Açıköğretim Ders Notları

Müzecilik ve Sergileme Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Müzecilik ve Sergileme Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Müze Ve Müzecilik

1. Soru

Müzelerin kamusal bir kurum niteliği kazanması nasıl bir süreç sonucunda gerçekleşmiştir?

Cevap

Kraliyet koleksiyonlarının, Fransa’dan başlayarak Avrupa’nın her yerine yayılan, çok kapsamlı bir olgu olarak halka açılmasıyla müzeler kamusal bir kurum niteliği kazanmışlardır.  Koleksiyonların halka açılmasıyla kurumsallaşmaya başlayan müzeler önce Avrupa’da, daha sonra -Amerika’nın da katılımıyla- tüm Batı dünyasında yaygınlaşmış, giderek hızlanan bir gelişim ve değişim süreci içinde olmuşlardır.


2. Soru

Modern müzenin prototipi olarak tanımlanabilecek ilk örneklerin hangi dönemde karşımıza çıktığı görülmektedir?

Cevap

Modern müzenin prototipi olarak tanımlanabilecek örneklerin antik Yunan döneminde ortaya çıktığı görülür: Antik Yunan dönemi tapınakları, modern müzenin ilk örnekleridir. Çünkü değerli nesne ve sanat eserlerinin yer aldığı, halkın da ulaşabildiği bu mekanlar, doğal olarak; eserlerin toplanması, korunması ve halka sunulması gibi müzeciliğe has bazı özellikler de taşımaktadır. Böylece, bu mekanlarda korunan değerli nesne ve sanat eserlerinden oluşan hazineler de koleksiyonların ilk örneklerini oluştururlar. Dönemin inançları doğrultusunda tanrı ve tanrıçalara adanan heykeller ile dini ritüellerde tanrılara sunulan adaklardan oluşan bu prototip koleksiyonların kapsamı, zamanla savaş ganimetlerinin de siyasal güç ve başarının kanıtı olarak bunlara katılmasıyla giderek çeşitlenmiştir.


3. Soru

Tarihsel olarak bakıldığında müze koleksiyonlarının oluşumuna zemin hazırlayan olgu nedir?

Cevap

Tarihsel olarak ele alındığında koleksiyonların ilk örneklerinin Antik Yunan ve Roma’da oluşmaya başladığı söylenebilirse de müze koleksiyonlarının oluşumu için esas zemini Rönesans hümanizmi sağlamıştır. Bu dönemde, insanın kendi yaratımlarıyla doğanın ise türlü dışa vurumlarıyla anlaşılabileceği düşüncesiyle meydana getirilen koleksiyonlar, Rönesans hümanisti için önemli bir işleve sahiptir. Bu nesneler, izlenmek istenen yitik uygarlıkları görebilmeyi sağlamış, akademisyenler ve sanatçılar için güçlü bir uyarıcı olmuştur. Araştırma amaçlı bu koleksiyonlar, yalnızca önemli bir tarihe tanıklık etmekle kalmamış, yeni bir estetik anlayış için kaynak oluşturmuş; doğaya ve teknik yöntemlere duyulan merakla, 18. yüzyılın bilimsel gelişmelerine zemin hazırlamış, klasik akılcılığın ve deneysel bilimin yeniden doğuşuna hizmet etmiştir. Rönesans hümanizminin, müze koleksiyonları için esas zemini yaratmasının temel nedeni; bu dönemin, değerli ve merak uyandıran nesnelerin toplanması ile oluşmuş hazinelerden, belirli bir entelektüel ortam içinde bir araya getirilip korunmakta olan nesneler anlamındaki müze koleksiyonlarına geçişe olanak sağlamış olmasıdır. Bu durum, 15. yüzyıl koleksiyonculuğuna özgünlük kazandıran, koleksiyon-mekan ilişkisini ortaya koyan kültürel bir olguyla da bağlantılıdır. Bu olgu; koleksiyonlara özel, ayrı mekanların ortaya çıkması ve belirli bir düzenleme ile bu mekanların yeni bir ruh, yeni bir atmosfer kazanmış olmasıdır.


4. Soru

Stüdyo nedir?

Cevap

İlk örnekleri Fransa’da görülen daha sonra Germen toprakları ve İtalya’da yaygınlaşan; koleksiyonun ya da bir parçasının korunmaya alındığı, mücevher kutusu niteliğinde, mimari değeri olan, sahibinin kültür anlayışına göre
düzenlenmiş, herkesten uzak, düşünmeye (tefekküre) ve çalışmalara adanmış özel ve ayrı bir mekandır. Stüdyoların en belirgin özelliği; bir koleksiyonu içinde barındıran mekanın, mimarisi ve koleksiyoncunun özel ilgilerini yansıtan dekorasyonu ile koleksiyonun içeriğini bağdaştırma fikridir ve bu anlayış Rönesans düşüncesi ile ilişkilidir.


5. Soru

17. yüzyılın, müzecilik kavramının oluşması açısından anlamı nedir?

Cevap

17. yüzyıl, müzecilik kavramının oluşması açısından farklı bir başlangıç oluşturur: Koleksiyonların çeşitlenmesi ile birlikte, topluma açık olmayan bu birikim zevk objeleri olmaktan çıkarak, toplumsal paylaşıma ve bilgi aktarımına yönelik olarak değerlendirilmeye başlar. Bu anlayışın ilk örneği, Elias Ashmole’ün, dönemin koleksiyonculuk anlayışını yansıtan özel koleksiyonunu Oxford Üniversitesine bağışlamasıyla ortaya çıkar. Böylece toplumsal bir mekan olarak üniversite kapsamına giren özel bir koleksiyon ilk kez halkın görüşüne ve kullanımına açılmıştır. İngiltere’deki Ashmolean Müzesi’nin temeli olan bu koleksiyon, bazı kaynaklara göre ilk müze olarak da anılır. Ancak bağımsız bir kurum olarak değil Oxford Üniversitesi bünyesinde kurulmuş olması ve yalnızca eğitimli, soylu, zengin bir zümrenin, randevu sistemiyle kabul edilmesi nedeniyle bu oluşumun ilk müze olarak kabul edilmesi, henüz doğrudan halkın erişimine açık olmaması nedeniyle tartışmalıdır.


6. Soru

Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) “müze” kavramını nasıl tanımlamaktadır?

Cevap

Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) Müze’yi; “insan ve yaşadığı çevrenin somut ve somut olmayan mirasını inceleme, eğitim ve zevk alma amacıyla toplayan, koruyan, araştıran, ileten ve sergileyen, toplumun ve gelişiminin hizmetinde, halka açık, kar düşüncesinden bağımsız, sürekliliği olan bir kurumdur” şeklinde tanımlamaktadır.


7. Soru

Müzecilik kapsamında değerlendirildiğinde “koleksiyon” ne anlama gelmektedir?

Cevap

Koleksiyonlar; insanlığın doğal, tarihsel, bilimsel, sanatsal ve kültürel değerlerinin belirli amaçlarla toplanması ve sınıflandırılmasıyla oluşturulmuş nesneler bütünü olarak tanımlanabilir.


8. Soru

Müze koleksiyonu nedir?

Cevap

Müze koleksiyonları, “örnek veya başvuru materyali olarak taşıdığı potansiyel değer ya da estetik veya eğitsel önemleri nedeniyle toplanmış ve korunmakta olan nesneler bütünü” olarak tanımlanır.


9. Soru

Günümüzde müzelerin işlevleri nasıl sınıflandırılmaktadır?

Cevap

21. yüzyılda müzelerin işlevleri koruma, araştırma ve iletişim olmak üzere üç temel alanda toplanmıştır. Müzelerin varlık nedeni olan koleksiyonlarının korunması, bunların gelecek kuşaklara aktarılmasında öncelikli işlevdir. Hem koleksiyonların oluşumu ve gelişimi hem de müzenin iletişim işlevine katkı sağlayacak bilgi birikimini oluşturan temel faaliyet alanı da araştırmadır. Bu bağlamda koruma ve araştırma, bir yandan müzenin öncelikli sorumluluk alanları olarak değerlendirilirken diğer taraftan iletişim işlevini gerçekleştirmesine aracılık eden faaliyetler olarak karşımıza çıkarlar. Bu durum; müzenin toplumsal paylaşımını mümkün kılacak iletişimi de müzeciliğin öncelikli amaç ve işlevlerinden biri olarak öne çıkarır; günümüz müzecilik anlayışının iletişim esaslı olarak değerlendirilmesinin nedenlerini ortaya koyar.


10. Soru

Müze faaliyetleri kapsamında “belgeleme” ne anlama gelmektedir?

Cevap

Belgeleme, koleksiyon nesnelerinin yazılı ve görsel yöntemlerle kayda geçirilmesi, belirli bir sistematik içinde sınıflandırılması ve bu malzemenin dökümünü oluşturan envanterin hazırlanması sürecini kapsar. Müzenin, koruma ve araştırma işlevlerinden ayrı düşünülemeyecek, temel faaliyet alanlarından biridir.


11. Soru

Müze faaliyetleri kapsamında “toplama” ne anlama gelmektedir?

Cevap

Toplama, müze koleksiyonlarının oluşturulması ve geliştirilmesi için nesnelerin toplanması, diğer bir deyişle koleksiyonların edinilmesidir. Müzeler koleksiyonlarını oluştururken edinilen nesnelerin; müzenin amaçlarını, mevcut koleksiyonu bütünleme potansiyelini, müzenin koruma ve erişim sağlama olanaklarını öncelikle dikkate alırlar. Nesne edinmek ve mevcut müze koleksiyonunun olanaklarını genişletmek için araştırma yapmak birincil derecede önemlidir. Ancak böyle bir araştırma sonucunda edinilen nesneler anlamlı bütünler oluşturur ve koleksiyonun hem bilimsel hem de maddi değerini arttırırlar. Sanat, arkeoloji, tarih ve bilim gibi farklı türlerdeki koleksiyonlar için yapılacak araştırmaların yöntemleri de farklıdır.


12. Soru

Müze faaliyetleri kapsamında “koruma” ne anlama gelmektedir?

Cevap

Koruma, müze koleksiyonlarındaki nesnelerin yaşam sürelerinin uzatılması, doğanın ya da insanın neden olabileceği tahribata karşı güvenliklerinin sağlanmasıdır. Nem, sıcaklık, kirlilik, zararlı ışınımlar, biyolojik etmenler, doğal afetler ve 12 Müzecilik ve Sergileme insan faktörü nesnelerin fiziksel ve biyolojik açıdan bozulmasına neden olan çeşitli etmenlerden bazılarıdır. Bu nedenle deprem, su baskınları gibi doğal afetlerle hırsızlık, vandalizm ya da yangına karşı alınan önlemler de koruma konusu kapsamındadır. Koleksiyonlara koruyucu bir kabuk oluşturan müze binası ve mimari programı ise korumada dikkate alınması gereken başlıca konulardandır. Müzelerde koruma farklı seviyelerde gerçekleştirilir. Koleksiyon nesnelerinin ideal şartlarda tutularak zamana karşı dayanıklılıklarının arttırılması, yaşam sürelerinin uzatılmasına yönelik önlemler, önleyici koruma olarak adlandırılır. Önleyici koruma, sergide ya da depolarda yer alan eserlerin tümü için söz konusudur ve gerek depolar gerekse sergi mekanlarında nesnelere uygun, ideal ortamların oluşturulması esastır. Öte yandan, bozulmuş, hasar görmüş nesnelerin iyileştirilmesi için yapılan müdahalelere onarım /restorasyon (restoration); yine bu tür nesnelerin kapsamlı bir araştırma ve değerlendirme sonucu aslına uygun şekilde yeniden yapılması ya da eksik kısımların tamamlanmasına restitüsyon (restitution) adı verilir. İnsanlığın kültür mirasının belgeleri olma özelliği taşıyan müze nesneleri, bozulmalar sonucunda yararsız ya da yanıltıcı bilgi taşır hale dönüşebilmektedir. Bu nedenle, nesnelerin yaşamlarının sürekliliğini sağlayacak olan koruma konusunda öncelikli olarak neyin, niçin ve nasıl korunacağının doğru tanımlanması gerekmektedir. Korumanın doğru tanımlanması ve amacına ulaşması ise ancak doğru bir belgeleme çalışması ile mümkündür.


13. Soru

Müzelerin iletişim işlevi neyi ifade etmektedir?

Cevap

İletişim, müzenin bilimsel ve kültürel üretiminin toplumla paylaşımıdır. Müzenin bilimsel ve kültürel üretimi ise koleksiyonları ile gerçekleştireceği araştırma, inceleme, sergileme ve bunlarla ilişkili etkinlikleridir. Yani müzeler sergileri aracılığıyla bilgiyi üretir ve iletirler. Böylece müzenin iletişimini sağlayan temel etkinlikleri sergileri ve eğitim programlarıdır. Bunların yanı sıra halkla ilişkiler, pazarlama ve tanıtım çalışmaları, müze yayınları vb. faaliyetler de müzenin iletişim işlevi kapsamındaki çalışmalarındandır.


14. Soru

Müze mekanlarının hizmet alanları nelerdir?

Cevap

Müze mekanları, bir kısmı halka açık, bir kısmı kapalı olmak üzere farklı hizmet alanlarından oluşur. Bunlar; tanıtım alanı/giriş, kültür-eğitim ve sosyal hizmet alanları, sergileme alanları, yönetim ve programlama alanları, bilgi-belge ve koruma-restorasyon alanları, depolar ve teknik alanlar olarak gruplandırılabilir.


15. Soru

Müze mekanları hizmet alanlarından “kültür eğitim ve sosyal hizmet alanları” nın işlevi nedir?

Cevap

Kültür eğitim ve sosyal hizmet alanları, ziyaretçilerin hem dinleneceği hem de sosyal ve kültürel hizmetleri alabileceği alanlardır. Konserler, film gösterimleri ya da farklı sosyal etkinliklerin düzenlenebileceği salonlar, eğitim atölyeleri, kütüphane, kafeterya ve/veya restoran, müze mağazası bu tür alanlar içindedir.


16. Soru

Müze mekanları hizmet alanlarından “tanıtım alanları” nın işlevi nedir?

Cevap

Tanıtım alanları, müzenin topluma hizmet verdiği ilk alandır. Dış mekanla ilişki sağlaması, halka kapalı ya da kontrollü mekanlara geçiş ve müzenin halkla ilişkisinde bir başlangıç noktası oluşturması nedeniyle özenle tasarlanması gereken alanlardan biridir. Müzenin ana girişi, bilet gişeleri, danışma, bekleme bölümleri, vestiyer, denetim-güvenlik, rehberlik merkezi bu alanlarda yer alır.


17. Soru

Günümüzde müze yönetim anlayışının dayandığı beş temel prensip nedir?

Cevap

İş dünyası için geliştirilen yönetim tekniklerinin, müzelere özel gereksinimlere nasıl uyarlanacağı uzun yıllar tartışılmışsa da günümüzde uygulamadaki yerini almıştır. Bu doğrultuda, bugün müzelerde temel olarak beş prensibe dayalı bir yönetim anlayışı söz konusudur:
• Mutlaka bir vizyon ve misyon benimsenmesi,
• Benimsenen vizyon ve misyon bağlamında bir politika belirlenmesi,
• Bu politikaları gerçeğe dönüştürecek planın hazırlanması,
• Planların ne kadarının gerçekleştirilebildiğini görmek için performans ölçümü ve değerlendirme,
• Ziyaretçi ihtiyaçları ve hizmetlerine verilen önemi yansıtacak bir pazarlama stratejisi.


18. Soru

Küratörün görevi nedir?

Cevap

Küratör, denetimindeki koleksiyonlar konusunda uzman; bunların korunması, geliştirilmesi, yönetimi ile sergilerin düşünsel içeriğinin oluşturulması ve düzenlenmesinden sorumlu kişidir.


19. Soru

Müzebilim nedir?

Cevap

Müzecilik / Müzebilim, müzelerin organizasyon ve amaçlarına ilişkin çalışmalar yapan bir disiplin, bir bilim dalıdır. Bir başka ifadeyle “müzelerin toplumdaki rolü ve farklı işlevlerin bu role katkısının neler olduğuna ilişkin çalışmaların yapıldığı bilim dalı” dır. Müzeler ve müzeciliğe ilişkin teori ve uygulamalar üzerine çalışmalar yapan bir disiplin olarak “Müzebilim” uluslararası literatürde Museology; bu kapsamda eğitim veren akademik programlar da Museology, Museum Studies ya da Museum Science olarak adlandırılmaktadır. Türkiye’de ise müzebilim kapsamında eğitim veren mevcut akademik programlar Müzecilik Programı olarak adlandırılmışlardır. Özetle Müzecilik / Müzebilim (Museology) ülkemizde ve uluslararası ortamda hem söz konusu bilimsel disiplinin hem de ilgili akademik programların adıdır.


20. Soru

Ülkemizde ayrı bir akademik disiplin olarak yüksek lisans düzeyinde müzecilik eğitimi veren ilk eğitim kurumu hangisidir?

Cevap

Çoğunluğu İstanbul, Ankara ve İzmir’de olmak üzere büyük şehirlerimizdeki bazı üniversitelerde, müzelerde çalışmak için gereken uzmanlığı sağlayabilecek hemen her alana ilişkin eğitim olanağı mevcutsa da müzebilim kapsamındaki müzecilik programları henüz çok sınırlı sayıdadır. Pek çok üniversitede, oldukça erken tarihlerde, lisans düzeyinde ve genellikle arkeoloji ve/veya sanat tarihi bölümlerinde seçmeli olarak verilen derslerle başlayan bu eğitimi, ayrı bir akademik disiplin olarak yüksek lisans düzeyinde veren ilk üniversite -1989 yılında açılan Müzecilik Yüksek Lisans Programı ile- Yıldız Teknik Üniversitesi olmuştur.


1. Soru

Müzelerin kamusal bir kurum niteliği kazanması nasıl bir süreç sonucunda gerçekleşmiştir?

Cevap

Kraliyet koleksiyonlarının, Fransa’dan başlayarak Avrupa’nın her yerine yayılan, çok kapsamlı bir olgu olarak halka açılmasıyla müzeler kamusal bir kurum niteliği kazanmışlardır.  Koleksiyonların halka açılmasıyla kurumsallaşmaya başlayan müzeler önce Avrupa’da, daha sonra -Amerika’nın da katılımıyla- tüm Batı dünyasında yaygınlaşmış, giderek hızlanan bir gelişim ve değişim süreci içinde olmuşlardır.

2. Soru

Modern müzenin prototipi olarak tanımlanabilecek ilk örneklerin hangi dönemde karşımıza çıktığı görülmektedir?

Cevap

Modern müzenin prototipi olarak tanımlanabilecek örneklerin antik Yunan döneminde ortaya çıktığı görülür: Antik Yunan dönemi tapınakları, modern müzenin ilk örnekleridir. Çünkü değerli nesne ve sanat eserlerinin yer aldığı, halkın da ulaşabildiği bu mekanlar, doğal olarak; eserlerin toplanması, korunması ve halka sunulması gibi müzeciliğe has bazı özellikler de taşımaktadır. Böylece, bu mekanlarda korunan değerli nesne ve sanat eserlerinden oluşan hazineler de koleksiyonların ilk örneklerini oluştururlar. Dönemin inançları doğrultusunda tanrı ve tanrıçalara adanan heykeller ile dini ritüellerde tanrılara sunulan adaklardan oluşan bu prototip koleksiyonların kapsamı, zamanla savaş ganimetlerinin de siyasal güç ve başarının kanıtı olarak bunlara katılmasıyla giderek çeşitlenmiştir.

3. Soru

Tarihsel olarak bakıldığında müze koleksiyonlarının oluşumuna zemin hazırlayan olgu nedir?

Cevap

Tarihsel olarak ele alındığında koleksiyonların ilk örneklerinin Antik Yunan ve Roma’da oluşmaya başladığı söylenebilirse de müze koleksiyonlarının oluşumu için esas zemini Rönesans hümanizmi sağlamıştır. Bu dönemde, insanın kendi yaratımlarıyla doğanın ise türlü dışa vurumlarıyla anlaşılabileceği düşüncesiyle meydana getirilen koleksiyonlar, Rönesans hümanisti için önemli bir işleve sahiptir. Bu nesneler, izlenmek istenen yitik uygarlıkları görebilmeyi sağlamış, akademisyenler ve sanatçılar için güçlü bir uyarıcı olmuştur. Araştırma amaçlı bu koleksiyonlar, yalnızca önemli bir tarihe tanıklık etmekle kalmamış, yeni bir estetik anlayış için kaynak oluşturmuş; doğaya ve teknik yöntemlere duyulan merakla, 18. yüzyılın bilimsel gelişmelerine zemin hazırlamış, klasik akılcılığın ve deneysel bilimin yeniden doğuşuna hizmet etmiştir. Rönesans hümanizminin, müze koleksiyonları için esas zemini yaratmasının temel nedeni; bu dönemin, değerli ve merak uyandıran nesnelerin toplanması ile oluşmuş hazinelerden, belirli bir entelektüel ortam içinde bir araya getirilip korunmakta olan nesneler anlamındaki müze koleksiyonlarına geçişe olanak sağlamış olmasıdır. Bu durum, 15. yüzyıl koleksiyonculuğuna özgünlük kazandıran, koleksiyon-mekan ilişkisini ortaya koyan kültürel bir olguyla da bağlantılıdır. Bu olgu; koleksiyonlara özel, ayrı mekanların ortaya çıkması ve belirli bir düzenleme ile bu mekanların yeni bir ruh, yeni bir atmosfer kazanmış olmasıdır.

4. Soru

Stüdyo nedir?

Cevap

İlk örnekleri Fransa’da görülen daha sonra Germen toprakları ve İtalya’da yaygınlaşan; koleksiyonun ya da bir parçasının korunmaya alındığı, mücevher kutusu niteliğinde, mimari değeri olan, sahibinin kültür anlayışına göre
düzenlenmiş, herkesten uzak, düşünmeye (tefekküre) ve çalışmalara adanmış özel ve ayrı bir mekandır. Stüdyoların en belirgin özelliği; bir koleksiyonu içinde barındıran mekanın, mimarisi ve koleksiyoncunun özel ilgilerini yansıtan dekorasyonu ile koleksiyonun içeriğini bağdaştırma fikridir ve bu anlayış Rönesans düşüncesi ile ilişkilidir.

5. Soru

17. yüzyılın, müzecilik kavramının oluşması açısından anlamı nedir?

Cevap

17. yüzyıl, müzecilik kavramının oluşması açısından farklı bir başlangıç oluşturur: Koleksiyonların çeşitlenmesi ile birlikte, topluma açık olmayan bu birikim zevk objeleri olmaktan çıkarak, toplumsal paylaşıma ve bilgi aktarımına yönelik olarak değerlendirilmeye başlar. Bu anlayışın ilk örneği, Elias Ashmole’ün, dönemin koleksiyonculuk anlayışını yansıtan özel koleksiyonunu Oxford Üniversitesine bağışlamasıyla ortaya çıkar. Böylece toplumsal bir mekan olarak üniversite kapsamına giren özel bir koleksiyon ilk kez halkın görüşüne ve kullanımına açılmıştır. İngiltere’deki Ashmolean Müzesi’nin temeli olan bu koleksiyon, bazı kaynaklara göre ilk müze olarak da anılır. Ancak bağımsız bir kurum olarak değil Oxford Üniversitesi bünyesinde kurulmuş olması ve yalnızca eğitimli, soylu, zengin bir zümrenin, randevu sistemiyle kabul edilmesi nedeniyle bu oluşumun ilk müze olarak kabul edilmesi, henüz doğrudan halkın erişimine açık olmaması nedeniyle tartışmalıdır.

6. Soru

Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) “müze” kavramını nasıl tanımlamaktadır?

Cevap

Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) Müze’yi; “insan ve yaşadığı çevrenin somut ve somut olmayan mirasını inceleme, eğitim ve zevk alma amacıyla toplayan, koruyan, araştıran, ileten ve sergileyen, toplumun ve gelişiminin hizmetinde, halka açık, kar düşüncesinden bağımsız, sürekliliği olan bir kurumdur” şeklinde tanımlamaktadır.

7. Soru

Müzecilik kapsamında değerlendirildiğinde “koleksiyon” ne anlama gelmektedir?

Cevap

Koleksiyonlar; insanlığın doğal, tarihsel, bilimsel, sanatsal ve kültürel değerlerinin belirli amaçlarla toplanması ve sınıflandırılmasıyla oluşturulmuş nesneler bütünü olarak tanımlanabilir.

8. Soru

Müze koleksiyonu nedir?

Cevap

Müze koleksiyonları, “örnek veya başvuru materyali olarak taşıdığı potansiyel değer ya da estetik veya eğitsel önemleri nedeniyle toplanmış ve korunmakta olan nesneler bütünü” olarak tanımlanır.

9. Soru

Günümüzde müzelerin işlevleri nasıl sınıflandırılmaktadır?

Cevap

21. yüzyılda müzelerin işlevleri koruma, araştırma ve iletişim olmak üzere üç temel alanda toplanmıştır. Müzelerin varlık nedeni olan koleksiyonlarının korunması, bunların gelecek kuşaklara aktarılmasında öncelikli işlevdir. Hem koleksiyonların oluşumu ve gelişimi hem de müzenin iletişim işlevine katkı sağlayacak bilgi birikimini oluşturan temel faaliyet alanı da araştırmadır. Bu bağlamda koruma ve araştırma, bir yandan müzenin öncelikli sorumluluk alanları olarak değerlendirilirken diğer taraftan iletişim işlevini gerçekleştirmesine aracılık eden faaliyetler olarak karşımıza çıkarlar. Bu durum; müzenin toplumsal paylaşımını mümkün kılacak iletişimi de müzeciliğin öncelikli amaç ve işlevlerinden biri olarak öne çıkarır; günümüz müzecilik anlayışının iletişim esaslı olarak değerlendirilmesinin nedenlerini ortaya koyar.

10. Soru

Müze faaliyetleri kapsamında “belgeleme” ne anlama gelmektedir?

Cevap

Belgeleme, koleksiyon nesnelerinin yazılı ve görsel yöntemlerle kayda geçirilmesi, belirli bir sistematik içinde sınıflandırılması ve bu malzemenin dökümünü oluşturan envanterin hazırlanması sürecini kapsar. Müzenin, koruma ve araştırma işlevlerinden ayrı düşünülemeyecek, temel faaliyet alanlarından biridir.

11. Soru

Müze faaliyetleri kapsamında “toplama” ne anlama gelmektedir?

Cevap

Toplama, müze koleksiyonlarının oluşturulması ve geliştirilmesi için nesnelerin toplanması, diğer bir deyişle koleksiyonların edinilmesidir. Müzeler koleksiyonlarını oluştururken edinilen nesnelerin; müzenin amaçlarını, mevcut koleksiyonu bütünleme potansiyelini, müzenin koruma ve erişim sağlama olanaklarını öncelikle dikkate alırlar. Nesne edinmek ve mevcut müze koleksiyonunun olanaklarını genişletmek için araştırma yapmak birincil derecede önemlidir. Ancak böyle bir araştırma sonucunda edinilen nesneler anlamlı bütünler oluşturur ve koleksiyonun hem bilimsel hem de maddi değerini arttırırlar. Sanat, arkeoloji, tarih ve bilim gibi farklı türlerdeki koleksiyonlar için yapılacak araştırmaların yöntemleri de farklıdır.

12. Soru

Müze faaliyetleri kapsamında “koruma” ne anlama gelmektedir?

Cevap

Koruma, müze koleksiyonlarındaki nesnelerin yaşam sürelerinin uzatılması, doğanın ya da insanın neden olabileceği tahribata karşı güvenliklerinin sağlanmasıdır. Nem, sıcaklık, kirlilik, zararlı ışınımlar, biyolojik etmenler, doğal afetler ve 12 Müzecilik ve Sergileme insan faktörü nesnelerin fiziksel ve biyolojik açıdan bozulmasına neden olan çeşitli etmenlerden bazılarıdır. Bu nedenle deprem, su baskınları gibi doğal afetlerle hırsızlık, vandalizm ya da yangına karşı alınan önlemler de koruma konusu kapsamındadır. Koleksiyonlara koruyucu bir kabuk oluşturan müze binası ve mimari programı ise korumada dikkate alınması gereken başlıca konulardandır. Müzelerde koruma farklı seviyelerde gerçekleştirilir. Koleksiyon nesnelerinin ideal şartlarda tutularak zamana karşı dayanıklılıklarının arttırılması, yaşam sürelerinin uzatılmasına yönelik önlemler, önleyici koruma olarak adlandırılır. Önleyici koruma, sergide ya da depolarda yer alan eserlerin tümü için söz konusudur ve gerek depolar gerekse sergi mekanlarında nesnelere uygun, ideal ortamların oluşturulması esastır. Öte yandan, bozulmuş, hasar görmüş nesnelerin iyileştirilmesi için yapılan müdahalelere onarım /restorasyon (restoration); yine bu tür nesnelerin kapsamlı bir araştırma ve değerlendirme sonucu aslına uygun şekilde yeniden yapılması ya da eksik kısımların tamamlanmasına restitüsyon (restitution) adı verilir. İnsanlığın kültür mirasının belgeleri olma özelliği taşıyan müze nesneleri, bozulmalar sonucunda yararsız ya da yanıltıcı bilgi taşır hale dönüşebilmektedir. Bu nedenle, nesnelerin yaşamlarının sürekliliğini sağlayacak olan koruma konusunda öncelikli olarak neyin, niçin ve nasıl korunacağının doğru tanımlanması gerekmektedir. Korumanın doğru tanımlanması ve amacına ulaşması ise ancak doğru bir belgeleme çalışması ile mümkündür.

13. Soru

Müzelerin iletişim işlevi neyi ifade etmektedir?

Cevap

İletişim, müzenin bilimsel ve kültürel üretiminin toplumla paylaşımıdır. Müzenin bilimsel ve kültürel üretimi ise koleksiyonları ile gerçekleştireceği araştırma, inceleme, sergileme ve bunlarla ilişkili etkinlikleridir. Yani müzeler sergileri aracılığıyla bilgiyi üretir ve iletirler. Böylece müzenin iletişimini sağlayan temel etkinlikleri sergileri ve eğitim programlarıdır. Bunların yanı sıra halkla ilişkiler, pazarlama ve tanıtım çalışmaları, müze yayınları vb. faaliyetler de müzenin iletişim işlevi kapsamındaki çalışmalarındandır.

14. Soru

Müze mekanlarının hizmet alanları nelerdir?

Cevap

Müze mekanları, bir kısmı halka açık, bir kısmı kapalı olmak üzere farklı hizmet alanlarından oluşur. Bunlar; tanıtım alanı/giriş, kültür-eğitim ve sosyal hizmet alanları, sergileme alanları, yönetim ve programlama alanları, bilgi-belge ve koruma-restorasyon alanları, depolar ve teknik alanlar olarak gruplandırılabilir.

15. Soru

Müze mekanları hizmet alanlarından “kültür eğitim ve sosyal hizmet alanları” nın işlevi nedir?

Cevap

Kültür eğitim ve sosyal hizmet alanları, ziyaretçilerin hem dinleneceği hem de sosyal ve kültürel hizmetleri alabileceği alanlardır. Konserler, film gösterimleri ya da farklı sosyal etkinliklerin düzenlenebileceği salonlar, eğitim atölyeleri, kütüphane, kafeterya ve/veya restoran, müze mağazası bu tür alanlar içindedir.

16. Soru

Müze mekanları hizmet alanlarından “tanıtım alanları” nın işlevi nedir?

Cevap

Tanıtım alanları, müzenin topluma hizmet verdiği ilk alandır. Dış mekanla ilişki sağlaması, halka kapalı ya da kontrollü mekanlara geçiş ve müzenin halkla ilişkisinde bir başlangıç noktası oluşturması nedeniyle özenle tasarlanması gereken alanlardan biridir. Müzenin ana girişi, bilet gişeleri, danışma, bekleme bölümleri, vestiyer, denetim-güvenlik, rehberlik merkezi bu alanlarda yer alır.

17. Soru

Günümüzde müze yönetim anlayışının dayandığı beş temel prensip nedir?

Cevap

İş dünyası için geliştirilen yönetim tekniklerinin, müzelere özel gereksinimlere nasıl uyarlanacağı uzun yıllar tartışılmışsa da günümüzde uygulamadaki yerini almıştır. Bu doğrultuda, bugün müzelerde temel olarak beş prensibe dayalı bir yönetim anlayışı söz konusudur:
• Mutlaka bir vizyon ve misyon benimsenmesi,
• Benimsenen vizyon ve misyon bağlamında bir politika belirlenmesi,
• Bu politikaları gerçeğe dönüştürecek planın hazırlanması,
• Planların ne kadarının gerçekleştirilebildiğini görmek için performans ölçümü ve değerlendirme,
• Ziyaretçi ihtiyaçları ve hizmetlerine verilen önemi yansıtacak bir pazarlama stratejisi.

18. Soru

Küratörün görevi nedir?

Cevap

Küratör, denetimindeki koleksiyonlar konusunda uzman; bunların korunması, geliştirilmesi, yönetimi ile sergilerin düşünsel içeriğinin oluşturulması ve düzenlenmesinden sorumlu kişidir.

19. Soru

Müzebilim nedir?

Cevap

Müzecilik / Müzebilim, müzelerin organizasyon ve amaçlarına ilişkin çalışmalar yapan bir disiplin, bir bilim dalıdır. Bir başka ifadeyle “müzelerin toplumdaki rolü ve farklı işlevlerin bu role katkısının neler olduğuna ilişkin çalışmaların yapıldığı bilim dalı” dır. Müzeler ve müzeciliğe ilişkin teori ve uygulamalar üzerine çalışmalar yapan bir disiplin olarak “Müzebilim” uluslararası literatürde Museology; bu kapsamda eğitim veren akademik programlar da Museology, Museum Studies ya da Museum Science olarak adlandırılmaktadır. Türkiye’de ise müzebilim kapsamında eğitim veren mevcut akademik programlar Müzecilik Programı olarak adlandırılmışlardır. Özetle Müzecilik / Müzebilim (Museology) ülkemizde ve uluslararası ortamda hem söz konusu bilimsel disiplinin hem de ilgili akademik programların adıdır.

20. Soru

Ülkemizde ayrı bir akademik disiplin olarak yüksek lisans düzeyinde müzecilik eğitimi veren ilk eğitim kurumu hangisidir?

Cevap

Çoğunluğu İstanbul, Ankara ve İzmir’de olmak üzere büyük şehirlerimizdeki bazı üniversitelerde, müzelerde çalışmak için gereken uzmanlığı sağlayabilecek hemen her alana ilişkin eğitim olanağı mevcutsa da müzebilim kapsamındaki müzecilik programları henüz çok sınırlı sayıdadır. Pek çok üniversitede, oldukça erken tarihlerde, lisans düzeyinde ve genellikle arkeoloji ve/veya sanat tarihi bölümlerinde seçmeli olarak verilen derslerle başlayan bu eğitimi, ayrı bir akademik disiplin olarak yüksek lisans düzeyinde veren ilk üniversite -1989 yılında açılan Müzecilik Yüksek Lisans Programı ile- Yıldız Teknik Üniversitesi olmuştur.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.