Açıköğretim Ders Notları

Türk İdare Tarihi Dersi 5. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Türk İdare Tarihi Dersi 5. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Tanzimat Dönemi’Nde (1839-1876) Yönetim Yapısı

Tanzimat Do¨nemi’nde (1839-1876) Yo¨netim Yapısı

Merkez Tes¸kilatında Degˆis¸iklik

Osmanlı yo¨netim kurumlarında 16. yu¨zyılın sonlarına dogˆru ortaya c¸ıkan gerileme do¨nemi 18. yu¨zyıla kadar devamlılık go¨stermis¸tir. Gerileme do¨neminin sonuc¸larından biri olarak da merkeziles¸me egˆilimi, gerileme do¨neminin iyice hissedilir oldugˆu 18. yu¨zyılın sonlarına dogˆru daha da gu¨c¸lu¨ bic¸imde vurgulanır hale gelmis¸tir. Gerileme do¨neminin uzun soluklu olması sonucu bu duruma kars¸ı bir o¨nlem alma ihtiyacı belirmis¸tir. Bu nedenle II. Mahmut’un saltanatı sırasında (1808-1839) daha da gu¨c¸lenen merkeziles¸me egˆilimi birtakım yeniliklerin gereksinim halini almasını sagˆlamıs¸tır. II. Mahmut, bu do¨nemde Islahata askeri alandan bas¸layarak du¨zenli ve egˆitimli bir ordu kurma yoluna gitmis¸tir. Kurulan bu ordu, Yenic¸eri Ocagˆı’nın yerini alan “Asa^kir-i Mansu^re-i Muhammediye”dir. Islahatlar bu do¨nemde sadece askeri alanla sınırlı kalmamıs¸ ve merkezden bas¸lanarak c¸es¸itli alanlarda birtakım Islahatlar gerc¸ekles¸tirilmis¸tir. Osmanlı Devletinin daha o¨nceleri ilgilenmedigˆi alanlarda etkisini go¨steren bu yenilenme hareketi, tes¸kilatların da yenilenmesini dolayısıyla yeni bir tes¸kilat yapısının ortaya c¸ıkmasının yolunu ac¸mıs¸tır. 1789’da III. Selim’den itibaren yapılan reformlar, Yenic¸erilerle merkezde go¨revli bazı kis¸ilerin is¸birligˆi yaparak padis¸ahı tahttan indirmeleri u¨zerine durmus¸, II. Mahmut’un 1826’da Yenic¸eri Ocagˆı’nı kaldırmasıyla yeniden bas¸lamıs¸tır.

Babıa^li’nin Ortaya C¸ıkıs¸ı

Osmanlı Devleti’nde idare tes¸kilatında yo¨netim is¸leri Diva^n-ı Hu¨mayu^n’da go¨ru¨lmekteyken, o¨zellikle 18. yu¨zyılın bas¸langıcından itibaren bu tes¸kilatın yetkileri sadrazam tarafından kullanılır hale gelmis¸tir. 1826’da Yenic¸eri Ocagˆı’nı kaldırarak u¨lke yo¨netiminde yeni du¨zenlemeler yapan II. Mahmut, hu¨ku¨met o¨rgu¨tu¨ndeki birc¸ok kurumun adını degˆis¸tirerek yo¨neticilere yeni unvanlar verilmis¸tir. Merkezi yo¨netim ve denetimi gerc¸ekles¸tirebilmek ic¸in c¸aba harcanmıs¸tır. Devlet is¸lerinin yu¨ru¨tu¨lmesinde yeni anlayıs¸lara gereksinim duyulan tes¸kilat ve kurumlar 1836 yılından itibaren kurulmaya bas¸lanmıs¸tır. Bu do¨nemde yas¸anan en o¨nemli gelis¸melerden biri de s¸eyhu¨lislamlıgˆın yetkilerinin artırılarak hu¨ku¨mete alınmasıdır. Gerc¸ekles¸tirilen reformlarla Osmanlı tarihinin c¸ehresi bu¨yu¨k degˆis¸iklikler go¨stermis¸tir. Bu do¨nemde gerc¸ekles¸tirilen reform hareketleri daha o¨nce es¸i go¨ru¨lmemis¸ ic¸eriklere sahiptir. 1839’da Ticaret Nezaretinin kurulması ise modern Osmanlı kabinesinin iskeletini olus¸turmus¸tur.

Sadaretin Bas¸veka^lete Do¨nu¨s¸tu¨ru¨lmesi

Babıa^li’nin klasik yapısı, uzmanlık temelli yeni birimleri olan nezaretlerin kurulmasıyla oldukc¸a farklılık go¨stermis¸tir. Gerc¸ekles¸tirilen bu bu¨yu¨k c¸aplı degˆis¸imin sonucu olarak padis¸ahın mutlak vekili olarak degˆerlendirilen sadrazamın da konumu degˆis¸iklik go¨stermis¸tir. Padis¸ahın mutlak vekili olarak degˆerlendirilen sadrazamın konumunun degˆis¸mesiyle sadrazam artık vekiller heyetinin bas¸ı konumunda olan, elinde Mu¨hr-i Hu¨ma^yu^n bulunan sembolik bir memur konumuna gelmis¸tir. Mu¨hr-i Hu¨ma^yu^n, saltanatı sembolize eden mu¨hu¨rdu¨r. Padis¸ahların mutlak veka^letine sahip oldugˆuna is¸aret etmek u¨zere sadrazamlara verilen c¸ogˆu zaman altından yapılan mu¨hu¨rdu¨r. Osmanlı Hu¨ku¨metine verilen bu yeni bic¸imle, devlet memurları ilk kez ic¸ ve dıs¸ birimlere bakmak u¨zere sınıflandırılmıs¸tır. Bu yenilik hareketlerinin altında uzmanlas¸maya gidilerek devlet is¸lerine is¸lerlik kazandırılması amac¸lanmaktadır. 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı ile de merkezi^ Osmanlı bu¨rokrasisi yas¸adıgˆı degˆis¸im ve do¨nu¨s¸u¨m su¨recini su¨rdu¨rmu¨s¸tu¨r.

Merkez Tes¸kilatında Yeni Meclislerin Olus¸turulması

Osmanlı Devleti’nde Diva^n-ı Hu¨mayu^n idare tes¸kilatında yo¨netim is¸lerini, daha o¨zel bir ifadeyle; yu¨ru¨tme, yu¨ksek yargıyla birlikte yasama go¨revini yu¨ru¨ten bir organdır. Bu tes¸kilatta yas¸anan gelis¸im ve degˆis¸imlerle birlikte 18. yu¨zyılın sonlarına dogˆru ve 19. yu¨zyılın bas¸larında modern Osmanlı Babıa^li’sine giden su¨rec¸ bas¸langıc¸ go¨stermis¸tir. Merkezi^ idarede yaptıgˆı degˆis¸ikliklerle, Osmanlı hu¨ku¨metini c¸agˆdas¸las¸tırma yolunda adımlar atan II. Mahmut, Mes¸veret Meclislerinden farklı nitelikte u¨c¸ su¨rekli kurul olus¸turmus¸tur. Bunlar; 1826 yılından itibaren bas¸latılan askeri^ reformları yu¨ru¨tmek u¨zere 1836 yılında Da^r-ı S¸u^ra-yı Askeri^, 24 Mart 1838’de sadrazama danıs¸manlık yapmak u¨zere Da^r-ı S¸u^ra-yı Ba^b-ı A^li ve 24 Mart 1838’da ac¸ılan Meclis-i Va^la^-yı Ahka^m-ı Adliye’dir. Meclis-i Va^la^-yı Ahka^m-ı Adliye, Tanzimat’tan sonra olus¸turulan yeni meclislerin bas¸ında gelir. Bu meclisin en o¨nemli go¨revi, kanun ve tu¨zu¨kleri hazırlamak ve suc¸ is¸leyen u¨st du¨zey memurları yargılamaktır. 3 Kasım 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı ise getirilen yeni prensipleri ile Osmanlı I·mparatorlugˆu’nun artık yo¨netim su¨recinde yeni bir anlayıs¸a yo¨neldigˆini go¨zler o¨nu¨ne sunmaktadır. Bu ferman ile imparatorluk geleneksel yapısından sıyrılarak, yeni bir bakıs¸ ac¸ısıyla hukuk ve devlet anlayıs¸ına yo¨nelim go¨stermektedir. Buna go¨re devlet, u¨c¸ temel esas u¨zerine ins¸a edilecektir. O¨ncelikli esas olarak Osmanlı vatandas¸larının can, mal ve ırz dokunulmazlıgˆı sagˆlanacak ve bu durum devlet garantisine alınacaktır. I·kinci olarak mali ve ekonomik yapının u¨zerine oturtulacagˆı, herkesin geliriyle dogˆru orantılı olarak vergi vermesini sagˆlayacak du¨zenlemelerin hayata gec¸irilmesidir. Sonuncusu ise, derin sosyal ve ekonomik etkileri olabilecek askeri yu¨ku¨mlu¨lu¨gˆu¨n adil ve belirli bir su¨rede yapılmasını sagˆlayacak o¨nlemlerin kararlas¸tırılmıs¸ olmasıdır. II. Mahmut tarafından 1836 yılında bas¸latılan bu giris¸imler, Tanzimat’tan sonra amacına ulas¸mıs¸ ve modern Babıa^li ortaya c¸ıkmıs¸tır. Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra mali ıslahatlar ile bas¸layan degˆis¸im ve gelis¸im su¨reci, egˆitim alanında da etkisini go¨stermis¸tir. Tanzimat’ın ortaya c¸ıkardıgˆı yeni aydın kitlesi ise Tanzimat’ı eles¸tirerek, Kanu^n-ı Esasi’yi gu¨ndeme getirmis¸tir. Gerek yurtic¸inde gerekse de yurtdıs¸ında hızlanan muhalefet giris¸imleri ile Mes¸veret Meclisleri o¨rnek olarak sunularak, bir millet meclisi kurulması talepleri de Osmanlı I·mparatorlugˆu’nda anayasal sisteme giden su¨reci s¸ekillendirmis¸tir. Bu¨tu¨n bu gelis¸melerin sonucu olarak 1876 yılında II. Abdu¨lhamit tarafından Osmanlı I·mparatorlugˆu’nun ilk anayasası olan Kanu^n-i Esa^si^ ilan edilmis¸tir.

Tanzimat Do¨nemi’nde Tas¸ra Tes¸kilatında Degˆis¸iklik

Osmanlı yo¨netimi geleneksel tımar sistemine bagˆlanmıs¸vergi du¨zeninin bozulması sonucu, iltizam sistemine bas¸vurmak durumunda kalmıs¸tır. I·ltizam sistemi; devletin vergi gelirlerini o¨nceden merkezi^ hazinede toplamak ic¸in ihaleye sunulmasıdır. Burada ortaya c¸ıkan haksız durumların engellenmesi ic¸in ise II. Mahmut, 1826’dan sonra mali ıslahatları devreye sokarak, kurmus¸ oldugˆu yeni hazineyle vergileri merkezi^ hazineye aktarmaya o¨zen go¨stermis¸ ve modern bir maliye yo¨netimi ic¸in Maliye Nezareti’ni kurmus¸tur. Siyasi, askeri ve mali bir kriz do¨neminde hayata gec¸irilen Tanzimat’ın en o¨nemli yo¨nlerinden biri mali merkeziyetc¸ilik olmus¸tur. Bu do¨nemde bu¨rokratların o¨ncelikli amac¸ları devletin mali gu¨cu¨nu¨ ve merkezi^ kontrolu¨nu¨ gelis¸tirmektir. Reformları tamamlamak isteyen II. Mahmut 1830’da nu¨fus ve mal sayımı da yaptırmıs¸tır. Yine de II. Mahmut’un istedigˆi bic¸imde bir mali reform hayata gec¸irilememis¸, II. Mahmut’un reform hedefleri Tanzimat sonrasına ertelenmis¸tir. Tanzimat Do¨nemi’nde de yeni bir yapı kurularak kademeli bir idare ve meclis hiyerars¸isi olus¸turulmus¸tur.

Tas¸rada Meclislerin Ortaya C¸ıkıs¸ı

18. yu¨zyıldan itibaren 19. yu¨zyılın bas¸larına kadar yas¸anan gelis¸im ve yenilenme hareketleri sonucunda Osmanlı Devleti, 1839 yılında yeni bir as¸amaya ulas¸mıs¸tır. Bahsedilen tarihlerde yas¸anan gelis¸meler ve yenilenme giris¸imleri, devlet yo¨netimine Tanzimat Fermanı olarak yansımıs¸tır.

Muhassıllık Meclisleri

Tanzimat’ın ilk uygulamaları hayata gec¸irilirken o¨ncelik vergi is¸lerinin du¨zenlenmesidir. Halkın oldukc¸a s¸ika^yetc¸i oldugˆu vergi yapılarının yenilenmesi ic¸in iltizam usulu¨nden vazgec¸ilme kararı alınmıs¸tır. Bunun sonucu olarak ise Tanzimat Fermanı’nda o¨ngo¨ru¨ldu¨gˆu¨ bic¸imde, herkesin geliriyle dogˆru orantılı olacak bic¸imde vergilendirilmesi ic¸in tas¸rada iltizam usulu¨nden vazgec¸ilerek, muhassıl isimli memurlar go¨revlendirilmis¸tir. 24 Ocak 1840 tarihli talimatla go¨reve bas¸layan ve sorumlulukları bu talimatla belirlenen muhassılların temel go¨revi, verginin adil bir bic¸imde toplanmasını sagˆlamaktır. Uygulanan bu sistem ise mu¨ltezimlerin saboteleri ve vergi o¨demeye alıs¸mamıs¸olanların c¸ıkardıkları sorunlar sebebiyle bas¸arıya ulas¸amamıs¸tır.

Bu¨yu¨k Meclislerin Kurulması

1842 yılında tas¸ra idare tes¸kilatında degˆis¸iklikler yapılarak eyaletler sancaklara, sancaklar ise kazalara ayrılmıs¸tır. Bo¨ylelikle yeni idari kademelendirme; eyalet-sancak-kazas¸eklinde ortaya c¸ıkmıs¸tır. 1841-1842 du¨zenlemelerinin ardından tas¸ra idaresini gelis¸tirme hedefiyle 1844’te yeni bir du¨zenleme hayata gec¸irilmis¸tir. Ancak bu du¨zenlemelerin gerc¸ekles¸tirilmesinde birtakım sorunlar ortaya c¸ıkmıs¸ ve o¨zellikle gayrimu¨slim halkın tepkisini bastırmak amacıyla 24 Ocak 1847 tarihli bir emir yayınlanmıs¸ ve bu emir ile bu sorunların u¨stesinden gelme hedeflenmis¸tir.

1849 Du¨zenlemesiyle Valilerin Devre Dıs¸ı Bırakılması

1848 yılından itibaren idari yapının eyaletlerde oturtulmaya c¸alıs¸ılması amacıyla 1849 yılında gerc¸ekles¸tirilen du¨zenleme sonucu Osmanlı yo¨netim yapısında ciddi degˆis¸ikliklere gidilmis¸tir. 1849 du¨zenlemesi, basit ve ku¨c¸u¨k sorunların sancak meclisinde, o¨nemli ve bu¨yu¨k sorunların eyalet meclislerinde go¨ru¨s¸u¨lmesini o¨ngo¨rerek bu meclisler arasında hiyerars¸ik bir yapının olus¸masını sagˆlamıs¸tır. Bu meclislerin yetkileri bir yandan artırılırken, bir yandan da valiler devre dıs¸ı bırakılmıs¸tır. O¨nceleri bas¸ka go¨revliler tarafından gerc¸ekles¸tirilen is¸lemler, meclislere devredilerek yo¨netimin her kademesinde yer alan go¨revlilerce durumun denetlenmesi amac¸lanmaktadır. Valilerin is¸levsizles¸tirilmesiyle sonuc¸lanan bu durum, u¨c¸ yıl kadar su¨rmu¨s¸ ve beklenen sonuc¸lar elde edilemedigˆi ic¸in yeniden bir du¨zenlemeyle valilerin yetkileri tekrar artırılmıs¸tır.

1852 Du¨zenlemesiyle Valilerin Yeniden Gu¨c¸lenmesi

1849 du¨zenlemesiyle meclislerin yetkileri artırılırken, digˆer yandan da valilerin etkililigˆi azaltılmıs¸tır. Gerc¸ekles¸tirilen is¸lerin neler oldugˆu ve is¸leyis¸in daha iyi anlas¸ılabilmesi ic¸in meclis u¨yelerinin her kademelerinde yer alan go¨revlilerce, tu¨m is¸lemlerin denetleme fikri bas¸arılı olmadıgˆı ic¸in eski du¨zene geri do¨nu¨lme kararı alınmıs¸tır. 1852 yılında yayınlanan bir ferman ile muhassıllar, mal mu¨du¨rleri, kaza ve nahiye meclis u¨yeleri, valilerin emrine verilmis¸tir.

Islahat Fermanı ve 1858 Du¨zenlemesi

Oldukc¸a bu¨yu¨k gayretlere ragˆmen Tanzimat yo¨netimi, u¨lke idaresinde verimli bir is¸leyis¸ sagˆlamakta bas¸arısız olmus¸tur. 1856 Paris Konferansı ile Avrupalı devletler camiasına kabul alan Osmanlı I·mparatorlugˆu, Avrupalı devletlerin Tanzimat Fermanı hu¨ku¨mlerini genis¸leterek uygulamaya konulması talebini olumlu kars¸ılamıs¸tır. Bu nedenle Babıa^li 25 S¸ubat 1856’da Islahat Fermanı’nı ilan etmis¸tir. Islahat Fermanı ile idare daha genis¸ ve katılımcı bir yapıya kavus¸turulmaya c¸alıs¸ılmıs¸tır. Islahat Fermanı’nda da vurgulanan es¸itlik kavramı yine hos¸nutlukla kars¸ılanmamıs¸tır. Islahat Fermanı’nı izleyen yıllarda o¨zellikle Balkanlarda bu tarz hos¸nutsuzluklar artıs¸ go¨stermis¸tir.

Bunun sonucu olarak ayaklanmalar ortaya c¸ıkmıs¸tır. 22 Eylu¨l 1858’de yayınlanan talimat ile meclisleri denetleme yetkisi valilere merkezi yo¨netim tarafından verilmis¸tir. Bunun altında yatan sebep ise merkezi yo¨netimin tas¸rayı da valiler aracılıgˆıyla kontrol etme istegˆidir. Bu sırada Orta Dogˆu’da Du¨rziler ve Maru^niler arasında c¸atıs¸malar meydana gelmis¸tir. Du¨rziler ve Maru^nilerin Lu¨bnan’da c¸atıs¸ması u¨zerine 9 Haziran 1861’de c¸ıkarılan Lu¨bnan Nizamnamesi’yle, Hristiyan bir mutasarrıf tarafından yo¨netilen Cebel-i Lu¨bnan Vilayeti’nin Osmanlı yo¨netimine yıllık bir vergi vermek dıs¸ında bir bagˆlılıgˆı kalmamıs¸tır. Avrupalı bu¨yu¨k gu¨c¸lerin baskısıyla ortaya c¸ıkan bu durumun da Osmanlı’yı gelecekte parc¸alayabilecek bir model olma riski tas¸ıması, Babıa^li’yi yeni arayıs¸lara yo¨nlendirmis¸tir. I·nisiyatifi ele almak isteyen Babıa^li kendi iradesiyle ıslahat uygulayarak ko¨tu¨ gidis¸e dur demeyi amac¸lamaktadır. Tanzimat’tan beri yu¨ru¨tu¨lmekte olan merkezi^ bir yo¨netim kurmak ic¸in ileri bir adım atılması du¨s¸u¨nceler arasında yer almaktadır. Tu¨m bu endis¸e ve arayıs¸ların sonucu olarak 1864 Vilayet Nizamna^mesi hazırlanmıs¸tır.

1864 Vilayet Nizamna^mesi

1863 yılında yeni du¨zenleme ic¸in hazırlıklara bas¸lanan yeni vilayet nizamna^mesi, do¨nemin ic¸ ve dıs¸ siyasal ve sosyal gelis¸melerinin ortaya c¸ıkardıgˆı sorunları c¸o¨zmeyi amac¸lamaktadır. 1864 Vilayet Nizamna^mesi, vilayetlerin yo¨netiminde Vilayet I·dare Meclisi ve Vilayet Umumi Meclisi adlarını tas¸ıyan iki kurulun so¨z sahibi olmasını o¨ngo¨rmekteydi. Bu kurullarda Mu¨slu¨man ve gayrimu¨slimlerin temsilcisi olarak sec¸ilen u¨yelerin yer alması halkın yo¨netime katılmasını sagˆlamak amacını tas¸ımaktaydı.

1867 Vila^yet-i Umu^miye Niza^mna^mesi

1864 yo¨netmeligˆinin getirdigˆi yeni du¨zenlemelerle elde edilen olumlu sonuc¸lar, digˆer bazı vilayetlerde de uygulandıgˆında benzer bas¸arılı sonuc¸ların alınmasını sagˆlamıs¸tır. 1867 yılından itibaren yaygınlas¸tırılmasına karar verilen bu yo¨netmeligˆin bu¨tu¨n vilayetlerde uygulanması ic¸in 1867 Vila^yet-i Umu^miye Niza^mna^mesi c¸ıkarılmıs¸tır. Go¨ze c¸arpan bir degˆis¸iklik sunmayan bu Niza^mna^me, 1864 tarihli Niza^mna^me’nin tu¨m u¨lke vilayetlerini kapsayacak s¸ekilde du¨zenlemesine o¨n ayak olmus¸tur.

1871 I·da^re-i Umu^mi^ye-i Vila^yet Niza^mna^mesi

22 Ocak 1871 tarihinde yayımlanan I·da^re-i Umu^mi^ye-i Vila^yet Niza^mna^mesi ile Osmanlı Devleti idari bakımdan, 27 vilayet, 123 sancagˆa bo¨lu¨nmu¨s¸tu¨r. Bu Niza^mna^me 42 yıl su¨reyle yu¨ru¨rlu¨kte kalmıs¸tır. Bo¨lu¨nme du¨zenine go¨re Rumeli topraklarında 10 vilayet, 44 sancak; Anadolu’da 16 vilayet, 74 sancak; Kuzey Afrika’da ise 1 vilayet, 5 sancak bulunmaktadır. O¨nceki yo¨netmeliklerde oldugˆu gibi 1871 Niza^mna^mesi’ne egemen olan yo¨netim anlayıs¸ı, merkezi^ bir idare tarzını daha da gelis¸tirerek uygulanabilir ha^le koymayı amac¸lamaktadır. Bu du¨zenleme de digˆer du¨zenlemelerde oldugˆu gibi reformlar bu¨tu¨nu¨nu¨n bir parc¸ası olarak degˆerlendirilmektedir. Bu du¨zenlemelerin altında yatan gerc¸ek ise imparatorlugˆu olus¸turan bu¨tu¨n unsurları bir arada tutmayı o¨ngo¨ren Osmanlıcılık ideolojisinin yansımasıdır. 1871 Niza^mna^mesi’nin vilayetlerde kurulmasını o¨ngo¨rdu¨gˆu¨ birimlerden biri de belediye o¨rgu¨tu¨du¨r.

Belediyeler

Geleneksel Osmanlı kent yo¨netiminde, mu¨lki idare ve belediyeye ait is¸ler birlikte yu¨ru¨tu¨lmekteydi. Kadı, adalet dagˆıtma go¨revinin yanında, vakıfların denetlenmesi, kentin gu¨venligˆi ve belediye hizmetlerinin kars¸ılanmasını sagˆlayan kis¸i konumundaydı. Yenic¸eri Ocagˆı’nın 1826 yılında kaldırılmasıyla, belediye yo¨netimine ilis¸kin fonksiyonları zayıflayan kadı, yaptırım gu¨cu¨nu¨ tamamen yitirmis¸tir. Kadıların beledi ve mali yetkilerini yerine getirememeleri u¨zerine I·htisab Mu¨du¨rlu¨kleri kurulmus¸tur. 1846 yılında Zabtiye Nezareti’nin kurulmasıyla birlikte kadının yerel yo¨netimdeki rolu¨ son bulmus¸tur. Osmanlı Devleti’nde yerel bir yo¨netim birimi olarak ilk modern belediye 1853-1856 Kırım Savas¸ı sırasında Avrupa devletleriyle artan temaslar sonucunda, 1854’teI·stanbul’da denenmis¸tir. Ancak bu modern belediyecilik konusundaki ilk deneme, mali sıkıntılar ve nitelikli personel eksikligˆi gibi nedenlerden o¨tu¨ru¨ bas¸arısızlıkla sonuc¸lanmıs¸tır. Osmanlı Hu¨ku¨meti ise sakinlerinin c¸ogˆu yabancı olan ve limanın da bulundugˆu Galata ve Beyogˆlu’nu kapsayan bo¨lgede, Paris o¨rnegˆini izleyerek, Altıncı Daire-i Belediye’yi kurmus¸tur. Yeterli bu¨tc¸e imka^nlarına sahip olan bu belediyecilik giris¸iminden bas¸arılı bir sonuc¸ elde edildigˆi ic¸in o¨ncelikle I·stanbul’un digˆer semtlerinde de uygulanmıs¸ ve benzer bas¸arılı sonuc¸lar elde edilmis¸tir. 1868 yılında c¸ıkarılan Dersaadet I·dare-i Belediye Nizemnamesi’yle belediye o¨rgu¨tu¨ tu¨m I·stabul’da yaygınlas¸tırılmıs¸tır. Altıncı Daire-i Belediye’nin bas¸arılı s¸ekilde uygulanmasının sonucu olarak, tas¸rada da belediye tes¸kilatının kurulması, 1864 Vilayet Nizamnamesi ile bas¸lamıs¸tır. 1876 Kanun-i Esasi ile hem bas¸kentte hem de tas¸rada kurulacak belediyelerin, u¨yeleri sec¸imle belirlenen meclisler tarafından yo¨netilmesini o¨ngo¨rmekteydi. Her s¸ehir ve kasabada bir belediye o¨rgu¨tu¨nu¨n kurulmasını o¨ngo¨ren 1876 Vilayet Belediye Kanunu’na go¨re tas¸rada kurulacak olan belediye; belediye bas¸kanı, belediye meclisi ve Cemiyet-i Belediye olmak u¨zere u¨c¸ organdan olus¸maktadır. Yas¸anan tu¨m gelis¸meler beraberinde Osmanlı Siyasi hayatına o¨zgu¨n parlamento kurumunun o¨zelles¸mis¸ kos¸ullar altında gelis¸mesi ve yerles¸mesini sagˆlamıs¸tır.

Tanzimat Do¨nemi’nde (1839-1876) Yo¨netim Yapısı

Merkez Tes¸kilatında Degˆis¸iklik

Osmanlı yo¨netim kurumlarında 16. yu¨zyılın sonlarına dogˆru ortaya c¸ıkan gerileme do¨nemi 18. yu¨zyıla kadar devamlılık go¨stermis¸tir. Gerileme do¨neminin sonuc¸larından biri olarak da merkeziles¸me egˆilimi, gerileme do¨neminin iyice hissedilir oldugˆu 18. yu¨zyılın sonlarına dogˆru daha da gu¨c¸lu¨ bic¸imde vurgulanır hale gelmis¸tir. Gerileme do¨neminin uzun soluklu olması sonucu bu duruma kars¸ı bir o¨nlem alma ihtiyacı belirmis¸tir. Bu nedenle II. Mahmut’un saltanatı sırasında (1808-1839) daha da gu¨c¸lenen merkeziles¸me egˆilimi birtakım yeniliklerin gereksinim halini almasını sagˆlamıs¸tır. II. Mahmut, bu do¨nemde Islahata askeri alandan bas¸layarak du¨zenli ve egˆitimli bir ordu kurma yoluna gitmis¸tir. Kurulan bu ordu, Yenic¸eri Ocagˆı’nın yerini alan “Asa^kir-i Mansu^re-i Muhammediye”dir. Islahatlar bu do¨nemde sadece askeri alanla sınırlı kalmamıs¸ ve merkezden bas¸lanarak c¸es¸itli alanlarda birtakım Islahatlar gerc¸ekles¸tirilmis¸tir. Osmanlı Devletinin daha o¨nceleri ilgilenmedigˆi alanlarda etkisini go¨steren bu yenilenme hareketi, tes¸kilatların da yenilenmesini dolayısıyla yeni bir tes¸kilat yapısının ortaya c¸ıkmasının yolunu ac¸mıs¸tır. 1789’da III. Selim’den itibaren yapılan reformlar, Yenic¸erilerle merkezde go¨revli bazı kis¸ilerin is¸birligˆi yaparak padis¸ahı tahttan indirmeleri u¨zerine durmus¸, II. Mahmut’un 1826’da Yenic¸eri Ocagˆı’nı kaldırmasıyla yeniden bas¸lamıs¸tır.

Babıa^li’nin Ortaya C¸ıkıs¸ı

Osmanlı Devleti’nde idare tes¸kilatında yo¨netim is¸leri Diva^n-ı Hu¨mayu^n’da go¨ru¨lmekteyken, o¨zellikle 18. yu¨zyılın bas¸langıcından itibaren bu tes¸kilatın yetkileri sadrazam tarafından kullanılır hale gelmis¸tir. 1826’da Yenic¸eri Ocagˆı’nı kaldırarak u¨lke yo¨netiminde yeni du¨zenlemeler yapan II. Mahmut, hu¨ku¨met o¨rgu¨tu¨ndeki birc¸ok kurumun adını degˆis¸tirerek yo¨neticilere yeni unvanlar verilmis¸tir. Merkezi yo¨netim ve denetimi gerc¸ekles¸tirebilmek ic¸in c¸aba harcanmıs¸tır. Devlet is¸lerinin yu¨ru¨tu¨lmesinde yeni anlayıs¸lara gereksinim duyulan tes¸kilat ve kurumlar 1836 yılından itibaren kurulmaya bas¸lanmıs¸tır. Bu do¨nemde yas¸anan en o¨nemli gelis¸melerden biri de s¸eyhu¨lislamlıgˆın yetkilerinin artırılarak hu¨ku¨mete alınmasıdır. Gerc¸ekles¸tirilen reformlarla Osmanlı tarihinin c¸ehresi bu¨yu¨k degˆis¸iklikler go¨stermis¸tir. Bu do¨nemde gerc¸ekles¸tirilen reform hareketleri daha o¨nce es¸i go¨ru¨lmemis¸ ic¸eriklere sahiptir. 1839’da Ticaret Nezaretinin kurulması ise modern Osmanlı kabinesinin iskeletini olus¸turmus¸tur.

Sadaretin Bas¸veka^lete Do¨nu¨s¸tu¨ru¨lmesi

Babıa^li’nin klasik yapısı, uzmanlık temelli yeni birimleri olan nezaretlerin kurulmasıyla oldukc¸a farklılık go¨stermis¸tir. Gerc¸ekles¸tirilen bu bu¨yu¨k c¸aplı degˆis¸imin sonucu olarak padis¸ahın mutlak vekili olarak degˆerlendirilen sadrazamın da konumu degˆis¸iklik go¨stermis¸tir. Padis¸ahın mutlak vekili olarak degˆerlendirilen sadrazamın konumunun degˆis¸mesiyle sadrazam artık vekiller heyetinin bas¸ı konumunda olan, elinde Mu¨hr-i Hu¨ma^yu^n bulunan sembolik bir memur konumuna gelmis¸tir. Mu¨hr-i Hu¨ma^yu^n, saltanatı sembolize eden mu¨hu¨rdu¨r. Padis¸ahların mutlak veka^letine sahip oldugˆuna is¸aret etmek u¨zere sadrazamlara verilen c¸ogˆu zaman altından yapılan mu¨hu¨rdu¨r. Osmanlı Hu¨ku¨metine verilen bu yeni bic¸imle, devlet memurları ilk kez ic¸ ve dıs¸ birimlere bakmak u¨zere sınıflandırılmıs¸tır. Bu yenilik hareketlerinin altında uzmanlas¸maya gidilerek devlet is¸lerine is¸lerlik kazandırılması amac¸lanmaktadır. 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı ile de merkezi^ Osmanlı bu¨rokrasisi yas¸adıgˆı degˆis¸im ve do¨nu¨s¸u¨m su¨recini su¨rdu¨rmu¨s¸tu¨r.

Merkez Tes¸kilatında Yeni Meclislerin Olus¸turulması

Osmanlı Devleti’nde Diva^n-ı Hu¨mayu^n idare tes¸kilatında yo¨netim is¸lerini, daha o¨zel bir ifadeyle; yu¨ru¨tme, yu¨ksek yargıyla birlikte yasama go¨revini yu¨ru¨ten bir organdır. Bu tes¸kilatta yas¸anan gelis¸im ve degˆis¸imlerle birlikte 18. yu¨zyılın sonlarına dogˆru ve 19. yu¨zyılın bas¸larında modern Osmanlı Babıa^li’sine giden su¨rec¸ bas¸langıc¸ go¨stermis¸tir. Merkezi^ idarede yaptıgˆı degˆis¸ikliklerle, Osmanlı hu¨ku¨metini c¸agˆdas¸las¸tırma yolunda adımlar atan II. Mahmut, Mes¸veret Meclislerinden farklı nitelikte u¨c¸ su¨rekli kurul olus¸turmus¸tur. Bunlar; 1826 yılından itibaren bas¸latılan askeri^ reformları yu¨ru¨tmek u¨zere 1836 yılında Da^r-ı S¸u^ra-yı Askeri^, 24 Mart 1838’de sadrazama danıs¸manlık yapmak u¨zere Da^r-ı S¸u^ra-yı Ba^b-ı A^li ve 24 Mart 1838’da ac¸ılan Meclis-i Va^la^-yı Ahka^m-ı Adliye’dir. Meclis-i Va^la^-yı Ahka^m-ı Adliye, Tanzimat’tan sonra olus¸turulan yeni meclislerin bas¸ında gelir. Bu meclisin en o¨nemli go¨revi, kanun ve tu¨zu¨kleri hazırlamak ve suc¸ is¸leyen u¨st du¨zey memurları yargılamaktır. 3 Kasım 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı ise getirilen yeni prensipleri ile Osmanlı I·mparatorlugˆu’nun artık yo¨netim su¨recinde yeni bir anlayıs¸a yo¨neldigˆini go¨zler o¨nu¨ne sunmaktadır. Bu ferman ile imparatorluk geleneksel yapısından sıyrılarak, yeni bir bakıs¸ ac¸ısıyla hukuk ve devlet anlayıs¸ına yo¨nelim go¨stermektedir. Buna go¨re devlet, u¨c¸ temel esas u¨zerine ins¸a edilecektir. O¨ncelikli esas olarak Osmanlı vatandas¸larının can, mal ve ırz dokunulmazlıgˆı sagˆlanacak ve bu durum devlet garantisine alınacaktır. I·kinci olarak mali ve ekonomik yapının u¨zerine oturtulacagˆı, herkesin geliriyle dogˆru orantılı olarak vergi vermesini sagˆlayacak du¨zenlemelerin hayata gec¸irilmesidir. Sonuncusu ise, derin sosyal ve ekonomik etkileri olabilecek askeri yu¨ku¨mlu¨lu¨gˆu¨n adil ve belirli bir su¨rede yapılmasını sagˆlayacak o¨nlemlerin kararlas¸tırılmıs¸ olmasıdır. II. Mahmut tarafından 1836 yılında bas¸latılan bu giris¸imler, Tanzimat’tan sonra amacına ulas¸mıs¸ ve modern Babıa^li ortaya c¸ıkmıs¸tır. Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra mali ıslahatlar ile bas¸layan degˆis¸im ve gelis¸im su¨reci, egˆitim alanında da etkisini go¨stermis¸tir. Tanzimat’ın ortaya c¸ıkardıgˆı yeni aydın kitlesi ise Tanzimat’ı eles¸tirerek, Kanu^n-ı Esasi’yi gu¨ndeme getirmis¸tir. Gerek yurtic¸inde gerekse de yurtdıs¸ında hızlanan muhalefet giris¸imleri ile Mes¸veret Meclisleri o¨rnek olarak sunularak, bir millet meclisi kurulması talepleri de Osmanlı I·mparatorlugˆu’nda anayasal sisteme giden su¨reci s¸ekillendirmis¸tir. Bu¨tu¨n bu gelis¸melerin sonucu olarak 1876 yılında II. Abdu¨lhamit tarafından Osmanlı I·mparatorlugˆu’nun ilk anayasası olan Kanu^n-i Esa^si^ ilan edilmis¸tir.

Tanzimat Do¨nemi’nde Tas¸ra Tes¸kilatında Degˆis¸iklik

Osmanlı yo¨netimi geleneksel tımar sistemine bagˆlanmıs¸vergi du¨zeninin bozulması sonucu, iltizam sistemine bas¸vurmak durumunda kalmıs¸tır. I·ltizam sistemi; devletin vergi gelirlerini o¨nceden merkezi^ hazinede toplamak ic¸in ihaleye sunulmasıdır. Burada ortaya c¸ıkan haksız durumların engellenmesi ic¸in ise II. Mahmut, 1826’dan sonra mali ıslahatları devreye sokarak, kurmus¸ oldugˆu yeni hazineyle vergileri merkezi^ hazineye aktarmaya o¨zen go¨stermis¸ ve modern bir maliye yo¨netimi ic¸in Maliye Nezareti’ni kurmus¸tur. Siyasi, askeri ve mali bir kriz do¨neminde hayata gec¸irilen Tanzimat’ın en o¨nemli yo¨nlerinden biri mali merkeziyetc¸ilik olmus¸tur. Bu do¨nemde bu¨rokratların o¨ncelikli amac¸ları devletin mali gu¨cu¨nu¨ ve merkezi^ kontrolu¨nu¨ gelis¸tirmektir. Reformları tamamlamak isteyen II. Mahmut 1830’da nu¨fus ve mal sayımı da yaptırmıs¸tır. Yine de II. Mahmut’un istedigˆi bic¸imde bir mali reform hayata gec¸irilememis¸, II. Mahmut’un reform hedefleri Tanzimat sonrasına ertelenmis¸tir. Tanzimat Do¨nemi’nde de yeni bir yapı kurularak kademeli bir idare ve meclis hiyerars¸isi olus¸turulmus¸tur.

Tas¸rada Meclislerin Ortaya C¸ıkıs¸ı

18. yu¨zyıldan itibaren 19. yu¨zyılın bas¸larına kadar yas¸anan gelis¸im ve yenilenme hareketleri sonucunda Osmanlı Devleti, 1839 yılında yeni bir as¸amaya ulas¸mıs¸tır. Bahsedilen tarihlerde yas¸anan gelis¸meler ve yenilenme giris¸imleri, devlet yo¨netimine Tanzimat Fermanı olarak yansımıs¸tır.

Muhassıllık Meclisleri

Tanzimat’ın ilk uygulamaları hayata gec¸irilirken o¨ncelik vergi is¸lerinin du¨zenlenmesidir. Halkın oldukc¸a s¸ika^yetc¸i oldugˆu vergi yapılarının yenilenmesi ic¸in iltizam usulu¨nden vazgec¸ilme kararı alınmıs¸tır. Bunun sonucu olarak ise Tanzimat Fermanı’nda o¨ngo¨ru¨ldu¨gˆu¨ bic¸imde, herkesin geliriyle dogˆru orantılı olacak bic¸imde vergilendirilmesi ic¸in tas¸rada iltizam usulu¨nden vazgec¸ilerek, muhassıl isimli memurlar go¨revlendirilmis¸tir. 24 Ocak 1840 tarihli talimatla go¨reve bas¸layan ve sorumlulukları bu talimatla belirlenen muhassılların temel go¨revi, verginin adil bir bic¸imde toplanmasını sagˆlamaktır. Uygulanan bu sistem ise mu¨ltezimlerin saboteleri ve vergi o¨demeye alıs¸mamıs¸olanların c¸ıkardıkları sorunlar sebebiyle bas¸arıya ulas¸amamıs¸tır.

Bu¨yu¨k Meclislerin Kurulması

1842 yılında tas¸ra idare tes¸kilatında degˆis¸iklikler yapılarak eyaletler sancaklara, sancaklar ise kazalara ayrılmıs¸tır. Bo¨ylelikle yeni idari kademelendirme; eyalet-sancak-kazas¸eklinde ortaya c¸ıkmıs¸tır. 1841-1842 du¨zenlemelerinin ardından tas¸ra idaresini gelis¸tirme hedefiyle 1844’te yeni bir du¨zenleme hayata gec¸irilmis¸tir. Ancak bu du¨zenlemelerin gerc¸ekles¸tirilmesinde birtakım sorunlar ortaya c¸ıkmıs¸ ve o¨zellikle gayrimu¨slim halkın tepkisini bastırmak amacıyla 24 Ocak 1847 tarihli bir emir yayınlanmıs¸ ve bu emir ile bu sorunların u¨stesinden gelme hedeflenmis¸tir.

1849 Du¨zenlemesiyle Valilerin Devre Dıs¸ı Bırakılması

1848 yılından itibaren idari yapının eyaletlerde oturtulmaya c¸alıs¸ılması amacıyla 1849 yılında gerc¸ekles¸tirilen du¨zenleme sonucu Osmanlı yo¨netim yapısında ciddi degˆis¸ikliklere gidilmis¸tir. 1849 du¨zenlemesi, basit ve ku¨c¸u¨k sorunların sancak meclisinde, o¨nemli ve bu¨yu¨k sorunların eyalet meclislerinde go¨ru¨s¸u¨lmesini o¨ngo¨rerek bu meclisler arasında hiyerars¸ik bir yapının olus¸masını sagˆlamıs¸tır. Bu meclislerin yetkileri bir yandan artırılırken, bir yandan da valiler devre dıs¸ı bırakılmıs¸tır. O¨nceleri bas¸ka go¨revliler tarafından gerc¸ekles¸tirilen is¸lemler, meclislere devredilerek yo¨netimin her kademesinde yer alan go¨revlilerce durumun denetlenmesi amac¸lanmaktadır. Valilerin is¸levsizles¸tirilmesiyle sonuc¸lanan bu durum, u¨c¸ yıl kadar su¨rmu¨s¸ ve beklenen sonuc¸lar elde edilemedigˆi ic¸in yeniden bir du¨zenlemeyle valilerin yetkileri tekrar artırılmıs¸tır.

1852 Du¨zenlemesiyle Valilerin Yeniden Gu¨c¸lenmesi

1849 du¨zenlemesiyle meclislerin yetkileri artırılırken, digˆer yandan da valilerin etkililigˆi azaltılmıs¸tır. Gerc¸ekles¸tirilen is¸lerin neler oldugˆu ve is¸leyis¸in daha iyi anlas¸ılabilmesi ic¸in meclis u¨yelerinin her kademelerinde yer alan go¨revlilerce, tu¨m is¸lemlerin denetleme fikri bas¸arılı olmadıgˆı ic¸in eski du¨zene geri do¨nu¨lme kararı alınmıs¸tır. 1852 yılında yayınlanan bir ferman ile muhassıllar, mal mu¨du¨rleri, kaza ve nahiye meclis u¨yeleri, valilerin emrine verilmis¸tir.

Islahat Fermanı ve 1858 Du¨zenlemesi

Oldukc¸a bu¨yu¨k gayretlere ragˆmen Tanzimat yo¨netimi, u¨lke idaresinde verimli bir is¸leyis¸ sagˆlamakta bas¸arısız olmus¸tur. 1856 Paris Konferansı ile Avrupalı devletler camiasına kabul alan Osmanlı I·mparatorlugˆu, Avrupalı devletlerin Tanzimat Fermanı hu¨ku¨mlerini genis¸leterek uygulamaya konulması talebini olumlu kars¸ılamıs¸tır. Bu nedenle Babıa^li 25 S¸ubat 1856’da Islahat Fermanı’nı ilan etmis¸tir. Islahat Fermanı ile idare daha genis¸ ve katılımcı bir yapıya kavus¸turulmaya c¸alıs¸ılmıs¸tır. Islahat Fermanı’nda da vurgulanan es¸itlik kavramı yine hos¸nutlukla kars¸ılanmamıs¸tır. Islahat Fermanı’nı izleyen yıllarda o¨zellikle Balkanlarda bu tarz hos¸nutsuzluklar artıs¸ go¨stermis¸tir.

Bunun sonucu olarak ayaklanmalar ortaya c¸ıkmıs¸tır. 22 Eylu¨l 1858’de yayınlanan talimat ile meclisleri denetleme yetkisi valilere merkezi yo¨netim tarafından verilmis¸tir. Bunun altında yatan sebep ise merkezi yo¨netimin tas¸rayı da valiler aracılıgˆıyla kontrol etme istegˆidir. Bu sırada Orta Dogˆu’da Du¨rziler ve Maru^niler arasında c¸atıs¸malar meydana gelmis¸tir. Du¨rziler ve Maru^nilerin Lu¨bnan’da c¸atıs¸ması u¨zerine 9 Haziran 1861’de c¸ıkarılan Lu¨bnan Nizamnamesi’yle, Hristiyan bir mutasarrıf tarafından yo¨netilen Cebel-i Lu¨bnan Vilayeti’nin Osmanlı yo¨netimine yıllık bir vergi vermek dıs¸ında bir bagˆlılıgˆı kalmamıs¸tır. Avrupalı bu¨yu¨k gu¨c¸lerin baskısıyla ortaya c¸ıkan bu durumun da Osmanlı’yı gelecekte parc¸alayabilecek bir model olma riski tas¸ıması, Babıa^li’yi yeni arayıs¸lara yo¨nlendirmis¸tir. I·nisiyatifi ele almak isteyen Babıa^li kendi iradesiyle ıslahat uygulayarak ko¨tu¨ gidis¸e dur demeyi amac¸lamaktadır. Tanzimat’tan beri yu¨ru¨tu¨lmekte olan merkezi^ bir yo¨netim kurmak ic¸in ileri bir adım atılması du¨s¸u¨nceler arasında yer almaktadır. Tu¨m bu endis¸e ve arayıs¸ların sonucu olarak 1864 Vilayet Nizamna^mesi hazırlanmıs¸tır.

1864 Vilayet Nizamna^mesi

1863 yılında yeni du¨zenleme ic¸in hazırlıklara bas¸lanan yeni vilayet nizamna^mesi, do¨nemin ic¸ ve dıs¸ siyasal ve sosyal gelis¸melerinin ortaya c¸ıkardıgˆı sorunları c¸o¨zmeyi amac¸lamaktadır. 1864 Vilayet Nizamna^mesi, vilayetlerin yo¨netiminde Vilayet I·dare Meclisi ve Vilayet Umumi Meclisi adlarını tas¸ıyan iki kurulun so¨z sahibi olmasını o¨ngo¨rmekteydi. Bu kurullarda Mu¨slu¨man ve gayrimu¨slimlerin temsilcisi olarak sec¸ilen u¨yelerin yer alması halkın yo¨netime katılmasını sagˆlamak amacını tas¸ımaktaydı.

1867 Vila^yet-i Umu^miye Niza^mna^mesi

1864 yo¨netmeligˆinin getirdigˆi yeni du¨zenlemelerle elde edilen olumlu sonuc¸lar, digˆer bazı vilayetlerde de uygulandıgˆında benzer bas¸arılı sonuc¸ların alınmasını sagˆlamıs¸tır. 1867 yılından itibaren yaygınlas¸tırılmasına karar verilen bu yo¨netmeligˆin bu¨tu¨n vilayetlerde uygulanması ic¸in 1867 Vila^yet-i Umu^miye Niza^mna^mesi c¸ıkarılmıs¸tır. Go¨ze c¸arpan bir degˆis¸iklik sunmayan bu Niza^mna^me, 1864 tarihli Niza^mna^me’nin tu¨m u¨lke vilayetlerini kapsayacak s¸ekilde du¨zenlemesine o¨n ayak olmus¸tur.

1871 I·da^re-i Umu^mi^ye-i Vila^yet Niza^mna^mesi

22 Ocak 1871 tarihinde yayımlanan I·da^re-i Umu^mi^ye-i Vila^yet Niza^mna^mesi ile Osmanlı Devleti idari bakımdan, 27 vilayet, 123 sancagˆa bo¨lu¨nmu¨s¸tu¨r. Bu Niza^mna^me 42 yıl su¨reyle yu¨ru¨rlu¨kte kalmıs¸tır. Bo¨lu¨nme du¨zenine go¨re Rumeli topraklarında 10 vilayet, 44 sancak; Anadolu’da 16 vilayet, 74 sancak; Kuzey Afrika’da ise 1 vilayet, 5 sancak bulunmaktadır. O¨nceki yo¨netmeliklerde oldugˆu gibi 1871 Niza^mna^mesi’ne egemen olan yo¨netim anlayıs¸ı, merkezi^ bir idare tarzını daha da gelis¸tirerek uygulanabilir ha^le koymayı amac¸lamaktadır. Bu du¨zenleme de digˆer du¨zenlemelerde oldugˆu gibi reformlar bu¨tu¨nu¨nu¨n bir parc¸ası olarak degˆerlendirilmektedir. Bu du¨zenlemelerin altında yatan gerc¸ek ise imparatorlugˆu olus¸turan bu¨tu¨n unsurları bir arada tutmayı o¨ngo¨ren Osmanlıcılık ideolojisinin yansımasıdır. 1871 Niza^mna^mesi’nin vilayetlerde kurulmasını o¨ngo¨rdu¨gˆu¨ birimlerden biri de belediye o¨rgu¨tu¨du¨r.

Belediyeler

Geleneksel Osmanlı kent yo¨netiminde, mu¨lki idare ve belediyeye ait is¸ler birlikte yu¨ru¨tu¨lmekteydi. Kadı, adalet dagˆıtma go¨revinin yanında, vakıfların denetlenmesi, kentin gu¨venligˆi ve belediye hizmetlerinin kars¸ılanmasını sagˆlayan kis¸i konumundaydı. Yenic¸eri Ocagˆı’nın 1826 yılında kaldırılmasıyla, belediye yo¨netimine ilis¸kin fonksiyonları zayıflayan kadı, yaptırım gu¨cu¨nu¨ tamamen yitirmis¸tir. Kadıların beledi ve mali yetkilerini yerine getirememeleri u¨zerine I·htisab Mu¨du¨rlu¨kleri kurulmus¸tur. 1846 yılında Zabtiye Nezareti’nin kurulmasıyla birlikte kadının yerel yo¨netimdeki rolu¨ son bulmus¸tur. Osmanlı Devleti’nde yerel bir yo¨netim birimi olarak ilk modern belediye 1853-1856 Kırım Savas¸ı sırasında Avrupa devletleriyle artan temaslar sonucunda, 1854’teI·stanbul’da denenmis¸tir. Ancak bu modern belediyecilik konusundaki ilk deneme, mali sıkıntılar ve nitelikli personel eksikligˆi gibi nedenlerden o¨tu¨ru¨ bas¸arısızlıkla sonuc¸lanmıs¸tır. Osmanlı Hu¨ku¨meti ise sakinlerinin c¸ogˆu yabancı olan ve limanın da bulundugˆu Galata ve Beyogˆlu’nu kapsayan bo¨lgede, Paris o¨rnegˆini izleyerek, Altıncı Daire-i Belediye’yi kurmus¸tur. Yeterli bu¨tc¸e imka^nlarına sahip olan bu belediyecilik giris¸iminden bas¸arılı bir sonuc¸ elde edildigˆi ic¸in o¨ncelikle I·stanbul’un digˆer semtlerinde de uygulanmıs¸ ve benzer bas¸arılı sonuc¸lar elde edilmis¸tir. 1868 yılında c¸ıkarılan Dersaadet I·dare-i Belediye Nizemnamesi’yle belediye o¨rgu¨tu¨ tu¨m I·stabul’da yaygınlas¸tırılmıs¸tır. Altıncı Daire-i Belediye’nin bas¸arılı s¸ekilde uygulanmasının sonucu olarak, tas¸rada da belediye tes¸kilatının kurulması, 1864 Vilayet Nizamnamesi ile bas¸lamıs¸tır. 1876 Kanun-i Esasi ile hem bas¸kentte hem de tas¸rada kurulacak belediyelerin, u¨yeleri sec¸imle belirlenen meclisler tarafından yo¨netilmesini o¨ngo¨rmekteydi. Her s¸ehir ve kasabada bir belediye o¨rgu¨tu¨nu¨n kurulmasını o¨ngo¨ren 1876 Vilayet Belediye Kanunu’na go¨re tas¸rada kurulacak olan belediye; belediye bas¸kanı, belediye meclisi ve Cemiyet-i Belediye olmak u¨zere u¨c¸ organdan olus¸maktadır. Yas¸anan tu¨m gelis¸meler beraberinde Osmanlı Siyasi hayatına o¨zgu¨n parlamento kurumunun o¨zelles¸mis¸ kos¸ullar altında gelis¸mesi ve yerles¸mesini sagˆlamıs¸tır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.