “Hukuki metinleri toplamak, ayıklamak, yürürlükte olanları tespit etmek, mer’i mevzuatı ek ve değişiklikleri ile birlikte tek metin hâline getirerek yayımlamak ve mevzuatı bilgi işlem sistemi içinde takip etmek” görevleri verilmiştir.
Ulusal Sosyal Hizmet Mevzuatı
Sosyal çalışma mevzuatı meslek mevzuatı ile sınırlıdır. O mesleğin ya da o meslek çerçevesinde çalışanların mesleki çalışma çerçevesini çizer, çalışma kurallarını koyar. Ancak sosyal hizmet mevzuatı, yani mesleğin ilgili tüm etkinlik alanlarındaki mevzuat çok yaygındır çünkü bu çalışma alanı çok geniştir. Bu kapsama örneğin çocuklarla ilgili tüm mevzuat girer. Örneğin, ana sağlığı, gebelik ve doğumla ilgili mevzuat, yeni doğan mevzuatı, okul öncesi mevzuat, ilköğretim ve devamı öğretim mevzuatı, çocuk sağlığı ile ilgili sağlık mevzuatı, çocuk mahkemeleri yasası gibi çocuk (gençlik) suçluluğu ve bu konuda adalet sisteminde yer alan çocuklarla ilgili mevzuat, çocukların çalıştırılmasıyla/ çalıştırılmamasıyla ilgili mevzuat, sokak çocukları mevzuatı, engelli çocuklarla ilgili, ustun zekalı çocuklarla ilgili mevzuat, çocukların toplumsallaştırılmaları ile ilgili kurallar, çocukların ihmal ve istismar edilmelerinin önlenmesi ile ilgili her turlu düzenlemeler vb. girer.
Anayasa’da Sosyal Hizmetlerle İlgili Maddeler
Bugün yürürlükte bulunan 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1980 askeri darbesinden sonra oluşturulan Kurucu Meclis tarafından 18/10/1982’de halk oylamasına sunulmak üzere kabul edilmiş ve 20/10/1982 tarihli ve 17844 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış; 7/11/1982’de halk oylamasına sunulduktan sonra 9/11/1982 tarihli ve 17863 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yeniden yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasa’da son olarak 1982 yılında kapsamlı bir değişiklik yapılmış, yapılan değişikliklerin kabulü için Anayasa yeniden halkoyuna sunulmuş ve 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halk oylamasıyla Anayasa değişiklikleri kabul edilerek uygulamaya geçilmiştir. Bu değişikliklerin en önemli özelliği Türkiye’de devlet yönetiminin parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçilmiş olmasıdır.
Uluslararası Sosyal Hizmet Mevzuatı
Sosyal hizmetlerle ilgili uluslararası mevzuat dendiğinde akla uluslararası antlaşmalar, sözleşmeler, bildirgeler ya da bildiriler (beyanname) ve kararlar gelir. Zaman zaman protokol sözcüğüyle de karşılaşırsınız. Protokol sözleşmenin, bir anlaşma belgesinin İngilizce karşılığıdır. İkisi de kullanılmaktadır. Bunun gibi antlaşma yerine anlaşma sözcüğünün kullanıldığını da görürsünüz.
Sosyal hizmet alanlarında uluslararası düzlemde uluslararası antlaşma ve sözleşme ya da karar ile karşılaştığımız konular çalışanlarla, çocuk ve kadınlarla ilgili olanlardır. Bunların yanı sıra suçluların iadesiyle, sığınmacılarla ilgili uluslararası sözleşmeler de vardır.
Çocuk ve kadınlarla ilgili uluslararası sözleşmeler daha çok Birleşmiş Milletler (BM) (United Nations-UN) tarafından hazırlanır ve ülkelerin kabullerine sunulur. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) (United Nations Hoch Commissioner for Refugee-UNHCR) sığınmacılarla ilgili mevzuatın hazırlanmasında öne çıkar. Uluslararası Çalışma Örgütü (UCO) (International Labor Organisation-ILO) sözleşmeleri vardır. Bunlarla uluslararası düzeyde çalışma normları belirtilir ve diğer ülkelerin onayına sunulur.
Hukukun Temel Kavramları
Hukuk, toplumun ortak iyiliğini ve çıkarlarını gözetme kaygısıyla toplum yaşamının ve devlet aygıtının olduğu kadar birey-birey, birey-toplum, birey-devlet, toplumtoplum, devlet-toplum ve devlet-devlet ilişkilerinin sağlıklı, sorunsuz, etkin ancak adalet ve eşitlik içinde sürdürülmesi ve işletilmesi için örgütlenme, ilişkiler ve işletim düzeninin nasıl olması ya da olmaması gerektiği konularında yetkili organlar tarafından önceden konulmuş yöntemlerle eşitlik, adalet, vicdan, gelenek ve toplumsal normlar çerçevesinde gerekli kuralların konulduğu ve bu kuralların kamu gücüyle desteklendiği bir toplumsal kurum, bilim dalı ve kurallar bütünüdür.
Toplumsal Düzen Kuralları
Toplumsal düzen kuralları bir toplumda düzeni sağlayan kurallardır. Bu kurallar olmasa toplum toplum olmaz, içinde kaostan, karmaşadan geçilmez. Her toplumda bir düzen vardır. Düzensiz topluluk da olmaz, toplum da olmaz. Kendi içinde düzenini kuramayan ve bunda süreklilik sağlayamayan insan kalabalıkları topluluk ya da toplum hâline gelemez. İnsan kalabalıklarının toplum hâline gelebilmesi için kendi içinde genel kabul gören bir düzeni oluşturmuş ve bunda sürekliliği sağlamış olması gerekir. Toplumsal düzen kuralları tekdüze değildir. Farklı toplumsal düzen kuralları vardır. Tarihsel süreç içinde ilk ortaya çıkan düzen kuralları otorite tarafından konulan kurallardır.
İnsanların korkularından kaynaklı dinsel inanç gereksinimleri ile karışmaya başlamış ve dinsel kurallar toplumsal düzenin oluşturulmasında etkin olmaya başlamışlardır. Ailede, klanda, kabilede otorite topluluklar büyüdükçe yetersiz kalmaya başlamış, bunun yarattığı boşluğu din kuralları hem daha sağlam hem daha yaygın ve hem de daha uzun süreli, hatta kalıcı olarak doldurmaya başlamıştır.
Din kurallarından sonra ahlak kuralları gelir. Ahlak kuralları da dinsel kurallara ya da toplumsal otoritelerin getirdiği kalıcılaşmış düzen sağlayan kurallardır. Din ve ahlaktan sonra toplumsal düzen kurallarını oluşturan üçüncü bir öge de görgü kurallarıdır. Görgü kuralları insanlar arasındaki gündelik düzenin karşılıklı saygı çerçevesinde sağlanması için gereklidir.
Tarihte ortaya çıkan bu üç toplumsal düzen kuralından sonra en son ve en gelişmiş toplumsal düzen kuralları yazılı hukuk kurallarıdır. Buna sadece hukuk demememizin nedeni din ve töre kurallarının da insanlarla ilgili hak ve yükümlülükleri düzenlemesi ve onların da hukuk kuralı olarak anılabilmeleri ile ilgilidir.
Türkiye’de Başkanlık Rejiminden Önce Var Olan Mevzuat Çeşitleri
Anayasa
Anayasa; bir devletin bağımsızlığı, bayrağı, milli marşı vb. gibi ulusal değerleriyle ve genel siyasal yapısıyla ilgili temel ilkelerinden, krallık, monarşi, cumhuriyet gibi yönetim sistemine; yasama, yürütme, yargı arasındaki ilişkilerden yurttaşlık hakları ile kişi hak ve ödevlerine dair temel hukuksal kurallara kadar genel ve temel kuralların belirlendiği yazılı metindir. Anayasalar da parlamentolarda oylanır ve kabul edilir.
Uluslararası Antlaşma ya da Sözleşmeler
Uluslararası antlaşma, iki ya da daha fazla devletin birbirlerine saldırmama, savaşta iş birliği, ortak davranma, belirledikleri temel ve büyük ilkelere karşılıklı uyma gibi iradelerini yazıya geçirip buna uyacaklarını üstlenmeleri ve onaylamalarıdır. Bu karşılıklı üstlenmelerin yazılı belgesine de uluslararası antlaşma denir.
Sözleşme, genel anlamda iki ya da daha fazla kişinin özel ilişkileri, iş ya da mal ilişkileri konusunda aralarında kabul ettikleri ortak ilkelere uyacaklarına dair yaptıkları irade açıklamalarıdır; ortak bir konuda uzlaştıklarının beyanıdır. Bu irade beyanları sözleşmenin sağlanabilmesi için birbirine uygun olmalıdır. Sözleşme sözel de olabilir ancak sözleşmenin de yazılı olması hukuksal bağlayıcılığı sağlar.
Yasa (Kanun)
Yasa, anayasaya uygun olarak çıkarılan, bir devletin ya da toplumsal düzenin esenlik içinde yönetilmesi ve sürdürülmesi için her konuda genel kuralları belirleyen, yasama organı tarafından kabulü ve onu izleyen hukuksal süreçlerle geçerli olan yazılı hukuk kurallarıdır. Devlet aygıtlarının çalıştırılması ile toplumsal düzenin sağlanması için her konuda yasa çıkarılır.
Yasa ile kanun aynı anlamda iki sözcüktür. Kanun Arapça hak sözcüğünün çoğuludur ve giderek bir toplumsal sistemi anlatan daha genel bir anlam kazanmıştır. Yasa ise kanun sözcüğünün Türkçe karşılığıdır. Aralarında anlam olarak hiçbir fark yoktur. Yasalar anayasaya aykırı ya da onunla çelişir olamaz.
Yasa Gücünde Kararname (Kanun Hükmünde Kararname)
Yasa gücünde kararname (kanun hükmünde kararname) hükûmetin Bakanlar Kurulu eliyle çıkardığı bir kararnamesinin yasa gücünde olması ve yasa yerine geçmesidir. Bunun için çıkarılan kararname TBMM’ye getirilir ve oylanır. Yasa gücünde kararname çıkarılması zaman kaybına tahammülü olmayan ya da açıkça tartışılmasında ulusal sakınca bulunan konularda Bakanlar Kurulu tarafından kararların hızlıca alınması ve parlamentoda oylanarak kısa sürede çıkarılması amaçlandığı zaman başvurulan bir yoldur.
İçtihat
İçtihat (ictihâd) Arapça kökenli bir sözcük olup anlayış, kanı, kanaat demektir. Hukukta içtihat, yargıcın karşısına çıkan bir hukuk sorununda dayanacağı yasal hükmü bulamaması ya da bulunan hükümden doyum sağlayamaması, kararsız kalması durumunda eski kararlara, gelenek ve vicdanına dayanarak anlayış ve kanısına uygun olarak bir hüküm geliştirmesiyle oluşur. Hüküm olarak vereceği bu karar Yargıtay tarafından onanırsa o karar yazılı olarak yayınlanır ve benzer olaylarda geçerli bir yasa hükmü gibi ele alınabilir. Dolayısıyla bunlara yargı kararları da denir. İçtihatlar yargıçlarca oluşturulur ancak hukukçular tarafında tartışılarak görüş geliştirilir. O içtihat kararı ilerde bir yasa ile düzenlenene kadar benzer olaylarda kullanılabilir. Yani tek karar olarak kalamaz, süreklilik taşır.
Tüzük (Nizamname)
Tüzüğün eski dildeki karşılığı nizamnamedir. Yasalarda kurallar bütün ayrıntılarıyla yer almaz. Eğer böyle olsaydı yasalar hem çok uzun olurdu hem de ayrıntı kuralların değiştirilmesi gerektiğinde değiştirilmesi çok daha zor olurdu. Bu nedenle tüzükler çıkartılır. Tüzük, yasaların bazı maddelerini ya da hükümlerini daha ayrıntılı olarak belirtmek amacıyla bir yasanın bir maddesine ya da diğer ilgili maddelerine bağlı olarak düzenlenen ve uygulamaya dönük konularda yasaya girmesinin gerekli görülmediği ya da zaman içinde değiştirilebilir olan ayrıntı kuralların yer aldığı bir hukuk belgesidir. Tüzükler, çıkarılmalarına dayanak olan yasaya aykırı ya da onunla çelişir olamaz.
Yönetmelik (Talimatname)
Yine bir yasaya göre konulan kuralların daha çok işleyişiyle ilgili daha ayrıntılı kuralların yazılı olduğu hukuk belgesidir. Tüzüğün de bir altında yer alır. Ancak yönetmelik de ilgili bir yasanın bir maddesine dayalı olarak çıkarılır. Diyelim ki bir yasa bir maddesinde çocuklar için kreş, yaşlılar için huzurevi kurulmasını öngörmüş ve kurallaştırmıştır. Bu kreşin ya da huzurevinin hangi yöntemlere göre ve nasıl kurulup, nasıl işletileceği, hangi hizmetlerin hangi saatlerde kaç personelle verileceği gibi ayrıntılı ama önemli kurallar yönetmelikte yer alır. Yönetmelikler, ilgili yasa ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak amacıyla hazırlanan düzenleyici kuralların yer aldığı, yasa ve tüzüklerin uygulanmasında görevlilere yol gösteren yazılı hukuk belgesidir. Kamu kurumları (bakanlıklar, belediyeler) tarafından hazırlanır ve çıkarılır. Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girer.
Yönerge (Talimat, Direktif)
Üst makamlardan alt makamdakilere yönelik olarak belirlenmiş herhangi bir konuda tutulacak yolu ve uyulacak kuralları belirten yazılı belgedir. Buyruk, Arapça talimat ve İngilizce direktif kelimesinin Türkçe karşılığıdır. Yönetmeliklerde değinilmesi ayrıntı sayılabilecek konularda net ve açıklayıcı bir belge olarak madde madde hazırlanır. Örneğin bir kamu kurumunda, üniversitede, belediyede ya da bir işletmede temizlik kurallarına uymak için yönerge, bilgisayar laboratuvarının nasıl kullanılacağına dair yönerge çıkarılır. Üst makam ya da yönetim kurulu tarafından onaylanınca yürürlüğe girer. İlgili kuruluşun ilgili bir duvarında görünür bir yere asılarak duyurulması ve uyulması sağlanır. Tüm tüzel düzenlemeler gibi (tüm mevzuat gibi) yaptırımları vardır. Kurallara uyulmaması durumunda ceza uygulamasından yönetim görevli ve sorumludur.
Kararname (Karar)
Bakanlar Kurulunun kararını taşıyan metne kararname denir. Belli bir işin nasıl yapılacağına dair Bakanlar Kurulunun kararını içeren yazılı metindir. Hepsi değil ancak, atama kararnameleri dışında kalan ve yasaların Bakanlar Kuruluna verdiği yetki ve sorumlulukla belli konularda yapılan düzenlemeleri içeren Bakanlar Kurulu kararnameleri mevzuat hükmündedir.
Genelge (Tamim, sirküler)
Örneğin vergi gibi seçilmiş bir konuda o konuyla ilgili herkese yönelik olarak uygulamanın nasıl olması gerektiğine dair açık olmayan ve anlaşılamayan noktaları açıklayan, ilgili kamu kurumu tarafından o kamu kurumunun görüşlerini uymalarını sağlamak için alt makam ve memurlara iletilmek üzere hazırlanan, uygulanması zorunlu yazılı belgedir. Hukuksal değer ve ağırlık taşırlar. Genellikle ilgili yasa, tüzük ve yönetmeliklerin uygulanmasına açıklık getirmek üzere kaleme alınırlar.
Özelge (Mukteza)
Belirli bir konudaki doğru görüşü ya da olması gereken uygulamayı bildirmek amacıyla başvuran bir hedef kitle ya da makama yazılan yazı, yazılı olarak açıklanan görüştür. Özelgeler genellikle tam anlaşılamayan, tam anlamıyla nasıl yapılması gerektiğine dair kuşkuların olduğu bir konuda ilgili kamu makamından talep edilir ve bu tür istek sahipleri hedef alınarak açıklama yazılır. Genelgenin daha dar bir gereksinim grubuna yönelik olarak ve daha çok bir talep üzerine kaleme alınanıdır. Yine, örnek olarak genelgede verdiğimiz gibi vergi konusundan örnek verebiliriz. Uygulamada tereddüte düşen örneğin bir engelli yükümlü grubuna durumu açıklayan bir özelge yazılabilir.
Türkiye’de Başkanlık Rejiminden Sonra Ortaya Çıkan Mevzuat Çeşitleri
Cumhurbaşkanlığınca Çıkarılan Mevzuat
Mevzuat kategorisi içinde yeni üç mevzuat türü oluşturulmuştur. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri, Cumhurbaşkanı Kararları ve Cumhurbaşkanlığı Genelgeleri. Parlamento tarafından çıkarılan yasa ve daha altındaki diğer yazılı hukuk kurallarında da değişikliğe gidilmiştir. Örneğin, tüzük çıkarılması ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan kanun hükmünde kararnameler de artık mevzuat kapsamında bulunmamaktadır. KHK’lerin yeri Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle, tüzüklerin yeri yönetmeliklerle doldurulmaktadır. Bakanlar Kurulu Kararları da zaten kendiliğinden ortadan kalkmış olmaktadır. Bunun yerini de Cumhurbaşkanlığı kararları almıştır.
Mevzuatın Derlenmesi
Mevzuat hukukça zenginleşmiş ülkelerde dağlar denizler gibidir. Çok çeşitli mevzuat vardır. Bunların arasından ilgili mevzuatı bularak ona ulaşmak bilenler için kolay ama arayanlar için giderek çok zahmetlidir. Bu nedenle binlerce mevzuatı kolay ulaşılabilir kılabilmek için çeşitli gereksinim boyutlarına göre farklı derlemeler yapılır. Bu farklı derlemeler kitaplaştırılır ya da internet sayfalarında istenilen yasalar, tüzükler, yönetmelikler vb. buna göre aranır.
Günümüzde Türkiye’de Mevzuatın Derlenmesi
Mevzuat Bilgi Sistemi
Bakanlıkların sayfalarındaki mevzuat bölümlerinin dışında tam güvenerek mevzuat çalışması yapılabilecek tek yer Mevzuat Bilgi Sistemi” (MBS) adlı sayfadır. MBS 10 Ekim 1984 gün ve 3056 sayılı Kanunun 10. maddesiyle yeni yönetim düzenlemesinden önce Başbakanlığa bağlı olan Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğüne “Hukuki metinleri toplamak, ayıklamak, yürürlükte olanları tespit etmek, mer’i mevzuatı ek ve değişiklikleri ile birlikte tek metin hâline getirerek yayımlamak ve mevzuatı bilgi işlem sistemi içinde takip etmek” görevleri verilmiştir.
Ulusal Sosyal Hizmet Mevzuatı
Sosyal çalışma mevzuatı meslek mevzuatı ile sınırlıdır. O mesleğin ya da o meslek çerçevesinde çalışanların mesleki çalışma çerçevesini çizer, çalışma kurallarını koyar. Ancak sosyal hizmet mevzuatı, yani mesleğin ilgili tüm etkinlik alanlarındaki mevzuat çok yaygındır çünkü bu çalışma alanı çok geniştir. Bu kapsama örneğin çocuklarla ilgili tüm mevzuat girer. Örneğin, ana sağlığı, gebelik ve doğumla ilgili mevzuat, yeni doğan mevzuatı, okul öncesi mevzuat, ilköğretim ve devamı öğretim mevzuatı, çocuk sağlığı ile ilgili sağlık mevzuatı, çocuk mahkemeleri yasası gibi çocuk (gençlik) suçluluğu ve bu konuda adalet sisteminde yer alan çocuklarla ilgili mevzuat, çocukların çalıştırılmasıyla/ çalıştırılmamasıyla ilgili mevzuat, sokak çocukları mevzuatı, engelli çocuklarla ilgili, ustun zekalı çocuklarla ilgili mevzuat, çocukların toplumsallaştırılmaları ile ilgili kurallar, çocukların ihmal ve istismar edilmelerinin önlenmesi ile ilgili her turlu düzenlemeler vb. girer.
Anayasa’da Sosyal Hizmetlerle İlgili Maddeler
Bugün yürürlükte bulunan 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1980 askeri darbesinden sonra oluşturulan Kurucu Meclis tarafından 18/10/1982’de halk oylamasına sunulmak üzere kabul edilmiş ve 20/10/1982 tarihli ve 17844 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış; 7/11/1982’de halk oylamasına sunulduktan sonra 9/11/1982 tarihli ve 17863 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yeniden yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasa’da son olarak 1982 yılında kapsamlı bir değişiklik yapılmış, yapılan değişikliklerin kabulü için Anayasa yeniden halkoyuna sunulmuş ve 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halk oylamasıyla Anayasa değişiklikleri kabul edilerek uygulamaya geçilmiştir. Bu değişikliklerin en önemli özelliği Türkiye’de devlet yönetiminin parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçilmiş olmasıdır.
Uluslararası Sosyal Hizmet Mevzuatı
Sosyal hizmetlerle ilgili uluslararası mevzuat dendiğinde akla uluslararası antlaşmalar, sözleşmeler, bildirgeler ya da bildiriler (beyanname) ve kararlar gelir. Zaman zaman protokol sözcüğüyle de karşılaşırsınız. Protokol sözleşmenin, bir anlaşma belgesinin İngilizce karşılığıdır. İkisi de kullanılmaktadır. Bunun gibi antlaşma yerine anlaşma sözcüğünün kullanıldığını da görürsünüz.
Sosyal hizmet alanlarında uluslararası düzlemde uluslararası antlaşma ve sözleşme ya da karar ile karşılaştığımız konular çalışanlarla, çocuk ve kadınlarla ilgili olanlardır. Bunların yanı sıra suçluların iadesiyle, sığınmacılarla ilgili uluslararası sözleşmeler de vardır.
Çocuk ve kadınlarla ilgili uluslararası sözleşmeler daha çok Birleşmiş Milletler (BM) (United Nations-UN) tarafından hazırlanır ve ülkelerin kabullerine sunulur. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) (United Nations Hoch Commissioner for Refugee-UNHCR) sığınmacılarla ilgili mevzuatın hazırlanmasında öne çıkar. Uluslararası Çalışma Örgütü (UCO) (International Labor Organisation-ILO) sözleşmeleri vardır. Bunlarla uluslararası düzeyde çalışma normları belirtilir ve diğer ülkelerin onayına sunulur.