Tarım Ekonomisi ve Tarımsal Politikalar Dersi 3. Ünite Özet
Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.
Açıköğretim derslerinden Tarım Ekonomisi ve Tarımsal Politikalar Dersi 3. Ünite Özet için hazırlanan ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.
Tarımsal Destekleme Politikaları
Tarımsal Destekleme Politikasının Amaçları
Tarım sektörünün desteklenmesi bazı nedenlerden dolayı gerçekleştirilmektedir. Bunlar;
- Toplumun beslenme ihtiyacının karşılanması,
- Tarımsal faaliyet ve üretim istikrarının sağlanması,
- Tarımsal alanlarda yaşayanların gelir düzeyinin ve hayat standardının iyileştirilmesi,
- Üretimde verimliliğin ve çeşitliliğin arttırılması,
- Politik kaygılar.
Tarımsal üretimin devlet tarafından desteklenmesinin nedenlerini ise şu şekilde sırlamak mümkündür:
Toplumun besin ihtiyacının karşılanması: Toplumun asgari gıda ihtiyacını sağlayacak bir üretim yapısı kuramayan ve dışa bağımlı ülkeler ciddi problemler yaşamaktadır.
Tarımsal üretimdeki istikrarsızlık: Üretimde dalgalanmalar tarımsal ürün fiyatlarında istikrarsızlığa yol açmaktadır. Üretim ile fiyatlar arasında ters bir orantının olduğu görülmektedir. Bu dalgalanmalar diğer sektörleri de etkilemektedir. Ayrıca eğitim düzeyi düşüklüğü ve teknolojik gelişmelerin yanı sıra piyasa hakkında bilgi eksikliği de üretim ve fiyatlardaki dalgalanmaları tetiklemektedir.
Tarımsal üretimi yönlendirme: Uluslararası piyasalardaki pazar payını arttırmak isteyen ülkeler bazı ürünlere yönelik desteklerini arttırabilirler. Dış Pazar payının arttırılması yani tarımsal ürünler ihracatının arttırılması sayesinde ülkenin döviz gelirlerine pozitif katkı yapılmış olacaktır.
Tarımsal üreticilerin gelir seviyesinin düşük ve istikrarsız olması: Yapılan araştırmalara göre, tarımsal üreticilerin gelir seviyesinin düşük olmasının başlıca sebepleri arasında tarımsal ürünler talebi esnekliğinin düşük olması gösterilmektedir. Kırsal alanlarda yaşayanların düşük ve istikrarsız gelir düzeyine sahip olmaları, gelir dağılımındaki dengesizliği esas alan tarımsal politikaları teşvik etmektedir.
Politik nedenler: Siyasal iktidarlar tarım sektöründeki seçmenlere sempatik gözükmek amacıyla bu sektöre kamu kaynaklarını transfer edici bir tutum sergileyebilirler.
Tarımsal Destekleme Politikasının Kısıtları
Tarım politikasının kısıtları;
- Tarımsal kaynaklar
- Teknoloji
- Üretici davranışları
- Tüketici davranışları
- Dünya piyasaları
- Tarım dışı gelirler
- Girdi piyasaları
- Çıktı piyasaları
- Uluslararası anlaşmalar
- Bütçe imkânları
- Nitelikli insan gücü
- Altyapı
- Ödemeler dengesi
- Tarımsal sanayi
Bu kısıtlar hangi tarımsal aracın seçileceği, uygulamaların kapsamı, süresi, vb. değişkenleri belirlemektedir. Tarımsal politikalar, tarımsal üretim teknolojilerindeki gelişmeler, toplumlardaki zihniyet değişmeleri, devletin ekonomideki rolüne ilişkin popüler görüşlerin etkileri vb. nedenlere bağlı olarak sürekli değişmektedir. Tarım politikalarında kavramsal değişiklikler gözlenmektedir (s:62, Tablo 3.1).
Tarımsal Destekleme Politikasının Araçları
Tarımsal destekleme politikasının başlıca araçları şu şekildedir:
- Dolaylı destekleme (Fiyat dışı yollardan destekleme)
- Doğrudan destekleme (Tarımsal ürün fiyatlarına devletin doğrudan müdahalesi)
- Doğrudan gelir ödemeleri sistemi
Dolaylı Destekleme: Tarımsal ürünlerin fiyatlarına müdahale etmeksizin devlet tarafından dolaylı bir şekilde gerçekleştirilen müdahale araçları şunlardır:
- Üretim alanlarının sınırlandırılması ya da üretimin yönlendirilmesi
- Tarımsal üreticilerin örgütlenmesinin teşvik edilmesi
- Girdi temini
- Ucuz ve kolay kredi imkânları
- Vergi vb. yükümlülüklerden muafiyet
- Teknoloji kullanımının teşvik edilmesi
- Fiyat istikrarını sağlamak
Dolaylı destekleme araçlarından girdi destekleri tarımsal üretim ve fiyat kararlarını etkileme özelliğine sahiptir. Girdi desteklerinin ekonomi üzerindeki etkileri iki şekilde ortaya çıkmaktadır:
- Tarımsal üreticilerin kullandıkları girdilerin düşük fiyatlar ile temin edilmesi girdi üreten firmaların ürünlerine yönelik talebi arttıracaktır.
- Düşük fiyatlar ile girdi temin eden firmaların nihai ürün fiyatlarını düşürmeleri hem tüketicileri hem de üreticileri olumlu yönde etkileyecektir.
Doğrudan Destekleme: Doğrudan destekleme politikasının başlıca araçları şunlardır:
- Taban fiyatı politikası
- Prim sistemi uygulaması
Birçok tarımsal ürüne ilişkin taban fiyatı belirlenebilir. Taban fiyatı belirlemenin temel gerekçesi, piyasada oluşan fiyatlardan daha yüksek bir fiyat belirleyerek üreticilerin düşük gelir elde etmelerini engellemektir.
Devletin tarımsal ürünler piyasasına müdahalesinden söz ederken taban fiyat politikasının yanı sıra tavan fiyat politikasını unutmamak gerekir. Az miktardaki ürünün tüketicilere olabildiğince adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak üzere devlet tarafından piyasada oluşan fiyatlardan daha düşük bir tavan fiyatı belirlenir.
Taban fiyatı politikası üreticileri, tavan fiyat politikası ise tüketicileri korumayı hedeflemektedir.
Talep fazlalığı (kıtlık) sorunun yol açacağı muhtemel sonuçlar şunlardır:
- Vesika (tayınlama) yöntemi: bu yöntem “fiyatına tavan konulmuş malların, üretiminde darlık (talep fazlalığı) ortaya çıkınca elde ki mevcut miktarın tayın kuponu ile dağıtılmasıdır.
- Karaborsa: Kıtlık dönemlerinde tavan fiyatı uygulanan malın hepsi piyasaya sürülmez. Bu dönemlerde karaborsa piyasası oluşabilir.
- Kıtlık dönemlerinde tavan fiyatına konu olan malın bir kısmı piyasaya sunulmayarak karaborsaya sürülebilir.
- Tüketicilerden bazıları satın aldıkları malın bir kısmını ya da tamamını karaborsa piyasasına satış için tavan fiyatından yüksek fiyatlar ile sunabilirler.
- Kıtlık döneminde tavan fiyatı ile tüketicilere mal dağıtım konusunda yetkili kılınmış kişiler, bu yetkilerini kötüye kullanarak eksik dağıttıkları malları biriktirerek karaborsaya sunabilirler.
Prim sistemi ise, talep baskına maruz kalan ürünlere yönelik bir politika aracıdır. Prim sisteminde devletin piyasa fiyatlarına doğrudan müdahalesi söz konusu değildir. İktisadi anlamda prim sisteminin avantajlı yönleri bulunmaktadır. Bunlar;
- Prim sistemi, tarımsal üretim düzeyini yönlendirici bir özelliğe sahiptir.
- Uygulama, ürünün kalite ve standardını esas aldığında üreticilerin başka bölgelere giderek yüksek fiyatlarla satış yapmaları önemli ölçüde engellenmiş olur.
- Üretici desteği, maliyetler göz önüne alınmak suretiyle prim yöntemi uygulandığında iç piyasa fiyatının uluslararası piyasalardaki fiyatlar ile entegrasyonu gerçekleşebilir.
- Prim sistemi, ürün borsalarının yanı sıra ticari değişimlerin piyasalar vasıtasıyla gerçekleştirilmesini teşvik etmektedir.
Doğrudan Gelir Ödemeleri Sistemi: Bu sistem ile üreticilerin geleceğe yönelik üretim kararlarının etkilenmemesi hedeflense de uygulamada üretim kararlarının etkilenmemesi pek mümkün olmamaktadır. Doğrudan gelir ödemeleri, çiftçilerin tüketim, tasarruf ve yatırım kararlarını etkileyerek bu kesimin üretim kararlarını ve nihai olarak ekonominin tamamını etkilemektedir.
Üretimden bağımsız gelir ödemeleri uygulamasının üretimi etkilememesi aşağıdaki koşulların gerçekleşmesine bağlıdır:
- Doğrudan gelir ödemeleri sabit bir ekim alanı ve verim esas alınarak uygulanmalıdır.
- Ödemeler için cari yıl üretim miktarı esas alınmamalıdır.
- Ödeme miktarı önceden belirlenmelidir.
Tarımsal Destekleme Politikalarının Etkileri
Tarımsal destekleme politikalarının çok sayıda iktisadi ve sosyal etkilerinden söz edilebilir. Bunlar;
- Fiyat düzeyindeki değişiklikler
- Destekleme kapsamındaki ürün stoklarının artması
- Sosyal etkiler
Fiyat Düzeyindeki Değişiklikler: Fiyat düzeyinde artış yönünde bir değişiklik söz konusu olduğunda tarımsal destekleme politikalarının enflasyonist etkilerinden söz edilir. Tarımsal destekleme politikalarının enflasyonu tetikleme süreci iki şekilde gerçekleşebilir:
- Tarımsal ürünlerin fiyatını artıracak politikalar bu ürünleri ara malı olarak kullanan firmalar açısından maliyet artışı anlamına gelmektedir. Maliyetleri artan firmaların fiyatlarını artırma yönünde karar almaları enflasyon artışı sonucunu doğuracaktır.
- Tarımsal destekleme politikalarının finansmanı devletin bütçe kaynakları ile karşılanır. Bu yükün bütçe gelirlerinden karşılanması bütçe harcamalarının artması ve dolayısıyla bütçe açığının genişlemesi anlamına gelmektedir. Bütçe açıklarının finanse edilmesinde vergi gelirlerinin arttırılması, para arzının arttırılması ve borçlanma başvurulan temel yöntemlerdir.
Tarımsal destekleme politikaları fiyat istikrarı sağlama ya da fiyatlarda yükseliş yönündeki eğilimleri kırmak amacıyla da kullanılabilir.
D estekleme Kapsamındaki Ürün Stoklarının Artması: Tarımsal ürünlerden bazılarının doğrudan ya da dolaylı mekanizmalarla devlet tarafından desteklenmesi, tarımsal üretim alanlarının ağırlıklı olarak bu ürünlere ayrılmasına neden olabilir.
Stokların zamanında eritilememesi ve makul seviyeleri aşan stok birikiminin ortaya çıkaracağı ilave depolama giderleri ise kamu kaynaklarının israf edilmesi anlamına gelecektir.
Sosyal Etkiler: Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde tarım sektöründe üretim geleneksel yöntemler ile yapılmaktadır. Bu ülkelerde piyasaya dönük üretim yerine öz tüketim anlayışı hakimdir. Nüfusun yarıya yakın kısmı kırsal alanlarda yaşamakta ve ciddi bir yoksulluk sorunu gözlenmektedir. Tarımsal destekleme politikaları aracılığı ile kırsal alanlara kaynak transferi sağlandığında yoksullukla mücadelede belirli bir mesafe alınacak ve gelir dağılımında kısmi bir iyileşme ortaya çıkacaktır.
Tarımsal Destekleme Politikasının Amaçları
Tarım sektörünün desteklenmesi bazı nedenlerden dolayı gerçekleştirilmektedir. Bunlar;
- Toplumun beslenme ihtiyacının karşılanması,
- Tarımsal faaliyet ve üretim istikrarının sağlanması,
- Tarımsal alanlarda yaşayanların gelir düzeyinin ve hayat standardının iyileştirilmesi,
- Üretimde verimliliğin ve çeşitliliğin arttırılması,
- Politik kaygılar.
Tarımsal üretimin devlet tarafından desteklenmesinin nedenlerini ise şu şekilde sırlamak mümkündür:
Toplumun besin ihtiyacının karşılanması: Toplumun asgari gıda ihtiyacını sağlayacak bir üretim yapısı kuramayan ve dışa bağımlı ülkeler ciddi problemler yaşamaktadır.
Tarımsal üretimdeki istikrarsızlık: Üretimde dalgalanmalar tarımsal ürün fiyatlarında istikrarsızlığa yol açmaktadır. Üretim ile fiyatlar arasında ters bir orantının olduğu görülmektedir. Bu dalgalanmalar diğer sektörleri de etkilemektedir. Ayrıca eğitim düzeyi düşüklüğü ve teknolojik gelişmelerin yanı sıra piyasa hakkında bilgi eksikliği de üretim ve fiyatlardaki dalgalanmaları tetiklemektedir.
Tarımsal üretimi yönlendirme: Uluslararası piyasalardaki pazar payını arttırmak isteyen ülkeler bazı ürünlere yönelik desteklerini arttırabilirler. Dış Pazar payının arttırılması yani tarımsal ürünler ihracatının arttırılması sayesinde ülkenin döviz gelirlerine pozitif katkı yapılmış olacaktır.
Tarımsal üreticilerin gelir seviyesinin düşük ve istikrarsız olması: Yapılan araştırmalara göre, tarımsal üreticilerin gelir seviyesinin düşük olmasının başlıca sebepleri arasında tarımsal ürünler talebi esnekliğinin düşük olması gösterilmektedir. Kırsal alanlarda yaşayanların düşük ve istikrarsız gelir düzeyine sahip olmaları, gelir dağılımındaki dengesizliği esas alan tarımsal politikaları teşvik etmektedir.
Politik nedenler: Siyasal iktidarlar tarım sektöründeki seçmenlere sempatik gözükmek amacıyla bu sektöre kamu kaynaklarını transfer edici bir tutum sergileyebilirler.
Tarımsal Destekleme Politikasının Kısıtları
Tarım politikasının kısıtları;
- Tarımsal kaynaklar
- Teknoloji
- Üretici davranışları
- Tüketici davranışları
- Dünya piyasaları
- Tarım dışı gelirler
- Girdi piyasaları
- Çıktı piyasaları
- Uluslararası anlaşmalar
- Bütçe imkânları
- Nitelikli insan gücü
- Altyapı
- Ödemeler dengesi
- Tarımsal sanayi
Bu kısıtlar hangi tarımsal aracın seçileceği, uygulamaların kapsamı, süresi, vb. değişkenleri belirlemektedir. Tarımsal politikalar, tarımsal üretim teknolojilerindeki gelişmeler, toplumlardaki zihniyet değişmeleri, devletin ekonomideki rolüne ilişkin popüler görüşlerin etkileri vb. nedenlere bağlı olarak sürekli değişmektedir. Tarım politikalarında kavramsal değişiklikler gözlenmektedir (s:62, Tablo 3.1).
Tarımsal Destekleme Politikasının Araçları
Tarımsal destekleme politikasının başlıca araçları şu şekildedir:
- Dolaylı destekleme (Fiyat dışı yollardan destekleme)
- Doğrudan destekleme (Tarımsal ürün fiyatlarına devletin doğrudan müdahalesi)
- Doğrudan gelir ödemeleri sistemi
Dolaylı Destekleme: Tarımsal ürünlerin fiyatlarına müdahale etmeksizin devlet tarafından dolaylı bir şekilde gerçekleştirilen müdahale araçları şunlardır:
- Üretim alanlarının sınırlandırılması ya da üretimin yönlendirilmesi
- Tarımsal üreticilerin örgütlenmesinin teşvik edilmesi
- Girdi temini
- Ucuz ve kolay kredi imkânları
- Vergi vb. yükümlülüklerden muafiyet
- Teknoloji kullanımının teşvik edilmesi
- Fiyat istikrarını sağlamak
Dolaylı destekleme araçlarından girdi destekleri tarımsal üretim ve fiyat kararlarını etkileme özelliğine sahiptir. Girdi desteklerinin ekonomi üzerindeki etkileri iki şekilde ortaya çıkmaktadır:
- Tarımsal üreticilerin kullandıkları girdilerin düşük fiyatlar ile temin edilmesi girdi üreten firmaların ürünlerine yönelik talebi arttıracaktır.
- Düşük fiyatlar ile girdi temin eden firmaların nihai ürün fiyatlarını düşürmeleri hem tüketicileri hem de üreticileri olumlu yönde etkileyecektir.
Doğrudan Destekleme: Doğrudan destekleme politikasının başlıca araçları şunlardır:
- Taban fiyatı politikası
- Prim sistemi uygulaması
Birçok tarımsal ürüne ilişkin taban fiyatı belirlenebilir. Taban fiyatı belirlemenin temel gerekçesi, piyasada oluşan fiyatlardan daha yüksek bir fiyat belirleyerek üreticilerin düşük gelir elde etmelerini engellemektir.
Devletin tarımsal ürünler piyasasına müdahalesinden söz ederken taban fiyat politikasının yanı sıra tavan fiyat politikasını unutmamak gerekir. Az miktardaki ürünün tüketicilere olabildiğince adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak üzere devlet tarafından piyasada oluşan fiyatlardan daha düşük bir tavan fiyatı belirlenir.
Taban fiyatı politikası üreticileri, tavan fiyat politikası ise tüketicileri korumayı hedeflemektedir.
Talep fazlalığı (kıtlık) sorunun yol açacağı muhtemel sonuçlar şunlardır:
- Vesika (tayınlama) yöntemi: bu yöntem “fiyatına tavan konulmuş malların, üretiminde darlık (talep fazlalığı) ortaya çıkınca elde ki mevcut miktarın tayın kuponu ile dağıtılmasıdır.
- Karaborsa: Kıtlık dönemlerinde tavan fiyatı uygulanan malın hepsi piyasaya sürülmez. Bu dönemlerde karaborsa piyasası oluşabilir.
- Kıtlık dönemlerinde tavan fiyatına konu olan malın bir kısmı piyasaya sunulmayarak karaborsaya sürülebilir.
- Tüketicilerden bazıları satın aldıkları malın bir kısmını ya da tamamını karaborsa piyasasına satış için tavan fiyatından yüksek fiyatlar ile sunabilirler.
- Kıtlık döneminde tavan fiyatı ile tüketicilere mal dağıtım konusunda yetkili kılınmış kişiler, bu yetkilerini kötüye kullanarak eksik dağıttıkları malları biriktirerek karaborsaya sunabilirler.
Prim sistemi ise, talep baskına maruz kalan ürünlere yönelik bir politika aracıdır. Prim sisteminde devletin piyasa fiyatlarına doğrudan müdahalesi söz konusu değildir. İktisadi anlamda prim sisteminin avantajlı yönleri bulunmaktadır. Bunlar;
- Prim sistemi, tarımsal üretim düzeyini yönlendirici bir özelliğe sahiptir.
- Uygulama, ürünün kalite ve standardını esas aldığında üreticilerin başka bölgelere giderek yüksek fiyatlarla satış yapmaları önemli ölçüde engellenmiş olur.
- Üretici desteği, maliyetler göz önüne alınmak suretiyle prim yöntemi uygulandığında iç piyasa fiyatının uluslararası piyasalardaki fiyatlar ile entegrasyonu gerçekleşebilir.
- Prim sistemi, ürün borsalarının yanı sıra ticari değişimlerin piyasalar vasıtasıyla gerçekleştirilmesini teşvik etmektedir.
Doğrudan Gelir Ödemeleri Sistemi: Bu sistem ile üreticilerin geleceğe yönelik üretim kararlarının etkilenmemesi hedeflense de uygulamada üretim kararlarının etkilenmemesi pek mümkün olmamaktadır. Doğrudan gelir ödemeleri, çiftçilerin tüketim, tasarruf ve yatırım kararlarını etkileyerek bu kesimin üretim kararlarını ve nihai olarak ekonominin tamamını etkilemektedir.
Üretimden bağımsız gelir ödemeleri uygulamasının üretimi etkilememesi aşağıdaki koşulların gerçekleşmesine bağlıdır:
- Doğrudan gelir ödemeleri sabit bir ekim alanı ve verim esas alınarak uygulanmalıdır.
- Ödemeler için cari yıl üretim miktarı esas alınmamalıdır.
- Ödeme miktarı önceden belirlenmelidir.
Tarımsal Destekleme Politikalarının Etkileri
Tarımsal destekleme politikalarının çok sayıda iktisadi ve sosyal etkilerinden söz edilebilir. Bunlar;
- Fiyat düzeyindeki değişiklikler
- Destekleme kapsamındaki ürün stoklarının artması
- Sosyal etkiler
Fiyat Düzeyindeki Değişiklikler: Fiyat düzeyinde artış yönünde bir değişiklik söz konusu olduğunda tarımsal destekleme politikalarının enflasyonist etkilerinden söz edilir. Tarımsal destekleme politikalarının enflasyonu tetikleme süreci iki şekilde gerçekleşebilir:
- Tarımsal ürünlerin fiyatını artıracak politikalar bu ürünleri ara malı olarak kullanan firmalar açısından maliyet artışı anlamına gelmektedir. Maliyetleri artan firmaların fiyatlarını artırma yönünde karar almaları enflasyon artışı sonucunu doğuracaktır.
- Tarımsal destekleme politikalarının finansmanı devletin bütçe kaynakları ile karşılanır. Bu yükün bütçe gelirlerinden karşılanması bütçe harcamalarının artması ve dolayısıyla bütçe açığının genişlemesi anlamına gelmektedir. Bütçe açıklarının finanse edilmesinde vergi gelirlerinin arttırılması, para arzının arttırılması ve borçlanma başvurulan temel yöntemlerdir.
Tarımsal destekleme politikaları fiyat istikrarı sağlama ya da fiyatlarda yükseliş yönündeki eğilimleri kırmak amacıyla da kullanılabilir.
D estekleme Kapsamındaki Ürün Stoklarının Artması: Tarımsal ürünlerden bazılarının doğrudan ya da dolaylı mekanizmalarla devlet tarafından desteklenmesi, tarımsal üretim alanlarının ağırlıklı olarak bu ürünlere ayrılmasına neden olabilir.
Stokların zamanında eritilememesi ve makul seviyeleri aşan stok birikiminin ortaya çıkaracağı ilave depolama giderleri ise kamu kaynaklarının israf edilmesi anlamına gelecektir.
Sosyal Etkiler: Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde tarım sektöründe üretim geleneksel yöntemler ile yapılmaktadır. Bu ülkelerde piyasaya dönük üretim yerine öz tüketim anlayışı hakimdir. Nüfusun yarıya yakın kısmı kırsal alanlarda yaşamakta ve ciddi bir yoksulluk sorunu gözlenmektedir. Tarımsal destekleme politikaları aracılığı ile kırsal alanlara kaynak transferi sağlandığında yoksullukla mücadelede belirli bir mesafe alınacak ve gelir dağılımında kısmi bir iyileşme ortaya çıkacaktır.